Sometimes more traduction Turc
915 traduction parallèle
А thousand rubies Sometimes more
Bu bazen yüz yakuttur Bazen daha fazla
Sometimes more than king.
Bazen kraldan bile çok.
- Ninety, ninety-five. Sometimes more.
- 32, 35 derece, bazen daha da yüksek.
Sometimes, you make me feel like President Joo is more important to you than me.
Sana bakınca sanki Başkan Joo benden önce geliyor.
Sometimes I give more than that.
Bazen bundan da fazla veriyorum.
Sometimes I have wondered whether life wouldn't be much more amusing if we were all devils, and no nonsense about angels and being good.
Bazen hepimiz birer şeytan olsaydık,... meleklerin ve iyiliğin bir değeri olmasaydı yaşam daha hoş olmaz mıydı diye merak ederim.
" I promise to write every day, sometimes twice or even more.
" Her gün yazacağıma söz veriyorum, hatta bazen iki veya daha fazla mektup yazacağım.
They think more of money than they do of men.
l sometimes even thought that...
I said, I sometimes thought that you thought...
They think more of money than they do of men.
No more trading with Indians.
l said, l sometimes thought that you thought...
- He's more uneven sometimes than others.
Bazen başkalarından daha dikkatsiz olabiliyor.
There's nothing I admire more than independence but sometimes it can be carried too far.
Bağımsızlığı çok takdir ederim ama bazen fazla ileri gidebilir.
Sometimes, a lieutenant can be of more use.
Bazen bir teğmen daha çok işe yarar.
I beg your pardon, Lieutenant Grogan, you see I'm so accustomed to working quite alone at my lodgings on Baker Street that I sometimes forget the more modern scientific methods so particularly effective here in America.
Özür dilerim, Teğmen Grogan, anlıyorsunuzdur, Baker Street'teki konutumda tek başıma çalışmaya öylesine alışmışım ki, bazan burada Amerika'da daha modern bilimsel yöntemlerin özellikle uygulandığını unutuyorum.
That's more than long enough sometimes.
Bu bazen gerektiğinden de uzun bir süredir.
I never drink more than one brandy and even this is sometimes too much.
Asla bir brendiden fazla içmem ve bazen bu bile fazla oluyor.
Water's precious. Sometimes it can be more precious than gold.
Bazen altından bile kıymetli olabilir.
- Sometimes But I am not going to any more
- Bu hâlde bunu bize anlatmaya neden onlar da gelmedi?
Sometimes I think T.C. Is right - that he's a moneyman, that money means more to him.
Bazen düşünüyordum da T.C. haklı galiba. O bir para avcısı. Para onun için her şeyden önce gelir.
Sometimes there are things more important than going to a dance.
- Neden? Bazen hayatta dansa gitmekten daha önemli şeyler de oluyor.
Sometimes the father means more than football players.
Bazen babalar futbolculardan daha önemlidir.
Forgive me if I'm butting in... but sometimes a stranger can help more than a friend.
Burnumu sokuyorsam bağışlayın ama bazen, bir yabancı arkadaşlardan daha faydalı olabilir.
Sometimes we gotta do what's best even though that might be the more difficult way.
Bazen, zor olsa da iyi olan şeyi yapmamız gerekir.
Sometimes, but more often, they present a more convincing picture... of virtue than normal folk.
Bazen ama genellikle normal bir insandan daha erdemli bir görüntü sergilerler.
Sometimes we say more than we mean.
Bazen demek istediklerimizden daha fazlasını söyleriz.
You know, how I've often said... that sometimes a pretty face will do you more harm than good.
Biliyorsun, sık sık söyledim Bazen güzel bir yüz sana iyilikten daha fazla zarar verir
Though sometimes I feel I've had more than my share.
Gerçi bazan kendi nasibimden daha fazlasını aldığımı hissediyorum.
Sometimes they know more than we do.
Bizim bilmediğimizi bildikleri olur.
But sometimes longer is more persuasive.
Ama bazen uzun olması daha inandırıcı olur.
Sometimes the cure is more painful than the illness.
Bazen tedavi, hastalıktan daha sancılı oluyor.
They are sometimes praised for their sincerity since... they dramatize with more personal depth... the conventions of which their life consists.
Bazen içtenlikleri nedeniyle övülürler... çünkü yaşamlarını oluşturan adetleri... daha fazla kişisel derinlikle sahnelerler.
