One kid traduction Turc
2,324 traduction parallèle
There was one and only one kid you would go to if you contracted the dreaded cooties.
Korkunç bitlilere çarptıysanız gidebileceğiniz sadece bir kişi vardı.
Why can't I have one kid on my team like that, you know?
Neden benim takımımda böyle bir çocuk yok?
So we had one kid who wasn't growing up too fast after all...
Tüm olanlardan sonra çok çabuk büyümeyen bir çocuğumuz vardı.
Well, all you have to do is get one kid into an Ivy, and your phone will be ringing off the hook.
Tek yapman gereken bir çocuğu Ivy üniversitelerinden birine sokmak.. .. sonra telefonun hiç susmayacak.
Big article on drug use at lusher and that one kid who overdosed.
Lusher'da uyuşturucu kullanımıyla ve doz aşımından giden gençle ilgili büyük bir yazılardı.
which kid has the potential to stand out? I'm not here to teach one kid.
Burada tek bir çocuğa eğitim vermek için bulunmuyorum.
If our work helps even one kid make better choices, then it will all be worth it.
Yaptıklarımız tek bir çocuğa bile yardım etse, yorulduğumuza değmiş demektir.
NASA's going to pick one kid's experiment to launch into space.
NASA kazanan çocuğu deneme amaçlı uzaya fırlatacak.
Even meaner. I heard one kid one time threw a notebook at someone.
Duyduğuma göre bir keresinde bir çocuk arkadaşına defter fırlatmış.
I heard this one kid say the alarm went off at like 3 : 00 am.
Birinin, sabaha karşı saat 3 : 00'te alarmın çaldığını söylediğini duydum. O makinelerde alarm mı varmış?
Yeah, well, you're not letting me take care of one kid, so I'm gonna take care of the other.
Evet, bir çocuğuma ilgilenmeme izin vermiyorsun. Ben de diğeri ile ilgileneceğim.
I mean, if I could only have one kid for the rest of my life, knowing everything that I know about you and even the things that I don't know I would choose you.
Yani, hayatımın sonuna kadar tek bir çocuğum olacaksa,... senin hakkındaki her şeyi bilmeliyim bilmediğim şeyleri bile. Senin seçmeni isterim.
There is one kid whose work is pretty disturbing.
Bir çocuğunki çok rahatsız ediciydi.
I'm keeping it about one kid only.
Bir tane çocuktan bahsediyorum ben.
One kid pulled a gun.
- Biri, çocuklardan biri silah çekti.
Six men, three diabetics, one LCDD, one kid, two seniors, and by default, one... Cuddy.
Altısı erkek, üçü diyabetik birinin depo hastalığı var, biri çocuk, ikisi yaşlı biri de şansa, Cuddy.
- Vig, which one is your kid?
- Vig, hangisi senin çocuğun?
One thing you gotta realize, kid, is people go missing.
Anlaman gereken tek şey evlat, insanlar kaybolur.
Those kids couldn't repeat after learning it for days, but he heard it just once and repeating it perfectly, he's no ordinary kid, he's intelligent to grasp in one time.
Bu ilahiyi o çocuklar günlerdir öğrenemedi, ama o bir kere dinledi ve hatasız bir şekilde söyledi. O normal bir çocuk değil. Bunu bir gün kendisi de anlayacak.
- The little kid, he's one of them.
Küçük çocuk onlardan biriymiş.
I don't know, can't you see our kid in a neighborhood like this one?
Sadece bilmiyorum ki, çocuğumuzun böyle bir mahallede yaşadığını hayal edemez misin?
Well, she might be a kid, but it looks like she might be a really bad one.
Daha çocuk olabilir ama görünüşe göre baya kötü bir çocuk.
It's one thing to be too involved in your kid's life when they're young.
Eğer gençken çocuğunun hayatına çok karışırsan, olabilecek şeylerden birisi buydu.
Look, the one thing about Vince Howard is that we haven't even scratched the surface on what the kid can do.
Bakın, Vince Howard ile ilgili bilmeniz gereken şey, daha bu çocuğun yapacağı şeyleri gözler önüne seremedik.
Uh, this girl I know from school, uh, the one with Peter Florrick's kid.
Okuldan tanıdığım bir kız var- - Peter Florrick'ın oğlu ile takılan.
It's been one of my top schools since I was a kid.
Çocukluğumdan beri en çok istediğim okul.
