She can stay traduction Turc
571 traduction parallèle
I wanna marry her before I leave... so she can stay with my mother until I get back.
Ben gelene kadar annemle kalabilmesi için, gitmeden evlenmek istedim. Anlıyorum.
So that she can stay in this country.
Böylece ülkede kalabiliyor.
She can stay at my mother's until we can take her to Boston for the examination first thing in the morning.
Onu yarın sabah ilk iş olarak muayene için Boston'a götürene kadar annemin yanında kalabilir.
She can stay.
O kalsın.
Tell her she can stay.
Kalabileceğini söyle.
I'II ask Marie if she can stay.
Marie'den kalmaslnl isterim.
What you're hoping is that she can stay out here wild but not too wild so you can see her every now and then.
Senin umduğun şey onun burada, vahşi doğada, ama çok vahşi değil, yaşayabileceği ve böylece sen de onu istediğin zaman görebileceksin.
She was truly moved that she can stay.
Benimle kalacağı için gerçekten çok mutluydu.
She can stay there.
Önemli değil, kalsın.
Sorry, honky, she can stay, but you got to go.
Üzgünüm beyaz, o kalabilir ama sen gitmek zorundasın.
She can stay with her until we get back.
Donna'yı ara. Biz dönene kadar yanında kalır. Hadi.
She can stay right where she is, in the shit house!
- Bu sefer onu yanımıza almayacağız.
Alright then, she can stay.
- Tertemiz!
She can stay as long as she does not like the old target.
Kız kalabilir, tabi o moruğun yanında hedef olmayı seçmezse.
She can stay as long as she likes.
İstediği kadar kalabilir.
She can stay in grandpa's room.
O dedemin odas? nda kalabilirler.
Of course, she can stay.
Elbette kalabilir.
If I can find her, then I could help her. And maybe if I help her, she may be able to stay with them, right?
Ona yardım edersem yanında kalmama izin verebilir.
She can't stay here where there's no womenfolks.
" Kadının olmadığı yerde kalamaz.
- She can't stay here.
- Kız burada kalamaz.
Unhappily for me, she can't stay longer.
Maalesef uzun süre kalamayacak.
Can she stay the night here? Oh, yes.
Acaba geceyi burada geçirebilir mi?
She can't stay here.
Burada kalamaz.
If she's no more worried than I am, he can stay where he is.
Eğer benden daha endişeli değilse beyefendi olduğu yerde kalabilir.
Franz will travel for the whole Empire and Sissy needs to follow him... she can't stay here taking care of a child.
Franz-Josef ülkesinin iyiliği için çok gezecektir. Sissi de çocuk odasında tıkalı kalmayıp onun yanı başında olması gerekir!
I don't care where she stays, but she can't stay here.
Nerede duracağı umurumda değil, ama burada duramaz.
For reasons that will take too long to explain, she can't stay in rented digs.
Çeşitli nedenlerden ötürü bunu açıklamak çok uzun sürecek kız kiralık yerlerde kalamaz.
She can't stay with us.
Bizimle kalamaz.
With that amount of underwater damage, she can't stay afloat.
Bu derecede bir hasarla su üstünde kalamaz.
She knows you want her to stay, but it can't be.
Seninle beraber kalsın istiyorsun Ve o da bunu çok iyi biliyor. Yalnız olanak yok.
She can't stay here.
Burada bırakamayız.
But now she just gives me all the money I ask for, and I can stay away the entire night doing exactly as I please - which happens to be drinking.
Ama artık istediğim parayı veriyor ve bütün gece boyunca istediğim kadar içip istediğim kadar harcayabiliyorum.
Why can't she stay sober?
Neden ayık kalamıyor?
No, she can't stay here.
Hayır, o burada kalamaz.
- She can't stay here. - She refuses to leave. Look out.
- Ayrılmayı reddediyor.
- You can't let her stay where she is.
- Ama senin kamaranda kalmaya devam etmesi de imkansız.
I mean... she can't stay outside of the water.
Bence... o suyun dışında kalamaz.
Her mother is sick, so she can't stay.
Annesi hasta bu yüzden kalamayacak.
- She can't stay here.
- Burada kalamaz.
Can she stay for dinner too?
Akşam yemeğine kalabilir mi?
She can't stay off that kidney machine too long.
Diyaliz makinasından çok ayrı kalamaz.
Maybe she'll stay here with Randolph and we can go.
Belki Randolph ile o kalır ve biz gideriz.
Now she can't stay even if she gets rid of it.
Şimdi köpeği atsa bile orada kalamaz.
I... I think we can get a car there, and maybe she'll let us stay.
Sanırım eğer başka bir arabaya atlayıp gidersek, bir süre orada kalmamıza izin verebilir.
She can't stay here.
Bu imkansız, Onu burada yakalarlarsa...
She can't stay here any longer.
Burada daha fazla kalamaz.
She can't stay here.
Hastaneyi arıyorum.
We can stay with her. She's a widow.
En iyi arkadaşımın.
You can leave, but she has to stay until she has got change.
Sen gidebilirsin ama o, bozuk para bulana kadar hiçbir yere gidemez.
She can't stay awake for long.
Uzun süre ayık kalamaz.
But she can't stay there any longer
Uygun bir yer buluyorlar.
she can't 238
she can 125
she can't do that 47
she can't help it 16
she can't be 45
she can't hear you 51
she can help 23
she can hear you 24
she can't stay here 16
she can take care of herself 37
she can 125
she can't do that 47
she can't help it 16
she can't be 45
she can't hear you 51
she can help 23
she can hear you 24
she can't stay here 16
she can take care of herself 37
she can't be trusted 16
she can do it 31
she can be 16
she can't be dead 17
she can't breathe 50
she can handle it 25
she can wait 20
she can't die 19
stay 2171
stay strong 139
she can do it 31
she can be 16
she can't be dead 17
she can't breathe 50
she can handle it 25
she can wait 20
she can't die 19
stay 2171
stay strong 139
stay safe 113
staying 39
stay in your lane 18
stay with me 1471
stay tuned 68
stay here 2079
stay focused 161
stay away from me 476
stay close 302
stay cool 134
staying 39
stay in your lane 18
stay with me 1471
stay tuned 68
stay here 2079
stay focused 161
stay away from me 476
stay close 302
stay cool 134
stay out of trouble 106
stay calm 730
stay still 409
stay back 1306
stay close to me 52
stay low 147
stay down 1032
stay together 118
stay in touch 40
stay away 423
stay calm 730
stay still 409
stay back 1306
stay close to me 52
stay low 147
stay down 1032
stay together 118
stay in touch 40
stay away 423