English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Table for one

Table for one traduction Turc

162 traduction parallèle
- Table for one.
- Tek kişilik masa lütfen.
We'll set the table for one.
Sofrayı tek kişilik kuralım.
I changed my table to a table for one.
Masamı tek kişilik masayla değiştirdim.
- Would you like a table for one?
- Bir kişilik masa mı?
Table for one, sir.
Tek kişilik masanız.
Table for one.
Birinci masa.
A table for one, please.
Tek kişilik masa Iütfen.
Uh, table for one.
- Ah, bir kişilik masa.
Table for one, sir?
Tek kişilik mi? - Evet.
Table for one!
Birinci masa için!
Table for one.
- Ah, bir kişilik masa.
- Table for one.
- Bir kişilik masa hazır.
Table for one?
Bir kişilik masa mı istersiniz?
Table for one.
Tek kişilik masa.
- Table for one?
- Bir kişilik masa mı?
Table for one, sir?
Bir kişilik mi, bayım?
Table for one?
Tek kişilik masa mı?
[ITALIAN ACCENT] Table for one, obviously.
Bir kişilik masa, elbette.
Table for one.
Tek başıma.
Hello, gluttony, table for one.
Alo, masa bire oburluk.
- Table for one.
- Bir kişilik bir masa, lütfen.
And the patron of the Vieux Moulin told me that night you asked for a table for one.
Vieux Moulin'in sahibi o gece bir kişilik masa istediğinizi söyledi.
It's nice to see you, too, Luke. So, table for one?
- Bir kişilik bir masa mı istiyorsun'?
WELL, I'LL JUST, UH, I'LL JUST SET THE TABLE FOR ONE, THEN.
Ben o zaman masayı tek kişilik hazırlayım.
because one of the subjects for our dinner table suddenly rebelled.
Çünkü onun tavuklardan biri kahvaltı masasında canlandı.
There's a $ 40 rent ceiling for one room... but he takes another $ 40 under the table.
Kira için yasal üst sınır 40 dolar... ama adam gizlice 40 dolar daha alıyor.
Last night when I sat down at your table, I thought, - "another one to watch out for."
Geçen gece masanda otururken dikkat edilmesi gereken bir tane daha diye düşündüm.
When three people come to you with their lives spread out on a table for you to cut to pieces the only honest thing you can do is give them one last chance to come out alive.
Eğer üç insan paramparça hayatlarını kurtarmak için evinizde bulunuyorsa onlar son bir şans vermeniz dürüst bir davranış olur.
- Table manners, for one thing.
- Sofra kuralları, mesela.
You know, in my house, I don't have room for a table in my basement... even if I could afford one.
Bilirsiniz, benim evimde, bodrumda bir masa için yer yok... alım gücüm yetse bile.
Two of those for table nine, and one of those, and that's for table four.
- Si? İkisi Masa 9 için, biri de... bu da Masa 4'e.
Table's only set for one.
Masa bir kişi için düzenlenmiş.
# There's one lonely girl # # saturday night # # nothin'to do # # and there's one lonely guy # # all by himself # # at a table for two # # and it's sad #
# Orada yanlız bir kız var # # cumartesi gecesi # # yapacak hiçbir şey yok # # ve yanlız bir adam var # # tamamen kendi kendine # # iki kişilik masada # # ve bu üzücüydü # #'çünkü tek bir yanlız adam #
For one moment I thought you were..... the only normal person sitting at that table.
Bir an için o masada oturan en normal kişinin sen olduğunu düşündüm.
This is for the broken table buy a new one
ve Al bunu! yeni bir masa alırsın!
Well, when I came over to the table, she mentioned something about how she'd better hurry up and leave or you'd make her buy lunch to make up for the one you bought yesterday.
Masalarına uğradığımda, birşeylerden bahsetti ona dün aldığın şeyden dolayı yemek ısmarlatacağın için aceleyle kalkıp, gitti.
Bring one for the table. We'll pick on it. No.
Sen masaya getir, biz içinden seçeriz.
Call for a CT, make sure no one's on the table.
Tomografi iste. Masada kimse olmasın.
The little white lies one will tell for a good table, huh?
Güzel bir masa için söylediğimiz beyaz yalanlara bak.
- Sent the number-one cracker factory into a tie for sixth with Table Time and Allied Biscuit.
- Şehre en iyi krakeri sağlayan şirkette çalışan adam - Çevrilmemiş altyazı -
I'm trying to find a place for a table of two, and I just don't have one.
İki kişilik bir masa bulmaya çalıştım ama bulamadım.
Is there room for one more at the doctors'table?
Doktorların masasında boş yer var mı?
He had C.H.E.E.S.E. knock over the sandwich table... right when I was reaching for one.
Benden nefret ediyor. Tam sandviç masasından bir tane alırken C.H.E.E.S.E.'e masayı devirtti.
And the story ends, Pip, with me suggesting that one should never pull out the wee wee and check it for scabs whilst at the table.
Ve hikaye sonra erer. Pip, bu arada yemekte pipini çıkarıp yara kabuklarını kontrol etmemeni öneririm.
- Okay. Now over here. This one's for the coffee table.
- Peki şimdi şuraya.Bu sehpaya koymak için
And apparently, putting the milk away was too much for you, even though the fridge is now one inch from the table.
Ve anlaşılan sütü kaldırmak da senin için çok zormuş. Şu anda dolap masadan bir santim uzakta olsa bile.
I'm sitting there, waiting for the doctor on one of those table-bed things... whatever they are.
Orada, muayene masası mı ne diyorlar, işte onun üzerinde oturmuş... doktoru bekliyordum.
Another one for my table.
Masama biri daha gelecek.
And one for Johnny Table.
Bir tane de Johnny Masa için.
It's a big table, so... there would be room for one more.
Bu büyük bir masa, yani... bir kişilik daha yer vardır.
- Okay, you can have one table for 8 : 00.
- Bir masayı sekiz için ayırabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]