Put it this way traduction Turc
773 traduction parallèle
Without the - let me put it this way - private normality that these murderers have, it would've been impossible for the likes of Grossman or Haarmann to have lived right next to their neighbours for years without revealing even a clue to their true character.
Eğer öyle olmasaydı, Grossman veya Haarmann gibi katillerin gerçek karakterleriyle ilgili en ufak ipucu.. .. bırakmadan yıllarca insanların arasında yaşaması pek mümkün olmazdı.
Let me put it this way.
Şöyle söyleyeyim.
- Let's put it this way, Mr. Cantrell.
- Şimdi bu işi çözelim, Bay Cantrell.
Well, uh, let's put it this way :
Pekala, aa, Başka bir şeyden bahsedelim :
Well, let me put it this way :
Peki olayı şöyle anlatayım :
Let me put it this way.
İzin verin bunu şu şekilde ifade edeyim.
Can put it this way.
Bırak böyle düşünmeyi.
Let's put it this way... maybe I'm interested for personal reasons.
Gel şöyle ifade edelim, belki kişisel nedenlerle ilgileniyorum.
Well, put it this way, Pop... ... you're gonna be my guests for a little while.
Pekala, şöyle düşün, babalık kısa bir süre için benim misafirim olacaksınız.
Let me put it this way, Mac :
Bırak öyle kalayım, dostum.
I hate to put it this way, but like a man.
Kusura bakma ama, tıpkı bir erkek gibi davranıyorsun.
Let me put it this way.
Şöyle anlatayım.
Let's put it this way.
- Hallet şu işi
Well, let me put it this way.
Şöyle anlatayım.
Let me put it this way, gentlemen.
Şöyle ifade edeyim baylar.
Let's put it this way, a lot depends on your dinner tonight.
Şöyle de diyebiliriz, pek çok şey bu geceki yemeğine bağlı.
Well, now let's put it this way.
Şöyle anlatayım.
Well, let me put it this way.
Pekala, şu şekilde açıklayayım.
Let's put it this way. I don't get you boys.
Şöyle diyelim, ben de sizi anlamıyorum.
Well, let's put it this way.
Şöyle diyelim.
Let me put it this way, if he knew I was here tonight- -
Şöyle diyebiliriz, bu akşam burada olduğumu bilse...
Let's put it this way.
Bir de şöyle düşün.
Let me put it this way.
Öyleyse şöyle sorayım.
Well, let me put it this way.
Şey, şöyle anlatayım.
Let me put it this way.
Sana şu şekilde izah edeyim :
Well. let's put it this way.
Evet, Böyle yapalım.
- Now, let's put it this way.
- Konuya şöyle yaklaşalım.
Let's put it this way.
Bir de şöyle düşünelim...
I'll put it this way. Let the National Committee keep on trying to talk the British out of Palestine.
Şöyle açıklayayım, bırakalım Ulusal Komite İngilizleri Filistin'den çıkarmaya çalışsın.
Let's put it this way, Howard. All this fuss and feathers about evolution, do you think it hurt you any?
Bu durumda şöyle diyelim, Howard evrim hakkındaki bütün bu yaygara ve telaşın sana zarar verdiğini düşünüyor musun?
- Well, let's put it this way.
- Pekala, bunu açıklayayım.
Let me put it this way.
Bunu şuraya bırakayım.
- Let's put it this way. She might have fooled me, but she didn't fool my mother.
Beni aldatmış olabilir ama annemi aldatamadı.
May I put it this way :
Şöyle açıklayayım :
Then let me put it this way :
Öyleyse şöyle sorayım :
Let me put it this way, I don't use sex to land an account.
Şöyle diyeyim : İhale almak için seksi araç etmem.
Let me put it this way, Doctor.
Şu şekilde söyleyeyim, Doktor.
Let me put it this way. A gambler's not a very good insurance risk.
Şöyle söyleyeyim, bir kumarbaz, iyi bir sigorta riski değildir.
Look, let me put it this way.
Bak, şöyle açıklayayım.
I'll put it this way.
Şöyle ifade edeyim.
Well, it's... If I might put it this way, sir, cooking is something I take a great deal of pride in.
Şey şöyle söyleyeyim efendim yemek pişirmek benim için bir tutkudur.
You're not a scientist are you? Well let me put it this way.
Sen bilimadamı değilsin değil mi?
Look, put it this way, Pauly...
Şöyle diyelim Pauly. Onu gözünden kaçırmış.
Let me put it this way :
Şöyle söyleyeyim :
It's the quickest way to put a stop to this blithering nonsense.
Bu lanet olası zırvalığı durdurmak için en hızlı yol bu.
No... let me put it to you this way.
Öyle mi? Şöyle söyleyeyim... Dimitrios'u parası için öldürmüş olabileceğinizi varsaymak akla yakın gelmez mi?
If there's any good I can do for anyone... let me do it now and not put it off... for I shall not pass this way again.
Birisi için yapabileceğim bir şey varsa, ertelememe izin verme, bırak yapayım, çünkü bu yoldan bir daha geçmeyeceğim.
Now, we takes this pin from here, where it's just in the way, and put it back here where it can earn its pay.
Şimdi, şu iğneyi şuradan kaldıralım, işte böyle ve şurayı, arkayı iğneleyelim ki bir işe yarasın.
LET ME PUT IT TO YOU THIS WAY : I'M NOT SURE WHO I AM.
Şöyle söyleyeyim, kim olduğumdan emin değilim.
Well now, let me put it this way.
Peki, şöyle ifade edeyim.
Well, let me put it to you this way, Jiggs, darling.
Jiggs, tatlım, madem öyle şu şekilde ifade etmeme izin ver...
put it down 1121
put it on me 21
put it up 74
put it back 246
put it in 97
put it out 105
put it away 268
put it in your mouth 17
put it over there 46
put it through 44
put it on me 21
put it up 74
put it back 246
put it in 97
put it out 105
put it away 268
put it in your mouth 17
put it over there 46
put it through 44