Sure you have traduction Turc
5,828 traduction parallèle
Well, I'm sure you have much more to offer Delilah than... Sampson.
Delilah'a Sampson'dan fazlasını verebileceğine eminim.
You sure you have the right name on there?
Orada doğru adı bildiğinden emin misin?
I'm pretty sure you have a vibe... around here somewhere.
Eminim hislerin vardır buralarda bir yerde.
Are you sure you have the right patient?
Doğru hastaya baktığınızdan emin misiniz?
I'm sure you have admiral-daughter stuff to take care of.
Amiral-kızı olayını halledeceğinize eminim.
Thank you so much. Also could you just make sure you have my breakfast waiting for me as soon as I get to my trailer too?
Bir de ben gelmeden kahvaltımı da hazırlatabilir misin?
Make sure you have my ham ready for me, Ginger Snaps.
Kahvaltım hazır olsun Ginger Snaps. Teşekkürler.
He's here to apologize for what happened the other night And I'm sure you have a lot of questions, But they can all be answered by...
Geçen gece olanlar için özür dilemeye geldi... ve eminim ki bir çok sorun var, ama tüm soruların cevap bulabilir,...
I'm sure you have better things to do.
Başka işlerin vardır.
I'm sure you have, every guy has.
Eminim sikmişsindir, her erkek sikmiştir.
I'll make sure you have a date and a time for the funeral.
Eminim cenaze için müsait olduğun bir tarih ve saat vardır.
- Hi. Dad, you know how I usually have to check my locker a million times to make sure it's locked?
Baba hani dolabım kilitli mi diye milyon kez kontrol ederim ya.
( Phone chimes ) You sure you don't have to get that?
- Açmaman gerektiğine emin misin?
Are you sure? 'Cause I don't wanna have an old baby.
Çünkü yaşlı bir bebeğim olsun istemiyorum.
Sure, as long as I have permission to kick you in the ass if I don't like what you say.
Söylediğin şey hoşuma gitmezse canına okuyacağıma iznin olduğu sürece.
I am sure I have no idea what you're talking about.
Neden bahsettiğiniz hakkında hiçbir fikrim olmadığına eminim.
I'm sure we can make exceptions if you have to get to a job.
İşe gitmeniz gerekiyorsa eminim istisnalar yapabiliriz.
I'm sure you guys have a proper word for that kind of behavior.
Bu tarz bir davranış için daha münasip sözleriniz vardır kesin.
- No, I'm not gonna let you throw away this marriage because you have some idealized notion of a man who you're not even sure cared about you!
- Hayır, sana değer verdiğinden bile emin olmadığın bir adama ait saplantılı düşüncelerinden ötürü bu evliliği bir kenara atmana izin vermeyeceğim.
You sure you don't have any more studying to do?
Daha çalışman gerekmiyor mu?
Special Agent Maureen Cabot, I'm sure you and Agent Gibbs have crossed paths at some point.
Özel Ajan Maureen Cabot Ajan Gibbs'le daha önce beraber çalışmıştınız sanırım.
Bruce, I'm sure there must be jobs where... where you don't have to have a driver's license.
Bruce, eminim ki sürücü ehliyeti...
Now, whatever you suspect, before you run it up the ladder, you have to be sure of what you believe in.
Şimdi, şüphelendiğin şey her neyse, onu ortaya dökmeden önce neye inandığından kesinlikle emin olmalısın.
Mm-hmm, sure we are, until you have to pee on a bus in ten years.
Tabii öyle, on yıl içinde otobüste çişini yapmak zorunda kalana kadar...
Sure. If you have three guys.
- Tabii başka üç kişi varsa.
The answer is, you have to be sure.
Cevap şu ki, emin olmalısın.
You sure I don't have to go in and talk to anyone?
emin misin içeri girip kimseyle konuşmak zorunda değil miyim?
Yeah, sure. You have to hold this for me, though.
- Çevrilmemiş altyazı -
We don't worry until we're sure we have something to worry about, but if you see her, you let me know, okay?
Endişelenecek bir şey olduğundan emin olana dek endişelenmeye gerek yok ama onu görürsen haber ver tamam mı?
I'm sure I don't have to remind you that probable cause requires hard facts, not just suspicion.
Olası bir nedenin yoksa, şüphelenmekten ziyade kanıtın gerektiğini hatırlatmama gerek yoktur.
