English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Now

Now traduction Turc

897,710 traduction parallèle
" You've come this far, now don't become a bust.
"Buraya kadar geldin, bundan sonra batırma."
It'd be really nice to have Patterson right now.
Patterson burada olsaydı harika olurdu.
Now, who wants to meet my sister?
Kim kız kardeşimle tanışmak ister?
Now that she's gone, I want out.
Şimdiyse o artık yok ve ben de bu işin dışında kalmak istiyorum.
We've been blindly following you through this maze and now you're threatening us?
Seni körü körüne bu labirente kadar takip ettik ve şimdi bizi tehtid mi ediyorsun?
Shepherd's in Bangkok right now.
Shepherd şu an Bangkok'ta!
It all just requires so much vetting now.
Şimdiyse hepsi için çok fazla güvenlik gerekiyor.
Now who's reading O Magazine?
O Magazine okuyan başka kimler varmış!
Yeah, it was, but... at least I can move on now, right?
Evet, öyleydi. Fakat en azından devam edebiliyorum, değil mi?
Now, how do I get that back?
Şimdiyse bunu nasıl geri getireceğim?
Now we just have to find out how.
Şimdiyse nasıl olduğunu bulmamız gerekiyor.
He's too dangerous now. We need to take him out.
Artık tehlikeli olmaya başladı, oyun dışı bırakmanın zamanı geldi.
On your knees, now!
Dizlerinin üstüne çok, hemen!
You've proven yourself to the team and Weller trusts you now and he fought... so hard to get you out of the cell.
Kendini takıma kanıtladın, ve Weller şimdi sana güveniyor, o seni hücreden çıkarmak için çok sıkı savaştı.
I'm on my way to see her now.
Şimdi onu görmeye gidiyorum.
You pull me out now, we'll never get close to her again, and you know it.
Beni şimdi dışarı çıkarırsan, ona bir daha asla yaklaşamayacağımızı biliyorsun.
Seven years now. Met him at that same gun range.
Yedi yıl önce, aynı atış alanında tanıştık.
We've got to get Devon out now, all right?
Devon'u şimdi çıkarmalıyız tamam mı?
You release her now, she's gonna know something's up.
Onu şimdi serbest bırakırsan, bir şeyler döndüğünü anlayacak.
Shepherd is out there right now, planning something big, and I am on the inside, and this is our chance to make a major move.
Shepherd şu an dışarıda, büyük bir şeyler planlıyor ve ben içerideyim, ve bu da büyük bir hamle yapma şansımız.
And I know there's nothing I can say that will change your mind right now and I understand if you want to put me back in the cell.
Tam şu anda fikrini değiştirecek hiçbir şey söyliyemiyeceğimi biliyorum, Ve beni hücreye geri koymak istersen seni anlarım.
Liz is after both of us now and getting shivved is gonna feel like a massage compared to what she'll do to us next.
Liz şimdi ikimizinde peşinde ve şişlenmek bir dahaki sefer bize yapacaklarına kıyasla masaj gibi hissettirecek
You and I both know he's not the same person now, just like I'm not the same person.
Sen ve ben, artık aynı kişi olmadığını biliyoruz Tıpkı benimde aynı kişi olmadığım gibi.
And now, to find out she was killed because of her connection to me...
Ve şimdi, onun benimle bağlantısı yüzünden öldürüldüğünü öğrenmek...
I'm getting on the road right now.
Şu anda yola çıkıyorum.
It doesn't matter now.
Artık önemi yok.
Shepherd wants Weller, and now we use her to get to Weller.
Shepherd Weller'ı istiyor şimdi biz onu Weller'e almak için kullanıyoruz.
I'm sending them now.
Onları şimdi gönderiyorum.
Now, when I place this onto that plate, you jump up and move.
Şimdi, bunu plakanın üzerine koyduğumda, zıpla ve kaç.
I'm finding it hard to trust people right now.
Tam şu anda insanlara güvenmek bana zor geliyor.
Dr. Borden is gone now.
Borden şimdi öldü.
When you injected me with that drug, I got the chance to start over again, and now you will too.
Bana bu ilacı enjekte ettiğinde yeniden başlama şansım oldu, şimdi de sen yeniden başlayacaksın.
It's actually perfect for me right now.
Şu an bu iş benim için gerçekten mükemmel.
Shepherd and Roman for now.
Şu an için Shepherd ve Roman.
Roman is more useful now than ever.
Roman şimdi her zamankinden daha faydalı olur.
Now that he started talking, keep pushing him for intel.
Mademki konuşmaya başladı, onu istihbarat için zorlamaya devam et...
They could be trying to infiltrate us right now.
Şu anda bize sızmaya çalışıyor olabilirler.
I don't feel my sharpest right now.
Şu anda kendimi net hissetmiyorum.
Sandstorm is scrambling all the NYO's incoming communication right now.
Sandstorm tam şu anda NYO'nun gelen bütün iletişimini karıştırıyor.
Now!
Derhal!
All I can do now is seal them in.
Şu anda bütün yapabileceğim,... onları mühürlemek.
You can sit down now.
Şimdi oturabilirsin.
It went underneath what's now the NYO.
Şimdi NYO olan yerin altına girdi.
Well, at least now we know there won't be a problem.
İyi, en azından bir sorun olmayacağını biliyoruz.
- Now, usually, we'd use a robot.
- Şimdi, genellikle, bir robot kullanırız.
I have to go now, Roman.
Şimdi gitmeliyim, Roman.
Now we got to figure out where the rest are hidden.
Şimdi kalanların nereye gizlendiğini bulmalıyız.
Now.
Şimdi.
You really want to talk about this now?
Gerçekten bunun hakkında şimdi konuşmak ister misin?
We have to go now.
Şimdi gitmeliyiz.
This is a call to arms, to stand up, to fight, because true freedom cannot come without true sacrifice, because no matter what flag they wield, those who oppose that freedom... are our enemy now.
Bu bir silahlanma çağrısı, ayakta kalma, mücadele etme, çünkü gerçek özgürlük gerçek fedakarlık olmadan gelmez, çünkü hangi bayrağı kullanırsa kullansınlar, bu özgürlüğe karşı olanlar... şimdi bizim düşmanımızdır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]