When I was a kid I had this romantic dream that one day a spaceman would come down in his rocket and whisk me off to the moon. The moon!
Benim küçükken,... uzaylı birinin roketiyle aşağı inip,... beni kaçırdığını gördüğüm,... romantik bir rüyam vardı.
And this one- - A couple with a young kid ;
Ve bu defaki, küçük çocuğu olan bir çift.
I was the kind of kid who ate all their Halloween candy in one night.
Cadılar Bayramı şekerlerini bir gecede yiyip bitiren çocuklar gibiyimdir.
Just one quick chat to convince John to bring the kid back home.
Çocuğu geri getirmesi için John bile biraz konuşacağız.
I wanted to be the first kid on my block to have one, Ray, so I could blame everything on my father.
- Alanımda ilk çocuk olmak istedim Ray ki her şey için babamı suçlayabileyim.
Aren't you the one who said it wouldn't be fair to have a kid as long as every morning I walked out the door you felt like I might never walk back in?
Sabah kapıdan her çıktığımda, bir daha girmeyecekmişim gibi hissettiğin sürece çocuk sahibi olmanın uygun olmayacağını söyleyen sen değil miydin?
He's got a kid now, a fully assembled one.
Şimdiyse o bir, çocuk sahibi.
This kid's no hustler. He's not dressed like one.
Bu çocuk üçkâğıtçı değil.
We found the axe used to cut off the kid's hand and the bloody shirt worn by one of your lackeys when he killed him.
Çocuğun elini kesmek için kullanılan baltayı bulduk. Yalakalarından birinin onu öldürürken giydiği tişörtü de.
Your witness claimed one of the dead men told Luckett's kid they wouldn't be paying.
Tanıklardan biri Luckett'ın çocuğuna ödeme yapmayacaklarını söylemiş.
One time, when I was a kid, I literally did this for, like, 45 minutes and I started a fire.
Çocukken bir keresinde hiç abartsız 45 dakika falan şunu yaptım ve ateş çıktı.
That kid murdered one of your best friends.
O çocuk, en yakın arkadaşlarından birini öldürdü.
Two at number three, but one of them's a kid that won't have soup.
Üç numarada iki kişi, ancak bir tanesi çocuk olduğundan çorba istemiyor.
He's fighting the toughest league in the state and no one can compete with him, the kid's going to the amateurs.
Eyaletin en sert liginde dövüşüyor ve kimse onunla rekabet edemez. Amatör lige yükselecek.
No one wants to see his kid lose!
Kimse çocuğunun kaybettiğini görmek istemez.
Well, I owe you one, kid. Let's go. No, no, no, no.
Hayatımı sana borçluyum, ufaklık.
Are you seriously telling me that you can't think of one thing that was important to you as a kid that you want your daughter to have?
Bana gerçekten de kızından... başka bir şeyi düşünemediğini ve... sadece onu istediğini mi söylüyorsun?
One of the hardest things, I think, for a kid on the road to understand is that he's a working man.
Bir çocuk için zor olanlardan, biri şunu anlamak sanırım o çalışan bir adam.
It's just exactly like the one I had as a kid.
Bundan ben de çocukken vardı.
When I was a kid, this one time I reversed the suction on a vacuum...
Çocukken, bir defasında, elektrikli süpürgenin emiş yönünü tersine çevirmiştim- -
Well, I'm not a kid anymore, but... but I keep acting like one.
Artık çocuk değilim ama çocukmuş gibi davranıyorum.
Listen, kid, one semester at MIT does not make you- -
Dinle evlat,... MIT'de bir dönem okumak seni...
They're just gonna fuck one time and have a kid.
Sadece bir kez vuruşup çocuk yapacaklar.
The one night I decide to go out since the kid was born and he has to get sick?
Sadece bir gece çocuk doğduğundan beri, dışarı çıkmaya karar veriyorum ve hastalanacağı tutuyor!
You know how you spent the day today with your kid, just all the coaching and tryouts? To this day, my dad's come to one game - - one.
Bugün bütün gününü oğlunla beraber koçluk ve denemelerle geçirdiğini düşünüyordum da şu güne kadar babam hiç bir maçıma gelmedi.
kiddos 37
kids these days 25
kiddies 78
kidding me 38
kids today 26
kidney failure 24
kid flash 34
kidley 70
kidlat 30
one kiss 44
kids these days 25
kiddies 78
kidding me 38
kids today 26
kidney failure 24
kid flash 34
kidley 70
kidlat 30
one kiss 44