She can handle it traduction Turc
144 traduction parallèle
What the hell, she can handle it a lot better than I can.
Eminim, onunla benden daha iyi başa çıkabilecek.
Well, ifshe's your daughter, she can handle it.
Eh, senin kızınsa, bununla başa çıkabilir.
She can handle it. Can't you, MoII?
Bunu yapabilir, değil mi Moll?
She can handle it.
Bununla başa çıkabilir.
You tell her the truth. She can handle it.
Ona gerçeği söyle, bunun üstesinden gelebilir.
- She can handle it.
- Bunu kaldırabilir.
Whatever's down there, I think she can handle it.
Orada her ne varsa, onunla başa çıkabilir.
She can handle it.
Buna dayanabilir.
She can handle it.
Başa çıkabilir.
I think she can handle it.
Sanırım başedebilir.
Sure that she can handle it?
Başa çıkabileceğinden emin misiniz?
- She can handle it.
- Başarabilir.
Carson, I understand your reticence, but trust me when I say I believe she can handle it...
Carson, isteksizliğini anlıyorum, ama bunu başarabilir, bana inanmalısın...
Trust me, she can handle it.
Güven bana, altından kalkabilir.
I hope she can handle it,
Umarım başa çıkabilir.
- she can handle it.
- ona çok yardımı olur.
- She can handle it.
- Bununla başa çıkabilir.
She can handle it.
Bunu anlayabilir.
She can handle it.
Bunu kaldırabilir.
I'm hoping that santa claus will give me rachael ray for christmas, and then maybe she can handle it.
Umarım Noel baba yılbaşında bana Rachel Ray'i getirir de o da bana yardım eder.
She can handle it.
Kendi halledebilir.
She telling'me she can handle it.
Bas ederim dedi.
I told La-La, "Don't go in there messing'with Darryl." She telling'me she can handle it. She talkin''bout, "I can handle it."
Kiza dedim ki La-La kizim "Darryl e bulasma", bana uyar dedi
Well, if she is I'm sure she can handle it.
Dertte bile olsa eminim kendi halleder.
- She can handle it.
- İdare edebilirmiş.
I don't know if she can handle it.
Bununla uğraşabilir mi, bilmiyorum.
Or if she does, i mean, she thinks she can handle it, and she really can't.
Ve gerçekten edemez.
She wanted to tell kids... that you can handle it. You can handle anything that comes your way.
Çocuklara bununla... başa çıkabileceklerini anlatmak istiyordu yolunuza çıkan her şeyle başa çıkabilirsiniz.
- Because she can't handle it?
- O yapamadığı için mi?
I'd say she can probably handle it on her own
Bence kendi başının çaresine bakabilir.
- she's irritated and she can't get a handle on it.
- o kızmış ve bundan kurtulamıyor.
I know she wasn't built for it, but I think the ship can handle it.
Bunun için yapılmadığını biliyorum ama dayanacağını düşünüyorum.
But I bet John Major has something on the side. And she can't handle it.
Fakat eminim John Major'da bir şeyler var ve o buna dayanamıyor.
Psych doesn't think she can handle the post-op regime and the mother won't be around long enough to get her through it.
Nakil sonrası rejimi uygulayamayacağını, annesinin de ona bakacak kadar uzun... -... yaşamayacağını düşünüyor.
Your mother looked a little tired. She can handle it.
Annen biraz yorgun görünüyordu.
Admittedly more slowly, and she seems to be able to handle it better, but... Admittedly more slowly, and she seems to be able to handle it better, but... I can't control it.
Kabullenilebilir şekilde yavaş, ve o da buna dayanıyor gibi görünüyor, ama ben kontrol edemiyorum.
I'm gonna keep it real with you too, man. I think she can handle herself.
Sana karşı açık olacağım dostum, bence kendini koruyabilir.
He thinks he can handle it alone, but Mom, she did everything for him.
Her şeyi tek başına yapabileceğini sanıyor. Ama her şeyi yapan annemdi.
Now she's surpassed you, and you can't handle it.
Şimdi seni solladı, ve sen bunu kaldıramıyorsun.
Now, she calls a month ago and tells me she has a baby, and that I'm the father... and that she's in trouble, and she can't handle it.
Bir ay önce beni arayıp bir bebeği olduğunu ve, babasının ben olduğumu söyledi. Başı belada, bununla baş edemez.
As the mother can't handle two cubs, she ignores one until it dies, but first, she goes crazy trying to handle two.
Anne iki yavruya birden bakamadığı için... bir tanesi ölene kadar onu ihmal ediyor, ama ikisini birden idare etmedeği için de çılgına dönüyor.
What if she can't handle it?
Ya başa çıkamazsa?
I also have a responsibility to wash her out if she can't handle it.
Bu işi beceremeyecekse onu teşkilattan çıkarmak sorumluluğum da var.
- She can handle it. - I hope so.
Hepsinin üstesinden gelir.
She can't handle it.
Bununla başa çıkamaz.
The strain of hiding out, the guilt over what we did, she can't handle it.
Saklanmanın gerginliği, yaptığımız şey için duyduğu suçluluk, bununla başa çıkamaz.
The strain of hiding out, the guilt over what we did, she can't handle it.
Saklanmanın gerginliği, yaptığımız şeyin suçluluğu, bunlarla baş edemez.
But the bottom line is when the bullets start to fly... can she handle it?
Ama sonuçta önemli olan mermiler uçuşmaya başladığında başa çıkabilecek mi?
If she doesn't want to be with me, she can tell me, and I'll handle it.
Eğer benimle olmak istemiyorsa, söyleyebilir. - Ve ben bunla baş edebilirim.
She wants to increase production and if I can't handle it on my own - the night shifts, the controls, the overtime - I have to be a bastard with my team.
Kendi başıma çıkamazsam, gece vardiyaları, kontroller fazla mesailer, ekibime çok yüklenmem gerekecek.
She wants to increase production and if I can't handle it - the overtime the controls, the night! shifts -
Kendi başıma çıkamazsam, gece vardiyaları, kontroller fazla mesailer, ekibime çok yüklenmem gerekecek.
she can't 238
she can 125
she can't do that 47
she can't help it 16
she can't be 45
she can't hear you 51
she can help 23
she can stay 17
she can hear you 24
she can take care of herself 37
she can 125
she can't do that 47
she can't help it 16
she can't be 45
she can't hear you 51
she can help 23
she can stay 17
she can hear you 24
she can take care of herself 37
she can't stay here 16
she can do it 31
she can't be trusted 16
she can't breathe 50
she can be 16
she can't be dead 17
she can wait 20
she can't die 19
handle it 71
she comes 18
she can do it 31
she can't be trusted 16
she can't breathe 50
she can be 16
she can't be dead 17
she can wait 20
she can't die 19
handle it 71
she comes 18
she chose me 21
she came back 47
she couldn't 58
she came 41
she came to me 61
she came here 21
she called you 54
she could 44
she came in 21
she came home 17
she came back 47
she couldn't 58
she came 41
she came to me 61
she came here 21
she called you 54
she could 44
she came in 21
she came home 17