English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / One after the other

One after the other traduction Turc

392 traduction parallèle
Calm down people, one after the other.
Sakin olun bakalım, birer birer.
The sea, the seagulls ten boats, one after the other in each one, 22 musicians.
Deniz, martılar on tane tekne, birbiri ardına her birinde 22 müzisyen.
The days go by, one after the other.
Günler ardı ardına geçti.
Then all of you will go, one after the other.
Hepiniz gideceksiniz. Teker teker hepiniz gideceksiniz.
Then when we lost the children, one after the other.
Sonra çocuklarımızı kaybettiğimiz zaman, birini ve diğerini.
Jobs like that, one after the other, until finally I got her out of my system.
Bu tür işler işte, biri diğerini kovalıyordu. Ta ki onu zihnimden tamamen atana dek.
If these people had denied him one after the other, to save their skins, would he have any followers left?
Bu insanlar kendilerini kurtarmak için ona ihanet etselerdi, hiç yandaşı kalır mıydı?
In the salt market, the White Priest still rules ( Muykayla-kiri ) and one after the other the Haouka's join him.
Tuz pazarını Beyaz Rahip yönetiyor ve birbiri ardınca Hausalar ona katılıyorlar.
One after the other.
Bunlardan sonra oldu.
All one after the other.
Hepsi, birbiri ardına.
I had only to push them open... and close them behind me, one after the other.
Açmak için sadece itmem yetmişti... ve arkamdan kapatmıştım, birbiri ardınca.
One after the other, like ants drawn to a mound of sugar.
Hiç durmaksızın şeker yığınına üşüşen karıncalar gibi.
When we get back the sister stops one after the other, questions us all supposedly to know how we passed the holiday, but in fact to smell our breath, to know if we had wine.
Rahibe geri döndüğümüzde tatilimizin nasıl geçtiğini sormak için durdurur aslında amaç şarap içtik mi diye öğrenmek ve nefesimizi koklamaktır.
Yes, his men laid down their lives one after the other in order to save Chuji.
Evet, adamları Chuji'yi kurtarabilmek için bir bir kendi hayatlarını feda etmişler.
Two fine men dying one after the other.
İki iyi adam arka arkaya ölüyor.
- Now, one after the other!
Teker teker.
One after the other.
Birbiri ardınca.
We see collapsing one after the other all the pillars which sustained our nation throughout its glorious past.
Ulusumuzu, muhteşem geçmişi boyunca ayakta tutan bütün direklerin birer birer yıkıldığını görüyoruz.
I mean Weis and I and Leszik and Richter and Barabas and we started playing marbles and we rolled the marbles one after the other, there were about twenty of them at the wall three of them were glass ones.
Weis, Leszik, Rihter, Barabas ve ben misket oynamaya başladık ardı ardına misketleri yuvarladık duvarda yirmi kadar misket vardı üç tanesi camdandı.
Let's see one after the other.
Şimdi, birer birer öğrenelim bakalım.
He's going to kill us one after the other.
O bizi teker teker öldürecek.
your eyes follow the lines, deliberately, one after the other.
Gözlerin dikkatle, teker teker satırları takip ediyor.
A bloody procession of so many poppies... born one after the other in the family hell... on the slopes of the Scary Mountain... strewn with old clocks.
Bir çok gelincikten oluşan kanlı bir kafile. Aile cehenneminde peş peşe doğmak. Korku Dağı'nın dağın yamaçlarında... eski saatlerle delik deşik olmak...
Only a moron could sit and watch two football games one after the other.
Sadece bir ahmak oturup, arka arkaya iki maç izler.
One is obliged to see them separately, one after the other... which results in :
Birbiri ardına ayrı ayrı bunları görebilmek gerekir ki... sonuç :
This is made possible because the film is moving... and the images don't come altogether, but separately to inscribe themselves one after the other, on their support :
Bu filmin devamlılığını olanaklı kılar... ve imajlar hep beraber gelmezler, kendilerini ayrı ayrı kaydettirirler birbiri ardına... destekçileri :
And what's to stop him from taking out that book calling all the names in it one after the other until the Americans know it is us and retaliate?
