Something's not right traduction Turc
1,219 traduction parallèle
Something's not right.
Birşeyler doğru gitmiyor.
Something's not right about him.
Bir şeyler doğru değil.
Something's not right about everybody you defend.
Savunduğun herkes hakkında bir şeyler doğru değildir.
Something's not right.
Bir şeyler doğru değil.
Oh, right! I'm not sure if it's a clue, but I do have something that belongs to him.
Aa, bir ipucu olur mu bilmiyorum... ama onun şahsi eşyalarından birine sahibim.
in Northern California you begin to believe something's not smelling right here.
başka bir şirketin yapması ; insanları başka sebepler aramaya itiyor.
Yeah, but... something's not quite right.
Evet, ama... bazı şeyler doğru değil gibi.
Something's not right.
Ama burada...
Something's not right.
... bir şeyler yanlış.
The sound of the record made me feel like I was somebody else... and that... you know, I was maybe not even born to the right parents, or something.
Bu plakta dinlediğim müzik, kendimi başka biri gibi hissettirdi bana. Sanki... yanlış ailenin çocuğu olarak doğmuşum gibi geldi.
Something's not right.
Kötü şeyler.
Your not wanting to dose, it's proving something to me right here.
Denemek istememen bana bir şey ispatlıyor.
There's something not right about these guys.
Bu heriflerde yanlış olan bir şeyler var.
Something's just not right here.
Burada ters giden bir şeyler var.
Something's not right.
Bir sorun var.
There's something you're not telling us, and I've got a right to know.
Bize söylemediğin bir şey var ve bilmeye hakkım var.
And? So, trust me, something's not right.
Güven bana, doğru olmayan şeyler var.
Something's not right.
Yanlış bir şeyler var.
I think I see you everywhere I look... but it's like seeing something in the corner of my eye... and when I look right at it, it's not there.
Sanırım baktığım her yerde seni görüyorum ama sanki gözümün ucuyla görüyorum ve sonra baktığımda orada değilsin artık.
Bree, why do I get the feeling that there's something not quite right?
Bree, neden bir şeyler yolunda gitmiyormuş gibi hissediyorum?
in Northern California you begin to believe something's not smelling right here.
... başka bir şirketin yapması ; ... insanları başka sebepler aramaya itiyor.
- Something's not right.
- Ters giden bir şey var.
I know something's different, something is not right.
Bir şeyler değişik, olması gerektiği gibi değil. Biliyorum.
Something's not right about this.
Doğru olmayan birşey var.
- Something's not right.
- Bu işte bir bit yeniği var.
Something's not right!
Yolunda gitmeyen birşeyler var!
It was just something that was bringing the whole new wave of snowboarding right to him, and I don't know whether he was ready for it or not.
Bu onun için yeni bir snowboard sporu akımıydı ve buraya onun kapısına gelmişti. Bunun için hazır mıydı, değil miydi, bilmiyorum.
Something's not right.
Doğru olmayan bir şeyler var.
It's not like something is gonna happen right now!
Şu anda yapılacak iyi bir şey gibi görünmüyor.
Something's not right.
Ama yanlış olan bir şey var.
And it's not like I want to be a dad, all right, but there's something about not being one, you know?
Benim baba olmak istediğimden değil, tamam mı? Ama tek olmamakla ilgili bir şey, anlıyor musun?
Something's not right here.
Burada ters giden bir şeyler var.
- [computer beeping] - Something's not right.
Bir şeyler ters gidiyor.
Something's not right.
Tuhaf bir şeyler var.
- Something's not right.
Bir şeyler ters gidiyor.
Something's not right here.
Burada bir şeyler ters gidiyor.
He's a Cylon or he's not... so get down there and do something right for a change.
Cylon mu, değil mi? Bir kere de işe yarar bir şeyler yap.
- No. Something's not right.
Her şey tamam.
Something's not right here.
Burada doğru olmayan bir şey var.
Something's not right.
Yanlış olan bir şeyler var.
Yeah, something about this nanny's just not right.
Evet, bu dadı ile ilgili bazı şeyler doğru değil.
Something's not right.
Şey doğru değil.
Wait a minute. Something's not right.
Bir dakika, bir şey doğru değil.
- to know when something's not right.
Ben yeterince var olmuştur.
Something's not right about this.
Burada doğru olmayan bir şeyler var.
Something's not right about this.
Burada birşeyler ters.
Something's not right.
Yolunda gitmeyen bir şey var.
Something's not right.
Ters giden bir şey var.
I still feel like something's not right.
- Ama hala bir şeyler doğru değilmiş gibi geliyor.
Until something happens. He's not gonna come out with us right here.
Biz burada dururken buraya gelmeyecek.
I was around you long enough to know when something's not right.
Ters giden bir şeyler olduğunu bilecek kadar seninle zaman geçirdim.
something's not right here 56
not right now 585
not right 51
not right away 105
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
not right now 585
not right 51
not right away 105
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34
right in the middle 29
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34
right in the middle 29