English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / See

See traduction Turc

686,835 traduction parallèle
Let's see if it looks bigger when I throw a Sprite at it.
Üstüne Sprite attığımda büyük görünecek mi bakalım.
Oh, I see. You need me to be the bad cop who kicks all the ass and then I'm supposed to be quiet about it?
Anlıyorum.Benden herkesi pataklayan kötü polis olmamı ve bunun hakkında sessiz kalmamı istiyorsun öyle mi?
Oh, my God. Can you, can you see me?
Aman Tanrım, beni görebiliyor musun?
You see, what a concussion is is the impact of brain matter on the inside of the skull.
Gördün mü, Travma dediğin kafatasının içindeki beyin madesine etkisi olan bir şey.
♪'Cause Tootsie Rolls are all I see ♪
Çünkü tek görebildiğim çikolata.
♪ Whatever it is I think I see ♪
Bana göre ne görsem farketmez
You came to see Stewie?
Stewie yi görmeye mi geldin?
See?
Gördün mü?
See, this is the Joe I remember.
Görüdünmü, benim hatrımdaki Joe bu.
I've been living in the U.K. for a very long time, and I used to be an unwelcome surprise on a mixed bill, and now I can see that at least a third of you have come to see me on purpose.
Çok uzun zamandır Birleşik Krallık'ta yaşıyorum ve eskiden karışık bir programda nahoş bir sürpriz olurdum, şimdiyse içinizden en az üçte birinin buraya beni izlemeye geldiğini görüyorum.
I see some of you are taking pictures.
Bakıyorum bazılarınız resim çekiyor.
We can see you.
Sizi görebiliyoruz.
You will see women who are with younger men, but I promise that happened by accident, and it will not be a big age difference.
Daha genç erkeklerle beraber gelen kadınlar göreceksiniz ama sizi temin ederim, bu kazayla olmuştur ve arada büyük bir yaş farkı yoktur.
You see him going into the courtroom, accused of sexual assault charges.
Onu cinsel saldırıyla suçlandıktan sonra mahkemeye girerken görüyorsunuz.
It's so nice to see you here.
Sizi burada görmek çok güzel.
Did you see whales?
Balinaları gördünüz mü?
- You didn't see any whales?
- Balinaları görmediniz mi?
See, I'm from nowhere like that.
Ben öyle bir yerden değilim.
But if you happen to see her, do tell her from me she is not a fucking bear.
Ama onu görürseniz ona benden şunu iletin : O, kahrolası bir ayı değil.
Okay, so, what it is is I would see Kerrie at any point around the house, and if I wanted to play, I would say, "Hey, Kerrie, relax."
Oyun şu, Kerrie'yi evde herhangi bir noktada görürdüm ve oynamak istersem "Hey Kerrie, rahatla." derdim.
Because, see, I have a Canada Goose jacket.
Çünkü bende bir Canada Goose ceket var.
I can't even see it.
Onu göremiyorum bile.
Recently I took her to a charity event, because I wanted her to see me helping...
Geçenlerde bir hayır etkinliğine gittik çünkü beni yardım ederken görmesini...
See, we don't even have class in Canada.
Kanada'da sınıflarımız bile yok.
So proud to have a child who could look beyond someone's skin color, see the white inside of him... and hate it.
Çok gururluyum çünkü çocuğum birinin cilt renginin ötesine bakarak içindeki beyazı görüp... ondan nefret ediyor.
I could just see it in her eyes.
Elbette gözlerinden anladım.
And kind of to see how fat your arms got.
Ve kollarınızın nasıl şişmanladığını görmek için.
I'll see you soon.
Yakında görüşürüz.
I didn't see the damn hedge, Bonnie.
Lanet çiti görmedim, Bonnie.
We just came by to see how Marjorie's doing.
Marjorie nasıl oldu diye uğramıştık.
We want to see the body, old man.
Cesedi görmek istiyoruz, yaşlı adam.
You should definitely see one.
Kesinlikle birine gitmelisin.
Just wanted to check in, see how you're doing.
Sadece nasıl olduğunu kontrol etmek istedim.
I can see where having to select one of us could disrupt the team dynamic.
Birimizi seçmenin ekip dinamiklerini ne kadar bozacağını hayal edebiliyorum.
Yeah, see there, that's the problem, there's this whole history that I don't know, and I-I don't want to ruin it for you guys.
Evet, bak işte sorun da bu, ortada hiç bilmediğim koca bir tarih var ve sizin için bunu mahvetmek istemiyorum.
See, I-I have no idea what you're talking about.
Gördün mü bak, neden bahsettiğini bilmiyorum bile.
Swan, don't you know it's bad luck to see the bride before the wedding?
Swan, düğünden önce gelini görmenin kötü şans olduğunu bilmiyor musun?
♪ If Mom could see me now, she would ache with regret ♪
# Anam şimdi olanları görse dizini döverdi #
♪ Oh, Rumple, he will see ♪
# Dank edecek kafasına #
I wonder what our sorry excuse of a teacher would say if he could see us now?
Şu bizim yalancı çoban bunu görse ne derdi acaba?
♪ With our daughter's fate at stake ♪ ♪ Happy endings you will see ♪
- # Kızımızın kaderi söz konusu # - # Görürsünüz siz mutlu sonu #
♪ Let us see how strong you are ♪
# Görürüz ne kadar güçlüsünüz #
But I have some research you need to see.
Ama görmen gereken araştırmalarım var.
That you would never see him again.
Onu bir daha görmeyecektin.
So I started to focus on Isaac, tried to see you through our boy's eyes.
O yüzden Isaac'e odaklanıp... seni o çocuğun gözlerinden görmeye çalıştım.
Did you see him?
Onu gördün mü?
You didn't just... make me forget about my past, you made me see a future.
Bana sadece geçmişimi unutturmadın. Geleceğimi görmemi sağladın.
Well, see if she left anything behind that might tell us where she went.
Peki, bakalım arkasında nereye gittiğini gösteren bir şeyler bırakmış mı?
I'm gonna need to see where you found this.
Bunu nerede bulduğunuzu görmem gerek.
See?
Gördünüz mü?
Follow me to see the results.
Peşime düşün de sonuçları görelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]