Put it right there traduction Turc
227 traduction parallèle
- Oh, put it right there.
- Şuraya koy.
All right, I'll put it right there.
Peki, şuraya bırakıyorum.
- Just put it right there.
- Şuraya bırakın.
Put it right there.
Oraya koy.
George! Oh, just put it right there.
Tam şuraya bırak.
Here's everything we found on Rutledge, sir. Put it right there.
Rutledge'ın üstündeki herşey burada, efendim.
Put it right there.
Sağ ayakkabı. Evet, bebek. Tam buraya koy.
Put it right there.
Şuraya koy.
Put it right there in that hole.
Tam şu deliğe sok.
We'll put it right there.
Buraya bırakalım.
- Put it right there.
- Tam buraya koy.
Put it right there.
Tam oraya koyun.
Put it right there.
Şöyle koyun.
Put it right there on the chair.
Sandalyenin üstüne bırakıver.
A total stranger gave me 50 cents, put it right there in my hand.
Bir yabancı bana 50 sent verdi. - Avucumun içine koydu.
Just put it right there.
Evet, tam buraya koy elini.
I put it right there under that cushion.
Oraya, yastığın tam altına koymuştum.
I put it right there, and it's not there.
Oraya koymuştum ama yok.
- Put it right there.
- İşte buraya koy.
Yeah, put it right there. I'll do it.
Tamam yalan makinesini kabul ediyorum.
Just put it right there now.
Şimdi sadece şuraya bırakın.
Get good wages out there and put it all together, and we'll be all right. Good wages?
İyi maaş alıp, biriktirirsek kendimizi kurtarırız.
Put it down right there.
Tam oraya yaz. Neden?
I'll put it right by the bed there.
Hemen yatağının oraya koyuyorum.
Well, you can just put it right over there by the core, thank you.
Şuraya, çekirdeğin yanına koyabilirsin. Sağ ol.
I want it put right there.
Şuraya takılmasını istiyorum.
- Where do I put it? - Right in there.
Şuraya koy.
Right now, put it down here, not there.
Hemen şimdi, oraya değil, buraya koyun.
Put it right... there.
Tam şuraya koy.
Uh, put it right over the fireplace there.
Şöminenin yanına koyun.
Lieutenant, I can tell you in the gym right now... there are at least a dozen men... that could lift up that bar and put it on Gene's body... if that's what happened.
Bilirsiniz, ilk günlerde, tutukluları oraya yukarıya götürürlerdi. Ve size söylemek istedim, siz gerçekten mekanın halini yakalamışsınız. Hüzün verici.
Could you put your hand up there and hold it? That's right, because- -
Elini oraya koyup tutar mısın?
I was at a party once, and Liddy put his hand over a candle, and he kept it there he kept it right in the flame until his flesh was burned.
Bir keresinde bir partideydim ve Liddy elini bir mumun üzerine koydu ve öylece tuttu ta ki eli yanana kadar elini öylece alevin üzerinde tuttu.
It was Tofik who put it right over there, instead of here.
Ama onu şuraya değil de, gidip oraya koyan Tevfik'tir.
But when I tried to put my right hand in the flame, I couldn't hold it there for a second.
Ama sağ elimi aleve sokmaya çalıştığımda, bir saniye bile orada tutamadım.
Because sometimes it's not put down right, and then there's no ring.
Çünkü bazen tam kapanmıyor, tabii telefon da çalmıyor.
There it sits right next to the tee-off area... and all those naked little balls... are put into that torture chamber... and they are slammed up and down... the brush bristles clawing... into those little bodies...
Golf sahasında, dirseğin yanında öylece dururlar. Bütün o çıplak küçük toplar o işkence noktasına konur ve oradan oraya savrulurlar o küçük bedenlere dikenler batar.
Put it right in there.
Onu tam oraya gönderebilirsin.
Good, just put it down right there.
Güzel tam şuraya bırak.
Put it down, right there.
Parayı yere bırak.
Put it right in there.
- İyi yaptın. Bunun içine koy.
OK, you stand here like this, you take one of the slugs... and put it right in there where the groove is. Put your foot on the pedal down here so, like this, and then you press down.
Tamam, burada böyle duruyorsun, bu parçalardan birini alıyorsun ve tam oyucunun altına koyuyorsun ve bu sırada aşağıdaki pedala basıyorsun.
Sylvia, bring that stuff and put it right over there.
Silvia, getir onu ve şuraya yerleştir.
Put your finger right here, right on top of the 12, to hold it there, see?
Parmağını şuraya koy, tam 12'nin üstüne, sımsıkı tut, tamam mı?
I'm gonna put two pounds of gunpowder in there, I'm gonna light it up... and I'm gonna shoot you right out into fuckin'Jersey, okay?
İçine iki kilo barut koyacağım, ateşleyeceğim... ve seni lanet Jersey'e yollayacağım, tamam mı?
If I thought for a moment that there was any possibility that this communications relay could cause damage to the wormhole I'd put a stop to it right now.
İletişim rölesinin solucan deliğine zarar verebileceğini bir an olsun düşünsem,... bu işe derhal son veririm.
What if... we put it right... there?
Ya tam buraya koyarsak?
I'm going to chop it into kindling and put a big vibrating chair right there.
Onu parçalayıp yakacağım Ve oraya büyük bir titreşimli koltuk koyacağım.
Sometimes I bring a pickle with me and I put it next to me right there on the table in case the doctor wants to fold the whole thing up for a to-go order.
Bazen yanımda bir salatalık turşusu getirir koyarım yanıma ... doktora acil sipariş gelir de belki paketlemek zorunda kalır diye...
Maybe I should have put a stop to it right there.
Belki de o an buna bir son vermeliydim.
I'll put it up there for you right now, most... beautiful of goddesses.
Hemen şimdi sizin için onu oraya koyacağım, Tanrıçalar'ın en güzeli.
put it down 1121
put it on me 21
put it up 74
put it out 105
put it back 246
put it in 97
put it away 268
put it in your mouth 17
put it through 44
put it this way 82
put it on me 21
put it up 74
put it out 105
put it back 246
put it in 97
put it away 268
put it in your mouth 17
put it through 44
put it this way 82