English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Poor things

Poor things traduction Turc

271 traduction parallèle
And those... those poor things out in the jungle, those animals, they, they talk.
Ya ormandaki o zavallı şeyler o hayvanlar onlar, onlar konuşuyor.
Poor things.
Zavallı şeyler.
The poor things.
Zavallıcıklar.
The poor things have to wait hours every morning...
Zavallılar her sabah saatlerce...
Poor things.
Zavallılar.
Poor things.
- Zavallı şeyler. - Zavallı şeyler.
The poor things must have gotten a good licking!
Cezası belli olmuştur.
- D'you hurt'em, poor things?
- Canları yanmadı mı zavallıların?
The poor things, they're so happy and so poor.
Zavallılar. Çok fakirler ama çok mutlular.
poor things...
zavallı şeyler...
I feel so sorry for the poor things in all this heat.
Bu sıcak havada zavallıların haline çok acıyorum.
Oh, those poor things.
Zavallı şeyler.
Poor things.
Zavallı şeyler...
Poor things?
Zavallı mı dedin?
Let them sleep, the poor things.
Bırakın uyusunlar, zavallılar.
I went to see those poor things.
Şu zavallıları görmeye gittim.
- Poor things.
- Zavallı şeyler
So plain, poor things, but so rich!
Çok çirkinler zavallı şeyler, ama çok zenginler!
They're too young to understand, poor things.
Anlayış gösterin. - Uzun bir bekleyiş!
Poor things - wonder how long...
Zavallı şeyler. - Acaba ne kadar...
Poor things.
- Zavallılar.
So these poor things... couldn't possibly be of any use to you.
Yani bu zavallı şeyler muhtemelen sizin hiçbir işinize yaramazlar.
Poor things, they haven't been milked for two days.
Zavallı şeyler, günlerdir süt içmediler.
I won't tell you that they are laid up, for the poor things have got nothing to lie upon and it would not be telling the truth.
Samanların üstünde yan gelip yatıyorlar da diyemem, yatacak samanları da kalmadı hayvanların.
Those poor things.
Zavallılar.
- You poor things.
- Sizi zavallı şeyler.
- Poor things... - Poor us!
— Biz zavallıyız!
Poor, puny things.
Zavallı küçük şeyler.
When I think of the things poor Matey Pearson puts on her back...
Zavallı Matey Pearson'un giydiği şeyleri düşündüğümde...
When poor, you appreciate things like that well.
Fakirler için böylesi şeyler gurur kaynağıdır.
- Cats are poor, dumb things.
- Kediler zavallı, aptal şeyler.
Don't be offended, Don Salvatore. We're poor now. Such fine things aren't for us.
Bay Salvatore fakir olduğumuz için güzel şeyleri hak etmiyoruz biz.
If I do things that can give me syphilis, why I am so poor?
Bana frengi bulaştıracak şeyler yapabilsem, neden bu kadar fakir olayım?
Poor old things.
Zavallı yaşlı şeyler.
I mean, when I think about you and your poor ukulele... lf there's ever anyzhing I can do for you... I can think of a million things.
Yani seni ve zavallı ukeleleni düşününce. Senin için yapabileceğim bir şey varsa. Milyonlarca şey var.
All us kids are putting in fifty cents to buy special books that'll tell us about the things the poor Negroes did.
Bütün çocuklar, yoksul zencilerin yaptıklarını anlatan özel kitaplar almak için ellişer sent koyuyoruz.
You poor man, you have no sense of such things.
Zavallı adam, böyle şeyleri anlamıyorsunuz.
All those things poor little me can't do at all.
Beceriksiz ben ise bunların hiçbirini yapamıyorum.
You poor things.
Zavallılar.
I bought it from Kuchar - the poor man has to sell his things.
Kuchar'dan aldım. Zavallı adamın elindekileri satması gerekiyor.
He's more used to these things than we are, poor fellow.
Bu durumu daha çok yaşar, zavallı adam.
My knowledge of these things is very poor.
Bu tür şeyler üzerine bilgim çok azdır.
Poor little things.
Zavallılar.
Although the United States is a very rich country and San Marcos is a very poor one, there are a great many things we have to offer your country in return for aid.
ABD zengin bir ülke olsa da..... San Marcos fakir bir ülke. Yardım karşısında ülkemizin size sunabileceği pek çok..... harika şey var.
Mr. Walsh fellow attempted to molest the poor girl while she was still in a coma. I've seen things like that happen before.
Bay Walsh denen adam kızı komadayken taciz etmeye kalkışmış.
MAN, I AIN'T POOR. LOOK, I GIVE AWAY THINGS TO THE SALVATION ARMY.
Bak, yardım derneklerine bir sürü şey verdim.
We can't bring our own back and we can't turn these poor little things out into the night.
Arkamızı dönüp ve bu zavallı küçük şeyleri gece yarısı sokağa atamayız.
The one who ran things when you left this house, my poor Jose, may he rest in peace, he closed himself in his museum, and didn't leave for a month.
Ana, sen gittikten sonra bu evi kim çekip çevirdi bilmezsin. Zavallı Jose, huzur içinde yatsın, Kendini müzeye kapattı ve bir ay oradan ayrılmadı.
repairing roads and aids to the poor They do all the good things... They won't steal, kill or plunder
fakirleri ezer, çalar, soyar kabadayılık yapar... çünkü herkes... onlar önünde engeldir!
Well, we're farmers, and we talk poor, because the farmer aspect of things is,
Biz çiftçiyiz ve az konuşuruz çünkü çiftçinin hayata bakışı şöyle :
Your Honor, I'm a poor man, and most things began to twinkle after that.
Efendim, ben zavallı bir adamım ve çoğu şey ondan sonra ışıldamaya başladı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]