English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Not so rough

Not so rough traduction Turc

56 traduction parallèle
Not so rough, Mademoiselle I'm liable to fall apart
- Yavaş olun hanımefendi. Zaten dağılmak üzereyim.
Not so rough, Sergeant, you'll hurt the boy.
O kadar da sert değil Çavuş, çocuğu incitiyorsun.
Louis, not so rough.
Louis, çok kaba değil.
Not so rough!
Çekiştirmeyin!
- Not so rough, honey!
- Bu kadar sert olma tatlım!
Not so rough!
Oldukça sert biri.
Not so rough.
Sert davranma.
You're not so rough.
O kadar sert değilmişsin.
Hey, not so rough.
Hey, bu kadar sert değil.
Well, all right, but just not so rough, OK?
Pekala, fakat bu kadar sert oynamayın tamam mı?
- Not so rough.
- O kadar sert olma.
Ouch! Not so rough!
Bu kadar sert olma!
Not so rough, all right?
- Çok kabaca değil, tamam mı?
Not so rough.
O kadar sert olma.
Easy, not so rough.
Ağır ol bakalım, düzgün yat.
Ow! Not so rough!
Bu kadar sert olma!
Hey, not so rough!
Yavaş yahu!
Not so rough!
Bu kadar kaba olma.
[Whispers] Humphrey's not so rough-and-tumble.
Humphrey çok itişip kakışmaz.
Not so rough, Bart. Daddy can't handle so much love right now.
Yavaş ol, Bart. Baban şiddetli sevgi alamaz şu an.
Hey, not so rough.
- Hey, hey! O kadar sert davranma!
Hey, hey, not so rough.
Hey, hey, o kadar sert davranmayın.
Honey, not so rough this time.
Tatlım, çok sert emme.
Not so rough.
Tamam, vahşi...
Carl, just not so rough.
Carl, o kadar kaba değil.
Not so rough!
O kadar da sert olma!
Not so rough.
O kadar kaba olma.
- Not so rough!
- Yavaş olun.
Look, not so rough, buddy.
Bak, bu kadar aceleci olma, dostum.
Not so rough.
O kadar sert değil.
Aah, hey, not so rough.
Hey bu kadar kaba olma.
Hey, I said not so rough!
Çok sert davranma dedim!
Hey, not so rough.
Hey, kaba olma.
You're hurting me, handsome. Not so rough, mister.
Canımı acıtıyorsunuz yakışıklı bey.
Now, I wanna be entirely fair to you, Manny, so I'll tell you right now that there's a rough similarity between your printing and the note.
Dürüst olacağım, Manny o yüzden söylüyorum. Yazınızla not arasında kabaca bir benzerlik var.
So I to her, and so she yields to me for I am rough and woo not like a babe.
Ben böyle davranırsam boyun eğecek ; Çünkü ben zorlu biriyim, kur yapmam.
Not so rough. Wait.
Yavaş.
The roads may be a bit rough, but monsoon season is over... so there's not much of a danger of slides.
Yollar biraz engebeli olabilir ama muson mevsimi geçtiği için heyelan tehlikesi yok.
How did you size me up so quick that I'm not some hard guy who's gonna rough you up?
Benim seni tartaklayacak türde bir adam olmadığımı hemen nasıl anladın?
Her boots are country boots but not so robust, as to suggest a rough terrain.
Çizmeleri kırsal çizmeler ama o kadar sağlam değil engebeli arazi izlenimi uyandırdı.
Not having that which having makes them short. - Out of her favour where I am in love. should be so tyrannous and rough in proof. should without eyes see pathways to his will. - In love?
Kederi azaltacak şeyin olmaması.
THAT'S ROUGH. I MEAN, I'M NOT MUCH OF A CAR GUY, BUT I KNOW WHEN I SEIZE UP, I NOT FEEL SO GOOD.
Ben arabalardan pek anlamam ama kendim tutukluk yaptığımda hiç hoş olmuyor!
Only the ferries, but the channel's too rough so they're not running.
Sadece feribot var. Ama deniz çok dalgalı, onlar da çalışmaz.
Not so rough!
Yumuşak yap!
Therefore, living life so rough, it is a miracle I've wasted a lot of money, it is no longer so much - - but it does not matter, I'm not crazy about money. I did not think eläväni so long.
Bu yüzden aptal oldugunu's
Easy there, not so rough.
Sakin ol, çok yüklenme.
So this is where you rough it when you're not at the homeless shelter?
Evsizler barınağına gitmediğin zamanlar buraya mı geliyorsun?
Um, Kristina had a rough night last night, and her white blood cell count apparently dropped because of the chemo, and so Adam asked me not to tell anyone'cause he didn't want anyone to worry.
Aa, Kristina dün gece zor bir gece geçirmiş. Görünüşe göre akyuvar sayısında düşüş olmuş kemoterapi yüzünden, bu yüzden Adam bana kimseye söylememi istedi çünkü kimsenin endişelenmesini istemiyor.
I debated whether or not I should say the exact number or just rough it, but I figured, I've earned every day so...
Tam rakamı mı söyleyeyim yoksa yuvarlayayım mı diye çok düşündüm ama bunun her anını ben yaşadım, o yüzden...
You did not need to be so rough in demonstration.
Gösteri yapayım derken bu kadar kaba olmana gerek yoktu.
I said, not so rough.
- Yavaş dedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]