See you then traduction Turc
6,853 traduction parallèle
I'll see you then.
O zaman görüşürüz.
Great. See you then.
Görüşürüz.
I'll, I'll see you then, Zubin.
O zaman görüşürüz Zubin.
I'll see you then.
Seni seviyorum.
Okay, see you then.
- Tamam, görüşürüz.
- See you then.
- Görüşmek üzere.
See you then.
- Harika. Görüşürüz.
See you then.
Görüşürüz o zaman.
I'll see you then.
Görüşürüz.
Now we sit tight and let them process us, collect our money, then I never have to see you again.
Şimdi sabırlı olup bizi yönlendirmelerine izin vereceğiz paramızı toplayacağız ve sonra senir bir daha asla görmeyeceğim.
Then tell me about the pills you take all the time that you don't want anyone to see.
O zaman şu kullandığın ama kimsenin görmesini istemediğin haplarından bahset.
And then you see the lobster with like the chewed off claw and then the rubber band is...
Sonra çiğnenmiş gibi kıskaçıyla ıstakozu görüyorsun. - Sonra kıskacı kapalı tutan lastik...
Come on then, let's see how much of a slut you really are.
Gel o zaman, ne kadar fahişesin görelim bakalım.
We had no money, you see, and then my mother got ill and so I had to earn as soon as I could.
Paramız yoktu. Sonra annem hastalandı ve olabildiğinde çabuk para kazanmam lazımdı.
Just wait till you see green, then go.
Yeşili görene kadar bekle sonra bas.
Well, then you see my confusion.
Aynen efendim. Biliyorum.
Right now, if you want my help, then let me make the calls and see if I can't get this done for you.
Şimdi, eğer yardımımı istiyorsan bu işi senin için yapabilecek miyim diye bir kaç arama yapmama izin ver.
"To see which of you is the best at braking, " you will hit 40 miles an hour, then have to come to a stop.
Frenlemede hanginizin en iyi olduğunu görmek için saatte 65 km'ye çıkıp durmak zorundasınız.
You pop that lock, I'll give you Castiel's Grace and then scamper off to another planet... another galaxy, even... and you will never see me again.
Eğer kilidi kaldırırsan Castiel'in özünü veririm ve başka bir gezegene, başka galaksiye giderim ve beni bir daha görmezsin.
Oh, well then I better see what flavor bullshit you're serving up.
O zaman hangi saçmalıkları getirmişsiniz bir bakayım.
Then I'll see you there.
O halde orada görüşürüz.
♪ Tell me, what the Am I meant to do then ♪ Yeah, I can see why you hate this picture.
Bu resimden neden nefret ettiğini anlayabiliyorum.
You see me all sad and shit, and then you spit it back in my face?
Beni öyle üzgün ve bok gibi gördün ve sonra da suratıma karşı dökülüyor musun?
I see you two have settled in, then.
- Bakıyorum anlaşıyorsunuz.
No shit. You see, if we keep doing our job right, Then, you know, well, life just
İşimizi düzgün yapınca hayat sadece devam eder.
Is that all right? Just take me to my house, MK, and then you never have to see me again.
Sadece eve götür MK, sonra da beni asla görmezsin.
See, I think you're a regular guy who went crazy for a few decades, then finally started getting your wits about you.
Bak, bence sen on yılda bir delirip sonunda gerçek isteklerini bulan normal bir adamsın.
"Hey, girl?" or "What's crackin?" or "You want to come see my new architecturally significant house?" Then ding-dong, there it is.
"Selam güzelim?", "Nasıl gidiyor?" ya da "Gelip benim mimari açıdan değerli olan evimi görmek ister misin?" diye.
Good... you get to see this beautiful city then.
İyi... o zaman bu güzel şehri dolaşırsınız.
Then why did you agree to see me?
O zaman niye beni görmeyi kabul ettin?
But see, I knew I couldn't call 911 for help'cause then CPS would take me from you.
Sonra CPS beni senden alacağını Ama ben, çünkü ben yardım için 911'i arayamadım biliyordu, bkz.
- So I'll see you Thursday, then.
- Öyleyse, Perşembe günü görüşürüz. - Tamamdır.
Let me see what you got, then.
Bakalım elinde ne varmış.
Then they'll turn on you and they'll treat you as the monster that they truly see you as, and you'll know that I'm right.
Sonra da sana sırtlarını dönecekler ve sana seni nasıl görüyorlarsa öyle, yani bir canavarmışsın gibi davranacaklar ve haklı olduğumu anlayacaksın.
There's stumbling upon something you don't want to see, and then there's literally stumbling upon something you don't want to see.
Görmek istemeyeceğiniz şeylere rastlarsınız ama sonra gerçekten görmek istemeyeceğiniz şeylere de rastlarsınız.
What do you see, then?
Ne görüyorsun öyleyse?
Then can I go to see you every day?
O zaman seni hergün görebilir miyim?
Lie here tomorrow, so we can see I do not blow my head off you then!
Beynini uçurmayacağıma güveniyorsan istersen yarın da burada yat.
Right, we'll see you on Monday morning then...
Peki, Pazartesi sabahı görüşürüz öyleyse...
Every day, you paint the outside, and if Dr. Tsing is right about this, then you might be able to see it again, dad.
Her gün dışarının resmini yapıyorsun ve Dr. Tsing haklıysa tekrar görebilirsin dışarıyı baba.
I'm gonna go and tell Tyler exactly what you're up to, and then he will see you for the monster that you really are.
Gidip Tyler'a neyin peşinde olduğunu söylecem, sonrasında buradaki gerçek canavarın sen olduğunu anlayacak tabii.
- See you Wednesday then.
- O zaman Çarşamba görüşürüz.
And then you'll be able to see how far you can really go.
Sonra en uzak nereye kadar gidebileceğini göreceksin.
Take the path till you see the boulder with a hole in it. Then go to your left.
Ortası delik büyük kayayı görene kadar yoldan ayrılma, sonra sola dön.
See, then I go back and I tell the boss that one of Niko's men shot you.
Sonra gidip patrona Niko'nun adamlarından birinin seni vurduğunu söylerim.
If the defendant is okay with it, and you two can be mature in the courtroom, then I see no reason why we can't proceed.
Eğer davalı onaylıyorsa ve sizde mahkeme salonunda adam gibi davranacaksanız böyle devam etmememiz için hiç bir sebep göremiyorum.
Come back tonight, and you can see Javi then.
Bu gece tekrar gel. Javi'yi o zaman görebilirsin.
And then... you move closer, brushing past, making contact just to see what will happen.
Sonrasında yakınlaşırsın geçmişi silersin temas kurarsın ne olacağını görmek için.
You see, if you and Audrey really are connected, well, then she'll lose one of hers too, and then we'll know, right?
Audrey'le bağlantılıysan o da parmağını kaybedecek böylece öğrenmiş olacağız, değil mi?
And then you looked at the dailies, and you couldn't see the bees, so you saw a lot of people going like this.
Sonra kameraya bir baktık, güneşışığından arılar gözükmemiş.
You told me you were gonna go see your mum and your dad, and then you went off to...
Bana annenle babanı görmeye gideceğini söyledin ve sonra gittin de...
see you next time 81
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
see you thursday 45
see you on the other side 84
see you in a bit 142
see you tomorrow 1475
see you later 3234
see you in hell 54
see you soon 953
see you friday 34
see you next week 172
see you thursday 45
see you on the other side 84
see you in a bit 142