English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Put it in here

Put it in here traduction Turc

543 traduction parallèle
You gonna put it in here?
Buraya mı koyacaksınız?
Oh, Bruce, I put it in here!
Ah, Bruce, buraya yazdım!
- Here, you can put it in here.
- Buraya koyabilirsin.
We thought the redcap might have put it in here by mistake.
Hamalın yanlışlıkla buraya koymuş olabileceğini düşündük.
Put it in here.
Şuraya koy.
Then let's put it in here.
Buraya kaldıralım.
Just put it in here, please.
Buraya koyun lütfen.
I'll put it in here, because on the streetcar ‒
Buraya saklıyorum ki bakarsın tramvayda...
- You can't put it in here, we've having a dinner party!
- Buraya koyamazsınız. - Yemek yiyoruz. - Olsun.
Just put it in here, sir.
Buraya koy.
I'll just put it in here...
Ben sadece güvenli olacağından emin olmak...
Put it in here.
Ver şunu.
In view of Allen's record here since his escape... our state has authorized us to assure you... that if he'll return voluntarily... and pay the state the expense it's been put to... he'll be pardoned in 90 days.
Firar ettikten sonra, Allen'ın buradaki sicilini göz önüne bulundurduğumuzda eyaletimiz bizi, gönüllü olarak teslim olup eyaletin maruz kaldığı masrafları öderse onun 90 gün içinde affedileceği garantisini size vermekle yetkilendirdi.
Well, look here, you put more water in it next time!
Gelecek sefere, içkine daha çok su koy!
I thought I put it right here in my side pocket.
Bende şu cebime koydum sanmıştım.
If you don't get out of here, I'll put you in it.
Toz olmazsan sana takarım.
The CO's put in pencil here, sir, "Make it like the real thing."
Muhabere Subayı kalemle bir not düşmüş efendim : "Gerçekmiş gibi yapın."
That's why I took it out of the bedroom and put it in the cabinet... before the police got here.
İşte bu yüzden polisler gelmeden o şişeyi yatak odasından alıp içki dolabına koydum.
I put it here with the others when you came in.
Geldiğinizde buraya diğerlerinin yanına koymuştum.
Well, since you put it that way, Mr. Holmes, there was a gentleman came in here about an hour after closing time.
Madem ki öyle, Bay Holmes, kapanış zamanından yaklaşık bir saat sonra buraya bir beyefendi uğradı.
He put the cub in it, and as he's reaching for his britches here comes a-crashing.
Yavruyu onun içine koyar, Ve pantolonu gibi davranır Bir çarpışma ile buraya gelir.
Now, we takes this pin from here, where it's just in the way, and put it back here where it can earn its pay.
Şimdi, şu iğneyi şuradan kaldıralım, işte böyle ve şurayı, arkayı iğneleyelim ki bir işe yarasın.
Can I put some of it in here?
Bir kaçını buraya koyabilir miyim? "303 KALİBRE MERMİ"
Here, put it in this.
Şunun içine koy.
Sylvia, as long as I'm here, maybe you'd better give me that gun so I can put it in a safe place, hmm?
Sylvia, ben burada olduğum sürece, o silahı belki bana bıraksan iyi olur, ben de onu emin bir yere koyarım, ha?
I think wise guy here put some stuff in it.
Sanırım zeki çocuk içine bir şey attı.
I can't put my finger on it, but if one came in here right now I'd know him in a minute.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama bir tanesi içeri girecek olsa... anında anlardım.
It's hot in here. Mind if I put down the top?
- İçerisi sıcak.
Anytime I put my foot in it, I come here.
Ne zaman işleri berbat etsem buraya gelirim.
Look here, if we look at the map... then from our point of view,... it's not advantageous to put the army in this area,... to have troops here.
Bakın, haritayı incelersek bizim açımızdan burada birlik oluşturmak için askerleri konuşlandırmanın pek avantajlı olmadığı anlaşılıyor.
Here, put it in your hat.
Bunu şapkanıza koyun.
We'll put it right in here.
Tam buraya yerleştiriyoruz.
You know, the fella... you're going to put in here won't know the difference. Don't worry about it.
Sonradan içine koyduğunuz adam bunun farkına varmaz.
If not so, then here I put it right, our Romeo hath not been in bed tonight.
Eğer böyle değilse. o zaman Romeo akşam hiç yatağa girmedi demektir.
And while you kept the assistant busy, your... boyfriend here... put another toy in his pocket and didn't pay for it.
Siz meşgul ederken, asistanım, Arkadaşın, burada.. Cebine, Başka bir oyuncak koydu..
Here the owner had started to put in a bar, but he never finished it.
Sahibi buraya bir bar yapmaya başladı, ama asla bitiremedi.
You bought another box and put it in here.
Bir kutu daha alıp onların yerine koymuşsunuz.
Even if they don't put you in here, it will get Hogan inside the gate.
Seni buraya sokmasalar bile, bu Hogan'ın kapıdan içeri girmesini sağlar.
"Every time you come in here, you put on trouble." And then, all of a sudden, he turned it on.
Sonra birden bana saldırdı.
Sylvie, put on some music. It's like a mausoleum in here!
Sylvie müzik koysana biraz, burası mezarlık kadar sessiz.
It'd be better ifyou could put the twenty rubles... let's say, in this table here, and maybe padlock this door.
Diğer bir isteğim ; yirmi Ruble'yi şu çekmeceye koymanız. Kapıya da asma kilit takarsınız.
- Put it in here, son. - Pick that up.
Şunun içine koy.
I put up with it until, uh, one night he brought one of them right in here.
Tahammül ettim ta ki, ah, bir gece onlardan birini tam buraya getirdi.
Here, I am going to take the brain of a lesbian... and to put it in the body of a man who works for the company of phones.
Burada bir lezbiyenin beynini alıp telefon şirketinde çalışan bir adama yerleştiriyorum.
It don't seem right, turning'em loose to do the very things they were put in here for doing in the first place.
Bana doğru gibi gelmiyor. Eğer herhangi bir aksilik çıkarsa işin başında kaybeden ben olurum.
You wouldn't put it here anyway, or even upstairs among Marguerite's shoes.
Nasıl olsa buraya ya da Marguerite'in ayakkabılarının arasına koymazsın.
So... I put up with it, you know. I put up with it until, uh, one night he brought one of them right in here.
Tekrar, tekrar buna katlandım ta ki... bir gece onlardan birini getirene kadar ;
I can link in the universal translator and put it on the audio system from here.
Oradan evrensel çevirmenle bağlantı kurabilir ve ses sisteminden duyulmasını sağlayabilirim. - Ne kadar zamanda yapabilirsin bunu?
Put it back on. We'll be out of here in 10 minutes.
Onu takın 10 dakika içinde yola devam ediyoruz.
It's pretty cold in here. I wish they'd put the heat on.
Burası bayağı soğuk.
I'll put it all In here.
Onu burada saklayacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]