English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / The other way

The other way traduction Turc

6,656 traduction parallèle
Xiomara, I owe her a lot and I tend to look the other way when she's possessive.
Xiomara, ona çok şey borçluyum. Ve kötü bir şey yaptığında kafamı çevirmeye çalışıyorum.
I suppose they've chosen to look the other way.
Sanırım başka yöne bakmayı seçtiler.
I've seen it done the other way, too, bonds at the wrists and ankles taking off just the hands and feet.
Diğer türlüsüne de şahit oldum tabii ki, El ve ayak bileklerinden sarıldığında sadece eller ve ayaklar kopar.
What-what if we do it the other way? What if i...
Öteki şekilde yapsak nasıl olur?
The bed and breakfast is the other way.
Planlarda değişiklik oldu.
I know that it sounds insane that it could happen here but it did, something happened, and everybody's working so bloody hard to look the other way.
Orada bir şeylerin olabilieceğinin kulağa çılgınca geldiğini biliyorum,... ama oldu, bir şeyler oldu ve ama herkes öteki tarafa bakmak için o kadar çok çalışıyor ki...
Unless you're into the other way.
eğer farklı bir yoldan olsun diyorsan.
But I looked the other way.
Ama ben o şekilde bakmadım.
He takes money to look the other way.
Bazı şeyleri görmezden gelmek için para alıyor.
One way is life ; The other way is death.
Bir taraf yaşam ; diğer taraf ölüm.
But they looked the other way, and when they did, they just snuffed out their own lives in the process.
Ama diğer şekilde baktı ve onlar yaptım, onlar sadece sürecinde kendi kendi hayatlarını söndürdü.
If he walks down the high street, people just, they, they turn and they run the other way.
O ana yoldan aşağı yürürken insanlar dönüp, diğer tarafa koşarlar.
And maybe..., just maybe, he looked the other way.
Hatta belki, belki diğer tarafa baktı.
Camp 14's back the other way.
14. kamp diğer tarafta kaldı.
And like, if it would have been the other way around that band would have been a completely different band.
Diğer şekilde olsaydı bambaşka bir grup olurdu.
- Look, lady. This is obviously official business. I can look the other way.
Bakın bayan belli ki bu resmi bir görev, başka türlü bakamam zaten.
If it was just physical, I could look the other way.
Fiziksel bir şeyler olsa başımı çevirirdim en azından.
We've all been looking the other way because we're friends with vampires, but how many people need to die for us to face the fact that vampires also kill people?
Vampirlerle arkadaşlık ettiğimiz için bunları görmezden geliyoruzdur. Vampirlerin insanları öldürdüğü gerçeğini kabullenmemiz için daha kaç insan ölecek?
If she gets a creepy vibe off of you, she's gonna turn and run the other way.
Senin garip olduğunu düşünürse bize kıçını dönüp ters yöne koşar.
The arrogance of man is thinking nature is in our control... and not the other way around.
İnsanlığın kibri doğanın kontrolümüzde olduğunu düşünmesi tam tersi olduğunu düşünmemesi.
Okay, just so we're clear, if I sense any danger, i will run the other way.
Pekâlâ, anlamış mıyım diye bir bakalım eğer tehlike sezersem, ters yöne doğru koşacağım.
It might've been the other way.
Öbür taraf da olabilir.
Um, well, what we've learned along the way is that sometimes in relationships, people can like each other at different levels.
Bizim bu yolda öğrendiğimiz, bazen ilişkilerde insanların birbirlerinden farklı şekillerde hoşlanabileceği.
I knew their biographies The way other kids knew batting averages.
Diğer çocukların vuruş puanlarını bildiği gibi ben de onların biyografilerini biliyordum.
That's the only way we're going to understand each other.
Birbirimizi anlamanın tek yolu bu.
By the way, my family really loves each other.
Bu arada ailem cidden birbirini seviyor.
I don't think you care one way or the other.
Şöyle ya da böyle umursadığını sanmıyorum.
They were all briefed into the program at the time, by the way, and all the other programs that were going on, including all these CIA programs.
O sıralarda hepsi Stellar Wind programı, CIA programları da dahil olmak üzere süregelmekte olan diğer tüm programlar hakkında bilgilendirilmişlerdi.
But, my dear, I must warn you, the truth has a way of coming out, one way or the other.
