English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Not my dad

Not my dad traduction Turc

1,393 traduction parallèle
You're not my dad!
Sen babam değilsin.
- You're not my dad!
- Sen benim babam değilsin!
- He's not my dad.
- O benim babam değil.
- I'm not sure when my dad's getting home.
- Babam ne zaman gelir bilmiyorum.
Tell her not to let my little girl forget about her dad.
Ona kızına babasını unutturmamasını söyle.
'Cause my dad's not crazy about cats.
Babam kedilerden hoşlanmaz.
That's not what my dad thinks.
Babam öyle düşünmüyor.
Not even with my dad.
Kendi babamla bile.
Not sure yet. My dad never breaks the rules.
- Henüz emin değilim.
Careful, this is my dad, not a washing machine.
Dikkat edin, o benim babam, çamaşır makinesi değil.
Dad, I'm not hiding here while my friend gets beat up because you're scared to do the right thing.
Hiçbir yere gitmiyorsun. - Baba, burada durup doğru olanı yapmaya korktuğunuz için Ahmed'in dövülmesini izlemeyeceğim.
My dad did not commit suicide.
Babam intihar etmedi.
My dad did not commit suicide.
babam intihat etmedi.
Not my real dad, he died, but my stepfather.
Gerçek babam değil, o öldü, üvey babam.
I'm not scared of any Dark Master, and those are my dad's keys.
Benim Kara Efendi'den korkum falan yok ve onlar babamın anahtarları.
Really not, I can speak with my dad?
Pek sayılmaz. Babamla konuşabilir miyim?
Not I know, I jumped, two days two days before, I will tell you I should leave with my dad to the vegas with those "Double D"
Balıklama atladım, bir anda atlayıverdim. Sana şunu söyleyeyim, Vegas'a babamın ve koca memeli hatunların yanına gitmek bana en doğrusu gibi geliyor.
I'm not plannin'on tellin'my dad.
Babama anlatmayı düşünmüyorum.
Because he's not on my back all the time.
Çünkü babam bana dadılık yapmıyor.
I mean, OK, maybe you're not my real dad,
Yani tamam, belki gerçek babam olmayabilirsin...
Dad, soccer is an amazing part of my life, and I am going to play for them, just not yet.
Baba, futbol hayatımın şaşırtıcı bir parçası ve bunlar için oynayacağım ama şimdi değil.
We're in it for the money, remember not for a roll in the hay like you did with my Dad.
Biz paranın peşindeyiz, unutma. Babamla yaşadığın gibi bir aşk oyunun değil!
- My dad said not to get involved.
- Babam, karışma dedi.
My dad told me I was the world's utmost idiot for not realizing you won something today.
Babama göre, bugün senin bir ödül aldığını... fark etmediğim için salağın tekiymişim.
But I didn't tell my dad about the house and he's not letting me do any sleuthing.
Ama babama evden bahsetmedim, çünkü hafiyelik yapmama izin vermiyor.
My dad's not a quitter.
Benim babam pes etmez.
I mean, it's not Yale, but hey, my dad understands
Demek Yale'ye değil, ama, hey, babam anlıyor ve Amanda da rağızı.
Not including the bit about losing my dad's watch, this has been my best day of all time.
Babamın saatini kaybetmem dışında bugün hayatımda geçirdiğim en güzel gündü.
Not my fault. I didn't ask you to turn in your badge, Dad.
Benim suçum değildi, rozetini bırak demedim.
My dad didn't leave a note.
babam kendini öldürdüğünde de not bırak ma mıştı.
My dad didn't either. I thought it was weird too.
babamın da not bırakmaması garip aslında.
You can keep me well, I am not Tiger Woods, but against my dad... I talk about you not me go to shame.
Beni tutabilirsin, ben bir Tiger Woods değilim, ama babam... senden bahsediyorum benden değil!
My dad's not here. I was helping him unpack.
Babam burada yok.Ben de paketleri açmasına yardım ediyordum.
Okay. My dad's decided to stay here in Dillon and not go back to Iraq.
Babam, Dillon'da kalmaya Irak'a dönmemeye karar verdi.
No, you can't tell me what to do, you're not my dad.
İyi misin?
My dad's not home.
Babam evde değil.
I mean, my dad's the lawyer, not me.
Avukat olan babam, ben değilim.
He may not be perfect, but he's my dad.
Mükemmel olmayabilir, ama o yine benim babam.
I'm really not sure you're what my dad's looking for.
Gerçekten babamın aradığı kişi olup olmadığına emin değilim.
I'm not responsible for what my dad did.
Babamın yaptığı bir şeyin sorumlusu ben değilim.
And then I realized my dad had hugged me at my graduation, not with his arms, you know, but with his brain.
Sonra da babamın mezuniyetimde bana sarıldığını fark ettim, kollarıyla değil, beyniyle.
- He's not my dad.
Benim babam değil o.
So... are you my dad or not?
Babam mısın, değil misin?
I don't want you to be my dad, and I'm not taking your test!
Babam olmanı istemiyorum. Testini de yaptırmayacağım.
My Dad is not answering his phone.
Babam telefonuna cevap vermiyor.
And I owe it all to my dad for not letting me give up.
Ve bunların hepsini, vazgeçmeme izin vermeyen babama borçluyum.
Listen, my dad- - he's not feeling so great, so he's gonna pass on a ride today.
Bak, babam kendini pek iyi hissetmiyor, bu gün gelemeyecek.
- Are you my dad or not?
- Babam mısın. değil misin?
But I'm not surprised you say that about my dad.
Ama babam hakkında bunu söylemen beni şaşırtmadı.
So, I decided the only way to fix this is to not be my dad's employee anymore.
Bu yüzden bunu onarmanın tek yolunun artık babamın elemanı olmamak olduğuna karar verdim.
I'll tell you right now, my Dad is not gonna pay for that wedding.
Sana hemen söyleyebilirim ki, benim babam o düğünün parasını ödemez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]