English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Something isn't right

Something isn't right traduction Turc

180 traduction parallèle
I need to buy something, but my manager isn't around right now.
Bir şey almam gerekiyor ama menajerim burada değil.
If I'm in the wrong, I want to make it right... but you're making a mountain out of something that isn't even an anthill... let alone a molehill.
Hatalıysam, bunu düzeltmek istiyorum... ama sen pireyi deve yapıyorsun... pire bile değil.
Captain, I've seen the look before, and if something isn't done, sooner or later, I'm gonna have to hurt him. Tell him to leave me alone. And that wouldn't be good for him right now.
Kaptan, o bakışı daha önce de gördüm ve bir an önce bir şey yapılmazsa, er ya da geç onu üzeceğim, beni rahat bırakmasını söyleyeceğim ve bu da şu an onun için hiç iyi olmaz.
Rosemary, pain like that is a warning that something isn't right.
Rosemary, bunun gibi sancılar bir terslik olduğunu gösterir.
This is something right out of Buck Rogers, isn't it?
Buck Rogers'tan bir sahneye benziyor, değil mi?
Yes, that's right, Ron, but let me tell you something. You see, the video crew isn't here on this trip.
- Evet Ron ama sana bir şey diyeyim gördüğün gibi bu yolculukta hiçbir kameraman yok.
Something about it isn't right.
Yolunda olmayan bir şeyler var.
Something isn't right.
Bir sorun var.
Colonel, something just isn't right.
Albay, bir şey doğru değil.
Isn't it funny how sometimes it takes a total stranger to point out something that's been right there in front of your face?
Bazen gözünüzün önünde duran gerçeği bir yabancının yüzünüze vurması ne kadar tuhaf değil mi?
Speaks right up for something that isn't there, Data.
Orada olmayan bir şey için güzel konuşuyor Data.
- Something just isn't right.
- Yanlış birşeyler var.
Something isn't right.
Bir şeyler doğru değil.
But you know, this isn't something I want to be thinking about right now.
Ama biliyorsun ki şu anda bunu düşünmek istemiyorum.
Something isn't right.
Bir şey iyi duyulmuyor.
D'Argo, something isn't quite right about this place, and it's affecting you.
D'Argo, bu yerde birşeyler yolunda değil, ve seni etkiliyor.
- Something isn't right.
- Birşeyler doğru değil.
There's something not exactly right about it, isn't there?
Burada olan bir şey tamamen doğru değil, öyle değil mi?
Something isn't right here.
Burada bir problem var.
Something isn't right.
Bir şeyler yolunda değil.
But... it just isn't right... to actually `feel'something for a fellow Peacekeeper, is it?
Ama... bir Barış Muhafızı arkadaşına karşı böyle hissetmek yanlış. Değil mi?
Something just isn't right.
Bazı şeyler yolunda gitmiyor.
Stephanie told him,'Not so fast', or something. Isn't that right?
Stephanie ona, o kadar çabuk değil veya onun gibi bir şey söylemiş söylediğiniz bu değil miydi?
Something about this isn't right.
Birşeyler doğru değil.
We're dealing with two people who know something isn't right.
Birşeylerin doğru olmadığını bilen iki kişiyle.
A dancing demon No, something isn't right there
Danseden bir iblis. Hayır, yanlış olan bir şeyler var.
Something just isn't right
Doğru olmayan bir şeyler var.
If something doesn't feel right, it probably isn't.
Bir terslik var gibi geliyorsa muhtemelen vardır. Bir bak.
SOMETHING ISN'T RIGHT.
Bir fark var sanki.
Sarge, something isn't right...
Çavuş, bir şeyler doğru değil...
I know this isn't the right moment, but while you were unconscious, we found something untoward.
Bunun iyi zamanlama olmadığını biliyorum ancak.. .. siz baygınken.. .. biz..
You're not fooling me! I can see something isn't right!
Beni kandıramazsın, yolunda gitmeyen bir şeyler var.
You always used to say, if something doesn't feel right, it probably isn't. What do you want?
Hep derdin ki, bir şey ters geliyorsa, muhtemelen öyledir.
Something in my gut tells me it isn't right.
İçimden bir ses bu işte bir terslik var diyor.
Okay. Well, something isn't right.
Bir şeyler yanlış.
Something isn't right about this.
Bir şey biliyor ama anlatmıyor.
I feel that something isn't right.
İçim rahat değil.
Something isn't right.
Bir şeyler yolunda gitmiyordu.
The window can be colder because of the glass, but then that one is right by the bathroom, and being right by the bathroom always makes me kind of uncomfortable, which isn't really fair because something has to be right by the bathroom.
Camdan dolayı pencere kenarı daha soğuk olabilir ama oradaki de tam tuvaletin yanında tuvaletin yanında oturmak beni her zaman rahatsız etmiştir ki bu adil değil, çünkü bir şey olursa hemen tuvaletin yanındasındır.
Listen, if your gut is telling you something is not right, maybe it isn't.
Bak, içinden bir ses birşeyler yanlış diyorsa, belki de yanlıştır.
Because something in this family isn't right, Mrs. Beckworth.
Çünkü bu ailede bir şey doğru değil Bayan Beckworth.
But you gotta tell me something, if this isn't for you, you tell me right away.
Ama bana birşey söylemelisin. Eğer bu sana uymazsa, bana hemen söyleyeceksin.
You wake up in the morning, and something just isn't right.
Sabah kalkarsın ve birşeyler yolunda değildir.
Something just isn't right about these girls.
Bu kızlarla ilgili yolunda gitmeyen birşeyler..
Tae-seung, right? Mr. Tae-seung, isn't there something you value the most?
Tae-seung... çok değer verdiğiniz bir şey yok mu?
A dancing demon! No, something isn't right there. I've got a theory Some kid is dreamin
En iyisi sensin, harika olacak.
Something isn't right.
Doğru olmayan bir şeyler var.
SAM : Isn't he always right down here whenever something happens?
Bir olay olduğunda hemen burada bitiverirdi.
I know that you don't want to be alone in this... but something here isn't right.
Bunda yalnız olmak istemediğini biliyorum ama burada bir şey doğru değil.
And something about him isn't right.
Ve onun hakkında bir şeyler doğru değil.
But something about that just isn't right.
Ama bunun doğru olmadığı ile ilgili bir bilgi var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]