The sea traduction Turc
12,685 traduction parallèle
Then, of course, the rain ships at Brest, the sea-beacons... ~ Oh, are they finished?
Tabii ki Brest'teki yağmur gemileri ve işaret şamandıraları da... - Onların işi bitti mi ki?
As the river flows surely to the sea
Doğruca denize akan bir nehir gibi
♪ We're the lords of the sea ♪
# Denizlerin efendisiyiz #
♪ Though, technically, next to the sea ♪
# Teknik olarak, denizin yanındayız #
We were gonna live in a cottage by the sea.
Deniz kenarında bir kulübede yaşayacaktık.
There's plenty more fish in the sea.
Elini sallasan ellisi. Kendi kaybeder be.
We could sink the ship out on the sea!
Gemiyi denizde batırabiliriz!
We're marching to Otranto to throw those fuckers into the sea.
O aşağılık herifleri denize dökmek için Otranto'ya yürüyoruz.
Pain will dissolve the sea monkeys at present.
On savaş önce, deniz maymunları hayattaydı.
I think I'm getting some kick from her prop off the sea bottom.
Sanırım pervanesinin dipten yansıyan sesini duyuyorum.
but without his men, King Darius would have driven him into the sea.
Yanında adamları olmasa Kral Darius onu denize sürerdi.
I will not be pushed into the sea by a builder on a scaffold.
İskeledeki bir işçi tarafından denize sürülmeyeceğim.
And then I knew i wanted to join the sea org and get really involved as soon as I could, which would be right out of high school.
"Sea Org" a katılmak istiyordum ve liseyi bitirir bitirmez üye oldum.
Out of the blue one day, I received this envelope with an invitation to join the sea project.
Bir gün, hiç beklemediğim bir anda "Deniz Projesi" ne katılmaya davet eden bir mektup geldi.
To crew the vessels, he created the sea organization.
Gemilere mürettebat atamak için "Sea Organization" ı kurdu.
While Miscavige would do anything for the church's most famous celebrity, Miscavige began to turn against the sea org's highest-ranking executives.
Miscavige, kilisenin en ünlü şöhreti için her şeyi yapardı ama Sea Org'un üst düzey yöneticilerine düşman olmaya başlamıştı.
In 2004, Miscavige ordered the top officers of the sea org to the scientology's gold base in Southern California.
2004'te, Miscavige, Sea Org'un üst düzey subaylarının Scientology'nin Güney Kaliforniya'daki Altın Üssü'ne gitmelerini emretti.
"You're going to be thrown out of the sea org."
Sea Org'dan atılacaktı.
You know, I lost money, i got fucked, but then I found out about the abuse in the sea org.
Ben para kaybettim, kazıklandım ama sonra Sea Org'daki işkenceleri öğrendim.
'Which European country has reclaimed nearly a fifth of its land from the sea? ' The Netherlands.
Hangi Avrupa ülkesi bölgelerinin neredeyse bes tanesini denizden geri kazanmistir?
And thank you, Poseidon, great God of the sea!
Ve sana da şükürler olsun Poseidon, denizlerin yüce Tanrısı!
Empty the sea " fill me with it. Let me drink you up.
Deniz bomboş doldur beni onunla.
She went away for two months to a place by the sea to be quiet.
Kafa dinlemek için iki aylığına deniz kenarında bir yere gitti.
♪ Just not of the actual sea ♪
# Sahiden denizde değiliz #
Written by the Essenes, an ancient religious sect who lived in the desert near the Dead Sea.
Esseniler tarafından yazılmış, kadim bir dini mezhep Ölü Deniz'in yakınında çölde yaşarlarmış.
They considered them corrupt, so they abandoned Jerusalem to Qumran, where they wrote the Dead Sea Scrolls.
Yozlaşmış olduklarını düşünüp, Jerusalem'dan Qumaran'a Ölü Deniz Parşömenlerini yazdıkları yere, gittiler.
The sea witch.
Deniz cadısı.
"Norway, Norway, glistening from the gray and green sea."
"Norveç, gri yeşil denizden yükselen Norveç."
We can fight the biggest battles on land, at sea or in the air.
Karada, denizde ve havada büyük savaşlar yapabiliriz.
And we're still searching for her, but based on these texts and the lack of cell reception at sea, I mean, we got to guess that she's on land.
Hala onu, şu cep sinyaline ve mesajlarına dayanarak denizde arıyoruz, karaya çıktığını farzetmek zorundayız.
Boring the hell out of everybody with his sea shanties.