Ama hayatım, seni uyarmalıyım. Gerçek er ya da geç ortaya çıkacaktır.
That way, we don't bump into each other in a way that would make the other uncomfortable.
Bu sayede bir birimizin üzerine atlayıp, geçirdiğimiz süre boyunca rahatsızlık yaşamayız.
Even if that school is all the way on the other side of the country.
O okul ülkenin öbür ucunda olsa bile.
- I'd like to think that... that you guys see value in women's bodies other than just the way they look.
- Kadın vücudundaki görünüş haricindeki değeri de görmenizi istiyorum.
Well, if I hadn't helped him, he would have gotten the photo some other way.
Eğer ona yardım etmeseydim o fotoğrafı yine de alacaktı.
And it was your father who threw innocent men into prison for no other reason than the way they worship God.
Senin baban masum insanları hapse attı, sadece Tanrıya başka şekilde inanıyorlar diye.
One way or the other.
Öyle ya da böyle.
Other than the fact that Hydra's drill will be all the way down in the basement.
Diğer yandan Hydra'nın matkabı... yeraltına kadar aşağıya iniyor.
I need to if I want to save Jinora and the others ; There's no other way.
Jinora'yı ve diğerlerini kurtarmak istiyorsam, yapmak zorundayım.
I'm still willing to testify, because I want Stroh gone one way or the other.
Hala tanıklık etmeye istekliyim çünkü Stroh'un öyle ya da böyle gitmesini istiyorum.
Some other way to pay the bills when career criminals aren't murdering each other in sufficient quantity.
Seri katiller birilerini öldürmediğinde faturalarını ödemek için başka yolu olabilir.
The board shut you down, which left you only one other way to take your dad out of the picture.
Kurul seni alaşağı etti bu da sana tek bir yol bıraktı babanı resmin dışına itmek.
We've fallen in step with each other, but someone must lead the way, and you're good at that.
Birbirimize doğru adımlar atabiliyoruz, ama biri liderlik yapmalı ve sen bu konuda baya iyisin.
which depend on the precise position and orbits of the other planets in the solar system, the way that the Earth's spin axis moves around, which depends on the position and mass of the moon and the position and mass of the sun
bunun da güneş sistemindeki diğer gezegenlerin tam o anki yerine ve yörüngesine bağlı olması ve Dünya'nın etrafında döndüğü eksenin salınım yapma şekli, bunun da Ay'ın konumuna ve kütlesine güneşin konumuna ve kütlesine bağlı olması ve bunların etkisinin burada Dünya'da iklimleri değiştirmesi
That way if Talon's watching from the other side - even though we have these little blinders - we're not giving him any kind of cues, on which side the correct answer might be on.
Bu sayede bu küçük perdelere rağmen Talon bizi izliyor olsa bile doğru cevabın hangi taraf olduğuna dair hiçbir şekilde ipucu vermemiş olacağız.
Not the way she loves Francis or any of her other children.
Francis'i ya da diğer çocuklarını sevdiği gibi sevmiyor beni.
All the way to Goathland in my Morris Minor, like it were the other end of the world.
Küçük arabamla Goathland'a kadar aldığım yol dünyanın diğer sonu gibiydi.
I wanted to apologize for the way I acted the other day.
Geçen günkü davranışlarım için özür dilemek istiyorum.
THE MILKY WAY AND ANDROMEDA RIP EACH OTHER TO SHREDS.
Samanyolu ve Andromeda birbirlerini parçalarına ayıracaklar.
The way you two look at each other is pretty serious.
İkinize bakınca gayet ciddi görünüyorsunuz.
Your attitude to authority your manner towards me and the other candidates your hysterical behaviour the way in which you left three days before the final exam...
Otoriteye olan tavrın bana karşı olan hareket ve tavırların ve diğer adaylar histerik davranışların ayrılış şeklin final sınavından üç gün önce...
I have no feelings about you one way or the other.
Sana baktığımda bende aynısını hissediyorum.
Then, with two other scientists, Nathan Rosen and Boris Podolsky, Einstein thought they'd found a way to win the argument.
Daha sonra diğer iki bilim insanı Nathan Rosen ve Boris Podolsky ile birlikte Einstein, kendilerine bu tartışmayı kazandıracak bir yol bulduklarını düşündü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]