I'm pretty sure you two don't have it.
Sizin ikinizde de izin olmadığından eminim.
So... You sure you want to do this? Well, I have to.
- Bunu yapmak istediğinden emin misin?
- Sure. - "How soon can you have it?"
- "Ne zaman verebilirsin?" diye sorarım.
- Have you got five minutes? - Sure.
- 5 dakikan var mı?
I'm sure she'll want you to have her number.
Eminim numarasını vermek isteyecektir.
Kalinda, do you have a minute? Sure.
- Kalinda, bir dakika gelir misin?
And, as my father used to say, to make sure your dog obeys you, you have to show it the stick once in a while.
Ve, babamın dediği gibi,... köpeğinin sana sadık olduğundan emin olmak istiyorsan,... ona sopanı en az bir kez göstermelisin.
I have a license for that. - You sure you don't mind?
Bu iş için lisansım var.
! Sure, my life is adventurous, but if you don't have someone to share it with, what's the point?
Elbette, hayatım macera dolu, ama bunu paylaşacak bir kimseniz yoksa ne anlamı kalır ki?
Yeah, they sure do. Let's get you to the hospital and have our miracle baby.
- Hastaneye gidip mucizevi bebeğimizi dünyaya getirelim.
And three- - you have to do whatever I say, or I'm gonna make sure this whole place knows that you have someone else's shit under your fingernails.
Ve üçüncüsü, sana söylediğim her şeyi yapacaksın yoksa herkese bir katil olduğunu söylerim.
I'm sure I have no idea what you're talking about.
- Ne dediğini zerre anlamadım.
I'm sure that you have other duties to perform.
Eminim yapacak başka işlerin vardır.
You sure you don't want me to come with you to the meeting? I've worked for the ISEA for almost 20 years now, and, you know, what we have should be enough. Nope.
- Seninle kurul toplantısına gelmemi istemediğinden emin misin?
I think they're pretty sure that they can land it. And you'll have to go.
Onları kafesleyeceklerinden eminler ve o zaman da senin gitmen gerekiyor.
I'm sure that you have.
Birçok kez duymuş olman lazım.
I sure as hell am not gonna believe anything you have to say.
Söyleyeceğiniz hiçbir şeye inanmayacağıma adım kadar eminim.
I wanted to make sure that you didn't have any issues with your contract.
Kontratınla ilgili bir sıkıntın olmadığından emin olmak istedim.
You ladies are probably starting to figure out that these wishes have catches to them, so I'm sure you'll be careful when you make your next wishes.
- bayanlar bu dileğinizin diğerlerinden daha iyi - olması gerektğini anladınız sanırım. - Eminim ki sonraki dileğinizde daha
Uh, I'm sure you've all heard I have an announcement.
Eminim hepiniz bir duyurum olduğunu duymuşsunuzdur.
I mean, sure, you can try to have a little fun on the fly... a last hurrah... but the kids, the wife, the mother-in-law... they always win.
Tabiki hala uçakda biraz olsun eğlenmeyi deneye bileceksin... Son bir fırsat... Ama çocuklar, eş, eşinin annesi...
sure you can 218
sure you were 30
sure you do 255
sure you will 57
sure you are 144
sure you're okay 18
sure you would 16
sure you did 80
sure you want to do this 18
sure you could 16
sure you were 30
sure you do 255
sure you will 57
sure you are 144
sure you're okay 18
sure you would 16
sure you did 80
sure you want to do this 18
sure you could 16
you have a wife 48
you have it 246
you have a nice day 58
you have a good day 80
you have a good eye 21
you have my word 634
you have no idea what you've done 30
you have a good night 79
you have 2005
you have no idea 966
you have it 246
you have a nice day 58
you have a good day 80
you have a good eye 21
you have my word 634
you have no idea what you've done 30
you have a good night 79
you have 2005
you have no idea 966
you have to be strong 33
you haven't heard 102
you haven't seen anything yet 23
you have to be careful 59
you have to go 526
you haven't got a clue 16
you haven't answered my question 48
you have to stop 129
you haven't 508
you haven't changed 146
you haven't heard 102
you haven't seen anything yet 23
you have to be careful 59
you have to go 526
you haven't got a clue 16
you haven't answered my question 48
you have to stop 129
you haven't 508
you haven't changed 146