Perhaps more traduction Turc
1,471 traduction parallèle
There are several footprints in the snow. Perhaps more than one perpetrator?
Karda birçok ayak izi var.Belki birden fazla zanlı vardır?
Another reason is because I'm offended by the kind of smarmy religiosity that's all around us, perhaps more in America than in Europe, and not really that harmful, because not really that intense or even that serious,
Başka bir sebep de etrafımızda olan yılışık sofuluğa karşı kırgın olmamdır. Muhtemelen Amerika'da Avrupa'dan daha fazla var. Aslında zararlı değiller aşırı değiller hatta ciddiye bile alınmamalılar ama işte - -
While I do prize brute force, this approach is perhaps more artful.
Kaba güce değer veririm ama bu yaklaşım belki de daha kurnaz olur.
Perhaps more than once?
Birden çok defa olabilir mi?
But perhaps more importantly, those who can't afford to be here.
Belki de daha önemlisi, burada bulunma imkanı olmayanlar.
And we are hoping that perhaps more light will be shed in the future on the issue.
Ve umuyoruz ki bu mesele ileride daha da aydınlanacak.
Perhaps more than I inspire myself...
Belki, kendime verdiğimden de fazla.
Perhaps you should eat more éclairs.
Belki de daha çok ekler yemelisin,
I say this to show that perhaps he really is more capable of it than anyone else.
Bunun için şunu söyledim : Böyle bir şeyi herkesten önce yapabilecek insan belki de odur.
Perhaps you can play us one more number.
Belki bize bir sey daha calabilirsiniz.
I am... I am, but I'm a little bit more able to... a little more patient, perhaps, because of my being Chinese.
Evet öyle ben... ben biraz daha sabırlıyım, bu da Çin kökenlerimle ilgili.
One appreciates gifts more in old age, for perhaps one becomes a child again.
İnsan yaşlılığında hediyelere daha çok seviniyor. Galiba tekrar çocuklaştığı için olsa gerek.
Oh, Elinor! Perhaps it always brings more sorrow than joy.
Belki de her zaman sevinçten çok üzüntü getirir.
Well, perhaps you wanted it to be more than it was.
Belki de ona gereğinden fazla değer veriyorsun.
Perhaps we should try to explore all this a little more fully.
Belki de tüm bu biraz daha tam keşfetmek için çalışmalısınız.
More bread, perhaps?
Ekmek mesela?
Perhaps a dramatic reading would be more illuminating.
Belki de tiyatral bir bakış açısı ( yorum ) daha aydınlatıcı olabilir.
I'm afraid I don't have any more, but perhaps I could interest you... in a Nuvian concubine.
Korakarım bende başka kalmadı ama belki de bir Nuvian cariyesi... ilginizi çekebilir.
Perhaps that'll motivate me to visit more often.
Belki bu beni daha sık ziyaret etmem için motive eder.
- Perhaps, if you met more of us...
- Belki daha fazlamızla tanışırsın.
For every instant when we may be lulled into accepting these alien visitors... as perhaps nothing more than peculiar-looking versions of people we know here on Earth, there comes another moment on these startling videotapes... that seemingly shatters any illusion of potential coexistence.
Ne zaman bu uzaylı ziyaretçileri kabul edecek gibi olsak... ve onların burada, Dünya'da farklı görünüşe sahip bolca ikizi olduğunu düşünsek... bu akıl çelen video bantlar üzerinde başka bir an geliyor ki... herhangi bir olası birlikte varoluş ihtimalini ortadan kaldırıyor.
But perhaps you should heed their example and attempt to remain focused on your more immediate tasks first.
Ama belki de onlara bir örnek vermelisin... ve çok daha öncelikli görevlerine odaklanmayı denemelisin.
PERHAPS I NEED A BIT MORE EXPERIENCE IN ORDER TO, UH, TAKE ON SUCH A FORMIDABLE TASK.
Belki de böyle zorlu bir görev için biraz daha tecrübe kazanmam gerek.
But perhaps you could take him somewhere more appropriate for a Happy Meal... so I could have a happier one.