Denizci şarkısıyla herkesi sıkıntıdan patlattı.
Right. All in to the big gutter and out to sea.
Doğru, hepsini önce lağıma sonra da denize dökecek.
I picked this up when I was trying out for the Portland Sea Dogs.
Bunu Portland Sea Dogs'un seçmelerine gittiğimde almıştım.
- We tried the mother's parents they live on Sea Island, Georgia, but I haven't been able to reach them, and have no way of knowing if they've been trying to contact us.
- Sea Island, Georgia'daki annesinin akrabalarına ulaşmaya çalıştık fakat bir haber alamadık onların bize ulaşmaya çalışıp çalışmadıklarını da bilmiyoruz.
Like the Dead Sea.
Ölü Deniz gibi.
Bids the wind blow the earth into the sea or swell the curled waters'bove the main, That things might change or cease. Geoffrey, wait. Don't get in the light.
Geoffrey, bekle. lşığa çıkma.
During World War II, English naval captains put their wives and children in bunkers in London and went back out to sea to fight the Nazis for years.
İkinci dünya savaşında İngiliz gemi komutanları eşleri ve çocuklarını Londra'da sığınaklarda bırakıp denizlere açıldılar ve yıllarca naziler ile savaşmaya gittiler.
So it headed out to sea to avoid the pandemic, maybe create a safe hospital offshore.
Belki de denize açılıp hastalıktan uzak bir yerde güvenli bir hastane kurmuşlardır.
The United States Hospital Ship Solace transmitting in the clear without encryption or secret codes as required by article 34 of the second Geneva convention for the amelioration of the condition of the wounded, sick, and shipwrecked members of the armed forces at sea.
Burası ABD Hastane Gemisi Solace. Cenevre Sözleşmesinin 34. maddesi gereği açık kanaldan ve şifresiz yayın yapıyorum. Yaralı, hasta ve kazazede silahlı kuvvetler üyelerinin iyileşme süreçleri için...
Their captain is smart and dangerous, so he won't surrender, but he can't beat me, not in the open sea.
Komutanları zeki ve tehlikeli. Teslim olmayacaktır, ama açık denizde de beni yenemez.
Sea org is the most fraternal order of the organization.
Sea Org, kuruluşun en birlik içinde olan grubu.
I was deeply convinced that we were going to save the world.
"Sea Org'un ilk üyelerinden, 19 yıl üye oldu." Dünyayı kurtaracağımıza sonuna kadar inanmıştım.
The members of this so-called sea org would become the church's clergy.
Sözüm ona "Sea Org" un üyeleri kilisenin rahipler sınıfı olacaktı.
It is a program that is exclusively for the benefit of sea organization members.
Sea Org üyelerinin menfaati için özel olarak yapılmış bir program.
In spanky's time, the children of sea org members were separated from their parents and raised in the cadet org to remove all distractions from their parent's ultimate responsibility, to clear the planet.
Spanky'nin döneminde Sea Org üyelerinin çocukları ailelerinden alınıyordu ve Cadet Org'da yetiştiriliyordu. Ebeveynlerini, en önemli sorumluluklarından alıkoymamak için gezegeni temizlemek.
Sea org members were often pressured to have abortions, because the church viewed "getting children"
Bazen Sea Org üyelerine kürtaj olmaları için baskı yapılıyordu.
I mean, the amount of free sea org labor.
Ona sayısız bedava Sea Org hizmeti verildi.
In school, I studied the Dead Sea Scrolls, but... to see it here, with all these people, it's...
Okulda, Kumran Metinleri'ni öğrenmiştim ama bu kadar insanla birlikte burada görünce...
- It's called the Buddha strand sea of stars. It's the most beautiful place on earth.
Oraya yıldız denizinin Buda kordonu deniyor yeryüzündeki en güzel yer su öyle temiz ki..
And then there was Zachary of Beersheba, a passionate man who tried to follow the example of Moses and lead his friends across the red sea.
Ve bir de Birüssebili Zachary vardı. Musa'nın yaptığını yapmaya çalışan hırslı bir adamdı ve yoldaşlarını Kızıl Deniz'e götürdü.
Like Venus rising from the foam-flecked sea.
Puslu deniz üzerinde yükselen Venüs gibisiniz.
seal it 18
seat belts 26
seany 22
seagull 16
search her 20
search me 56
seatbelt 17
search him 68
search warrant 70
search everywhere 33
seat belts 26
seany 22
seagull 16
search her 20
search me 56
seatbelt 17
search him 68
search warrant 70
search everywhere 33