The forest traduction Turc
6,388 traduction parallèle
We leave here the forest there was a bit before my time.
Benim zamanımdan öncekileride burada bırakıyorum.
It's what every chipmunk in the forest has been waiting for.
Bu ormanın tüm sincapları da bunu bekliyorlardı.
Darkness brings a change to the forest.
Karanlık, ormanda bir değişikliğe neden olur.
Until now the forest has provided well.
Şimdiye kadar, orman ona iyi hizmet vermişti.
Unluckily for the shrew, pigs have the most sensitive noses in the forest.
Ağaç Faresi için ne talihsizliktir ki, domuz ormanın en duyarlı burnuna sahip.
Down on the forest floor, dangers lurk around every corner.
Alt katta, orman zemininde, tehlikeler her köşe başını tutmuş.
Not even the stealthiest predator in the forest.
Ormanın en sinsi yırtıcısı bile.
Back in the jungle, the young tree shrew is weak with hunger, and is being pursued by the most relentless predator in the forest.
Yağmur ormanda, Genç Ağaç Faresi, açlıktan zayıf düştü. Ve ormanın en acımasız avcısı onun peşinde.
[Fire crackles] Fire would burn away the young trees, creating large grassy openings in the forest...
Yangın fidanları yakıp kül ederek ormanda büyük otlaklar oluşturuyordu.
While not as rich and varied, they are much more colourful because of the abundance of maple trees in the forest today.
Onlar gibi zengin ve çeşitli olmasa da, onlardan çok daha renkliler çünkü bugün ormanda akçaağaç bolluğu var.
Maple are very sensitive to fire, so they were kept back by the burning of the forest.
Akçaağaç, yangınlara karşı çok duyarlıdır. Bu yüzden orman yakma işlemi durdurmuştu.
For six months every year, snow transforms the forest.
Kar her yıl altı aylığına ormanın şeklini değiştirir.
But the forest provides a refuge for many different animals during the winter, even for one of the planet's most famous cold-adapted creatures.
Ancak orman kış boyunca birçok farklı hayvana sığınak sağlar. Hatta gezegendeki soğuğa uyum sağlayan en ünlü yaratıklardan birine bile...
Right on the southern edge of the great forest in central Manitoba, each spring, there is a magical reawakening from beneath the forest floor.
Büyük ormanın güney sınırındaki merkezi Manitoba'da her baharda orman zemininin altından büyülü bir uyanış olur.
Further south and west from here, at the centre of the country, the forest gives way to a very different landscape... The Prairies.
Ayrıca buranın güneyinde ve batısında, ülkenin merkezinde orman çok farklı bir araziye dönüşür Bozkırlara.
When they catch a particularly big salmon, bears often take it into the forest to eat it under cover.
Özellikle büyük bir somon yakaladıklarında korunaklı olarak yemek için genellikle ormana götürürler.
In British Columbia, bears and scavengers carry thousands of tons of salmon into the forest each year.
İngiliz Kolombiya'sında, ayılar ve leşçiler her yıl binlerce ton somonu ormana taşırlar.
Oh, Dame Autumn has draped her mellow skirts about the forest, Doctor.
Güz Hanım yumuşak eteklerini ormanın üzerine astı bile Doktor.
Many people think when they see a bear standing in the forest, it means to run.
Bir çok insan ormanda ayakta duran bir ayı gördüğünde, kaçmaları gerektiğini düşünür.
It's headed for the forest.
Ormana doğru gidiyor.
The family live in the forest but feed mostly out in the surrounding meadows.
Aile ormanda yaşıyor ancak daha çok çevredeki çayırlarda besleniyor.
He makes for the protection of the forest.
Ormanın güvenliğine doğru yöneliyor.
In the forest, the chill in the air... spells trouble for the smallest creatures.
Ormanda, havanın soğuması küçük canlılar için büyük bir sorun.
Well as required, there will more wild boar in the forest with this mess!
Böyle giderse ormanda vahşi domuz kalmayacak!
To make an overkill... that will send you cart wheeling to the other end of the forest.
- Aşırı gücün seni araba tekerleği gibi ormanın diğer ucuna göndermesine!
But it's not a pond on the forest floor that she's looking for now.
Ama onun orman zemininde aradığı bir su birikintisi değildir.
She continues to make her long, arduous journeys, while the male guards the remaining eggs on the forest floor.
Erkek, zeminde kalan yumurta korurken,... dişi, uzun, zorlu yolculuklar yapmaya devam ediyor.