Ama onu indirimli yemek için başka yere götürseniz ben de daha mutlu olsam, olmaz mı?
Perhaps you feel that your husband sees you as less of a partner and more of a doormat?
Belki kocanızın sizi bir eşten daha çok bir paspas gibi gördüğünü hissediyorsunuzdur.
Perhaps I could just try and make a little more...
Belki biraz yer açmaya çalışabilirim.
Perhaps you'd prefer it if our laundry didn't mix any more.
Belki de artık çamaşırlarının benimkilerle karışmasını istemezsin.
Perhaps then we could see a little more of each other.
Belki o zaman birbirimizi daha sık görebiliriz.
Perhaps you can afford more, with the Vicomte de Chagny as your patron.
Belki patronunuz Vikont sayesinde daha fazlasını verebilirsiniz.
Perhaps if I just had a bit more time with him.
Belki de onunla biraz daha görüşmeliyim.
And perhaps much more, Lady English.
belki de çok daha fazlasını, İngiliz Hanımefendi.
Perhaps I should wear women's clothing more often
Belki de daha sık kadın giysisi giymeliyim.
And perhaps, more "
"... belki de, ötesi. "
Perhaps they deserve more than your pity.
Belki de merhametinden fazlasını hak ediyorlar.
Now, if the goal is to let the workers keep more without damaging the corporation, then perhaps there's a third path to consider.
Amacımız işçilere daha fazla verip, şirkete zarar vermemekse belki üçüncü bir yol vardır.
Perhaps you say that in order that we will fund more of your inventions?
Bunu sizin buluşlarınızı daha çok finanse etmemiz için söylüyor olabilir misiniz?
Or perhaps something more along these lines.
Belki de aynı hatlara sahip daha büyük bir model.
Perhaps I will too, then, but I think it is more likely the next time we meet, you fall before mine.
Belki ben de tadarım öyleyse ama bence şu daha muhtemel ki, bir dahaki karşılaşmamızda önümde diz çökeceksin.
I think perhaps you should put it in a more prominent position.
Belki de ilanı daha dikkat çekecek bir yere koymalısınız.
Wouldn't you like to do something else, a more interesting job, perhaps?
Başka bir şeyler yapmak istemez misin? Daha ilginç bir meslek gibi, mesela?
We'll try again tomorrow, with a little more decorum, perhaps.
Mahkemeye yarın devam ederiz. Belki sakinleşirsiniz.
No? Or perhaps you're more acquainted with the Pose of Tragic Acceptance?
Belki "Trajik Kabullenme Pozu" nu biliyorsundur.
Perhaps you should do more with them.
Belki de onların üzerinde daha çok çalışmalısın.
Perhaps that statement says more about Harvard than it does about God.
Bu cümle tanrıdan çok Harvard hakkında birşeyler söylüyor.
Perhaps the lightning, something even more powerful than my maker, gave me this blessing.
Belki de şimşek yapıcımdan daha güçlü bir şey bana bu yeteneği verdi.
If you see him at university tomorrow Perhaps you'll find out more
Yarın onu üniversitede görürsen, belki de daha çok şey öğrenirsin.
More likely is that she came down from town..... perhaps with some young fellow.
Büyük bir olasilikla sehirden gelmis. Belki de genç bir adamla.
I think I scratched too hard, look, take a look perhaps it was because the messy life there was more interesting.
Sanırım çok zorladım, şuna bir baksana ya. Büyük ihtimalle, düzensiz hayatın daha çekici gelmesindendi.
Perhaps we'll find out a little more about her.
Belki onun hakkında bir şeyler daha öğrenebiliriz.
So I thought perhaps you could... subtly, in a more quiet manner...
Düşündüm ki siz belki göze batmayacak bir şekilde...
Perhaps in the future, you should try trusting me more.
Belki ilerde, bana daha fazla güvenmeyi denemelisin.
more 1904
moreno 58
moretti 68
moreau 46
morello 30
morelli 46
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
moreno 58
moretti 68
moreau 46
morello 30
morelli 46
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than anything else 28
more than enough 37
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than anything else 28
more than enough 37
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252