Sometimes it seems to me that... In only a few more minutes a solution will be found and a new, beautiful life will begin.
Bazan bana öyle geliyor ki... sadece bir kaç dakika içinde bir çözüm bulunacaktır, ve yeni, güzel bir hayat başlayacak.
Sometimes I think the Blitz left us with more derelict minds than derelict buildings.
Bazen ani baskıların bizi sahipsiz binalardan bile daha kimsesiz bıraktığını düşünüyorum.
Sometimes you need the help of other people more than anything else. But you have to let them get close enough to help.
Bazen başka insanların yardımına ihtiyaç duyarsınız... hiçbir şey için olmadığı kadar, ama onların size yardım etmesi... için size yeterince yakın olmalarına müsaade etmelisiniz.
More than we do, I sometimes think.
Bizim bildiğimizden çok, bazen öyle düşünüyorum.
Beneatha, we always talk, and I don't mind sometimes, but there is more to a relationship, you know?
Beneatha, hep konuşuyoruz, ancak bazen bir ilişkide daha fazla şeyler olur, biliyor musun?
By trying to spare people pain you can sometimes cause more.
Ama insanları kurtarırken daha çok acı verebilirsin.
You know, sometimes it takes more courage to live than it does to die.
Bazen yaşamak, ölmekten daha çok yürek ister.
Sometimes I do not know more I must omh _ lzen or murder him?
Bazen neden benden daha fazla şey biliyor anlamıyorum?
Sometimes there's nothing more exciting than chasing children around London.
Bazen, Londra'da çocuk peşinde koşmak ta heyecanlı olabiliyor.
- The premier says what he means... but sometimes there's more in a man's voice than in his words.
- Başbakan fikirlerini söyleyecektir... fakat bazen bir insanın sesinde kelimelerin ötesinde anlamlar yatar.
Sometimes it's more important what you see than what they say.
Bazen gördüklerin söylediklerinden daha önemlidir.
When they fall, they make more noise, and sometimes they never get up.
Yere düştüğünüzde daha çok ses çıkarırsınız. Bazen de hiçbir zaman yerden kalkamazsınız.
Sometimes I can't stand it any more.
Bazen daha fazla dayanamıyorum.
It is sometimes wise, Gordon Pasha... to provide a man with a few sunny hours... of fraudulent hope so that when night comes... he will have a more perfect inward vision... of the truth of his hopelessness.
Oh, biraz bilgelik, Gordon Paşa, Sahte bir umut ile birkaç güneşli saati olan bir adam sağlamak için, ve gece çökünce, Ümitsizliğinin gerçekliğini çok daha iyi içsel kavramasını sağlayacaktır.
In fact our present philosopher-king, Parmen, sometimes calls us Plato's children, although we sometimes think of ourselves more as Plato's stepchildren.
Filozof-kralımız Parmen bize Plato'nun Çocukları der. Biz kendimizi Plato'nun üvey evlatları olarak görsek de.
And to go on making it... or to make more, sometimes it's necessary to destroy.
Ve kazanmaya devam etmek için veya daha fazlası için bazen yok etmek gerekir.
But he gave me 20 cigarettes a day : Gauloises. Sometimes, I'd even ask for more.
Bay Sauçay'in beni bir süreliğine misafir ettiğini hatırlıyorum.
As for interrogations, sometimes they are more confusing for the one who is interrogating than for the one who is interrogated.
Şu sorgu meselesine gelecek olursak, bazı zamanlar sorguya çekilenden çok sorguya çekenin kafası karışır.
You know, Paul Sometimes I think you'd feel more at home in some medievel castle.
Biliyorsun, Paul, bazen bir ortaçağ şatosunda kendini daha çok evinde hissedeceğini düşünüyorum.
As you know, modern surgery is all a matter of teamwork, sometimes involving a dozen or more people - interns, residents, specialists...
Modern cerrahinin takım işi olduğunu biliyorsun. Bazen düzinelerce insanın yardımıyla yapılır. İnternler, pensçiler, bir çok uzman.
more 1904
moreno 58
moretti 68
moreau 46
morello 30
morelli 46
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
moreno 58
moretti 68
moreau 46
morello 30
morelli 46
more or less 614
more than you know 97
more than you think 24
more drinks 21
more tea 49
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than enough 37
more than anything else 28
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252
more than you 43
more than ever 118
more than you can imagine 30
more than enough 37
more than anything else 28
more than me 30
more than you'll ever know 22
more to the point 94
more than anything 252