The little red-eyed tree frog lives up in the forest canopy, catching insects.
Küçük Kırmızı Gözlü Ağaç Kurbağası, ormanın gölgeliklerinde yaşar ve böcekleri yakalar.
It was the Atlantic Forest.
Atlantik Ormanıydı.
The Atlantic forest.
Atlantik Ormanı.
In the Atlantic Forest there were 400 different species, we did not have 400, but just we planted 100 species, 150...
Atlantik Ormanında 400 farklı çeşit vardı, bizde 400 yoktu ama biz 100,150 tane dikmiştik.
When you see this forest mass, an idea of the effort involved in planting all this is done.
Bu orman kitlesini gördüğünde, ekim işinin bittiğini düşünüyorsun.
The first few days after saying : "We will plant a forest"
"Bir orman dikeceğiz" dedikten birkaç gün sonra
Is the demonstration that devastated lands anywhere they can return to forest.
Harap olmuş herhangi bir toprak ormana dönüşebilir...
And it's buried in the black forest.
Ve kara ormanda gömülü.
In the black forest.
Kara ormanda.
These are tales of life from the tropical jungle, and the northern forest in the Hidden Kingdoms.
Bunlar, tropikal bir ormanda ve kuzey ormanlarında süregelen hayatların hikayeleri... saklı krallıklar içerisinde.
On the other side of the world is a forest where winter never comes.
Dünyanın diğer ucunda, asla kış olmayan bir orman var.
Except perhaps in the temperate forest, when the big freeze sets in.
Belki, ılıman orman dışında büyük donun geldiği hariç.
And the largest intact forest left on the planet.
Ve gezegendeki el değmemiş en büyük orman buradadır.
Although today, modern forest managers are rediscovering the positive effects of fire, centuries ago, the practice of burning these forests ended...
Bugün, modern orman işletmecileri yüzyıllar önce son verilmiş olan ormanların yakılmasının olumlu etkilerini yeniden keşfediyorlar.
North of the maples, the Boreal forest stretches unbroken across the country nearly 10,000 kilometres long from east to west.
Kuzeyin akçaağaçları,.. ... Boreal Ormanı, yaklaşık 10.000 kilometre boyunca,.. ... doğudan batıya, kesintisiz olarak ülkenin tamamına yayılır.
It's considered the largest intact forest left in the world.
Bu orman dünyadaki bozulmadan kalan en büyük orman olarak kabul edilir.
Winter in the northern forest can be challenging to life here.
Kışın kuzey ormanlarında hayatta kalmak zor olabilir.
Squirrels are the quintessential forest creature, and these ones are special because not only are they nocturnal...
Sincaplar tam manası ile orman yaratıklarıdır ve bunlar çok özeldir. Çünkü sadece gececi değillerdir.
The enchanted forest.
- Büyülü Orman.
I have dogs in the national forest and birds over Pico Canyon.
Ulusal ormanda köpekler, Pico Kanyonu'nda kuşlarım var.
Here, in the temperate forest... the big freeze sets in.
Burada, bu ılıman ormanda etraf karla kaplı durumda.
The Gauls dislike anyone touching their forest.
Galyalılar ormanlarına dokunulmasından hoşlanmaz.
And here in the leaf litter of this Madagascan forest, is the tiniest of them all.
Ve burada, bu Madagascar Ormanında yaprak, çöpler içinde,... en minik olanları.
Yeah, which means the bus is probably headed to a camp in the Sambisa forest.
Evet, bu da demektir ki otobüs Sambisa ormanındaki kampa götürülüyor.
forest 44
forestier 20
forests 19
the floor is yours 27
the flash 89
the first one 115
the first of many 20
the family 112
the family business 35
the first time i saw you 26
forestier 20
forests 19
the floor is yours 27
the flash 89
the first one 115
the first of many 20
the family 112
the family business 35
the first time i saw you 26
the floor 53
the final frontier 122
the first time we met 43
the future 293
the french 76
the fool 54
the food 120
the front 31
the father 151
the first 240
the final frontier 122
the first time we met 43
the future 293
the french 76
the fool 54
the food 120
the front 31
the father 151
the first 240
the facts 28
the front door was open 16
the first day 25
the fire 114
the fuck is this 18
the fuck 145
the feds 64
the four 34
the funeral 36
the fear 48
the front door was open 16
the first day 25
the fire 114
the fuck is this 18
the fuck 145
the feds 64
the four 34
the funeral 36
the fear 48