Peki Amerikalılar olayı anlayıp bize misilleme yapana kadar, kitabını açıp her ismi teker teker aramasını ne engelleyecek?
All in good time, each thing in turn and one after the other.
Zamanı gelince, her şey sırayla ve birer birer.
One right after the other, they got thrown out.
Birbiri ardına, hepsi atıldılar.
It's one word right after the other.
Hiç vakit kaybetmeden aynı söz.
After all this time you probably wouldn't care, one way or the other.
Bunca zaman sonra bunu bilsem ne olur, bilmesem ne olur?
- After all, the other day was one scene.
- Ne de olsa, geçen gün bir sahneydi.
The other one turns back after two days.
Diğeri iki gün sonra geri dönsün.
Two years after these incidents, they found two skeletons, one mysteriously holding the other in a fond embrace.
Bu olaylardan iki yıl sonra, biri, diğerine tuhaf bir biçimde sarılmış iki iskelet bulundu.
In Leningrad after my parties we'd go for a ride, from one part of the city to the other.
Leningrad'ta partilerimden sonra şehrin bir ucundan ötekine gezintiye çıkardık.
- We'll come back after the other one.
- Bundan sonra geri döneriz.
The guy who fights his way on a subway after a hard day's work... hangs onto a strap with one hand and a newspaper with the other... doesn't want to wade through a dull explanation...
Yorucu bir günün sonunda metroda evine dönmeye çalışan... bir eliyle tutunurken diğer elindeki gazeteyi okuyan adam... sıkıcı açıklamalara kafa yormak istemez...
'Course, he's only got one eye he lost the sight in the other watching telly day after day.
Tek gözü olduğu için giderek diğer gözü de görme yeteneğini kaybediyor.
The opponent will then transfer his attack on the other flank, you parry this with the rook, and after one more move, you can force a draw.
Diğer oyuncu hemen diğer taraftan saldıracaktır, siz de onu kale ile durduracaksınız. Bir sonra ki hamleyle de beraberliğe zorlarsınız.
You mean he knows about the Sherwood case? And I just wondered, one thing right after the other, there might be some connection. Mm-hmm.
Yani Sherwood vakasını da biliyor mu diyorsun?
I took the liberty of putting on another pair of your pyjamas... after the other one had been ripped off.
Diğeri yırtılmış olduğu için sizin başka bir pijamanızı giymek cüretini gösterdim. - Yırtık olan pijama nerede?
If I'm correct, when she reappears, the other two might be able to protect the one she's after by interposing their bodies. No weapons seem to affect her.
Diğer ikisi, onun peşinde olduğu kişiyi aralarına alarak onu koruyabilir belki.
After you got engaged to the other one, now you're gonna see him.
Biriyle evlendikten sonra onu görmeye gitmelisin.
One right after the other.
Peşpeşe.
About five minutes after to sound the alarm, the Graf Spee and the Exeter they had opened fire one on the other e the Ajax and the Aquiles they had gone off on the Graf Spee, concentrating the attack.
Beş dakika içinde alarm duyuldu. Graf Spee ve Exeter namlularını birbirlerine doğrultmuş ateş ediyor Ajax ve Achilles ise Graf Spee'yi vuruyorlardı.
And so it still goes on like that back and forth one after the other.
Gidiş-gelişler böylece sürdü gitti.
You got one, and now you're after the other.
Birini hakladın, şimdi diğerinin peşindesin.
One thing after the other.
Her şey birbirini tamamlıyor.
Only after watching them play, one pretending to be a matador and the other pretending to be a bull, only then did I know without qualification that Montoya was lying.
Sadece onların oynadıkları oyunu gördükten sonra, biri matador gibi görünerek, diğeri ise boğa rolü takınarak, işte o zaman yalın bir biçimde Montoya'nın yalan söylediğini anladım.
The other one came after.
Diğeri sonra geldi.
Sabine gets one "F" after the other. I mean, something's amiss.
Sabine durmadan en kötü notları alıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]