The tape traduction Turc
6,778 traduction parallèle
See, I need you to get the tape, so you can show my friends so they can stop calling me Shaky Hands!
Arkadaşlarıma gösterebilesin diye o kasedi almam gerek, böylece bana Titrek Eller demeyi keserler.
The tape won't stick in this weather?
Bantlar bu havada yapışmıyor.
You're gonna need to rewind the tape, Phil.
Kaseti başa sarman gerek Phil.
Get behind the tape, move it.
Şeridin arkasına geç.
These hauntings, the blackouts, the voice on the tape,
Ruhların gelmesi, ışıkların gitmesi, kasetteki ses,...
I'm amazed they gave up the tape without a fight.
Sorun çıkarmamalarına şaşırdım.
Back behind the tape, ma'am. - No!
Güvenlik şeridinin gerisine hanımefendi.
How did the tape arrive?
- Kaset nasıl gelmiş?
Do you like the tape I made with your husband?
Kocanla çektiğimiz videoyu beğendin mi?
I'm told the tapes don't indicate much more than a few personal hellos, which he's been told to stop, by the way.
Bana söylenen, tape kayıtlarının bir kaç kişisel merhabalaşmadan başka bir şey içermediği..... ve artık bunu da durdurması söylendiği şeklinde.
Let's play the tape. You know what?
- Hadi görüntüleri oynatalım.
I watched the tape and no one stole anything.
Görüntüleri izledim ve kimse bir şey çalmadı.
The tape must've torn when the killer ripped it out.
- Katil kaseti alırken kırmış olmalı. - Ve- -
Five million for the tape.
Kayıt için 5 milyon dolar.
That's why you had to hang on to the tape.
Bu yüzden videoya elinden çıkarmak istemedin.
You were gonna turn over the tape, and it was going to get destroyed, along with the truth.
Sen videoyu teslim edecektin, kayıt yok olunca gerçekte asla bulunamayacaktı.
All from the tape. Take it with you.
- Hepsini kasetten öğrendim.
Kate, if he gave her the tape, you would've found it.
Kate, eğer kaseti annene verseydi, sen mutlaka bulurdun.
Okay, if Montgomery gave her the tape, she would have written something down about it.
Eğer Montgomery anneme kaydı verdiyse, annem bunun hakkında bir yere not almış olmalı.
- I do. "With family." She was bringing the tape to you... maybe to give it to your father for safekeeping.
"Aileyle." Kaseti size getiriyordu babanın saklaması için.
So, what did she do with the tape?
O zaman kaseti ne yaptı?
I found the tape.
Kaseti buldum.
They're gonna hold a ticker-tape parade for you in the Jewish part of town.
Şehrin Yahudi kesimi konfeti patlatıp geçit töreni yapar artık.
That tape was the evidence I needed to show that Shaky's hands were steady.
Titrek'in ellerinin titremediğini göstermem için lazım kanıt o kasetteydi.
Do you mean the time that you put our sex tape online?
Sex kasedimizi internete koyduğun için mi?
If you grab some more tape, I can help with the boxes while you're doing that.
Bant getirirsen sen onu yaparken ben de kutularda yardımcı olurum.
And if you tape up between the toes, it'll stop the toes rubbing.
Ayak parmaklarının arasına sararsan parmaklarını ovalamana gerek kalmaz.
and collapsed on the magnesium tape while it was still burning.
Soluduğu gaz yüzünden... hala yanmakta olan... magnezyum şerit üzerine düştü.
Sealed the gap with tape.
Boşlukları bantla kapatmış.
Yeah, take the tape home with you.
Evet, kaydı evine götür.
Might take a few days to get through the red tape.
Bürokrasiyi geçene kadar birkaç gün geçebilir.
I got the security tape queued up downstairs.
Aşağıda güvenlik kamerası kayıtları var.
Well, that's odd because you spent the entire weekend listening to Don Todd's biography on tape, after the previous weekend in which you read it to yourself.
Bu çok garip çünkü bütün hafta sonunu Don Todd'un biyografisini dinleyerek geçirdin. Geçen hafta da kitaptan kendin okumuştun.
You will get him to admit, on tape, that he did the shooting.
- Kayıttayken, vuranın... -... kendisi olduğunu itiraf etmesini sağlayacaksın.
Did you put new duct tape on the headlight?
Farların üzerini bantladın mı?
In the future if people go against you, will you tape their mouths as well?
İleride sana karşı olan olunca, gidip onların ağızlarını bantlarsın!
Nick found evidence that she contacted the wife and gave her the sex tape.
Nick karısıyla bağlantıya geçip Sex videosunu verdiğine dair kanıt buldu.
It's a strong possibility that the person on that tape was not Doug, but someone that looked like him.
Bu kayıttaki adamın Doug olmadığı Ama O'na çok benzeyen biri olduğu muhtemel.
Hey, uh... what's with all the duct tape?
Bu bantlar ne iş?
Forget the damn tape!
Unut şu lanet görüntüleri!
I mean, it was a pretty close call with the ring and Caroline and that tape.
Yüzük, Caroline ve görüntü olayını kılpayı atlattık.
While I was trying to get him to talk, he was doing the same to me - - on tape.
Onu konuşturmaya çalışırken o da bana aynı şeyi yapıyormuş... teypte.
The duct tape.
- Bant olayı.
Forget it! I'm just gonna take my VCR, my VCR head-cleaning tape, my VCR head-cleaning spray, my head-cleaning rag, and my rewinder, and just get the hell out of here.
Video oynatıcımı, temizlenmiş video kasetimi, video kaseti temizleme spreyimi bezimi ve geri sarma aletimi alıp, buradan çekip gideceğim!
Nothing else can hold up the posters, not tacks, not tape.
Bundan başka hiçbir şey posterleri duvara tutturamaz. Ne bant ne de başka bir şey.
- You know the red tape on these things. - Mm-hmm.
Bu işlerdeki formaliteyi bilirsin.
He noticed some tape had come loose on the box and he freaked out.
Kutunun üzerindeki bant biraz yırtılmıştı, bunu görünce deliye döndü.
That's what was on the video tape.
- Videoda olan olay buydu.
You think that's why he broke into the law offices? To get a Hi8 tape?
Bu yüzden mi hukuk bürosuna girdi, eski kaseti almak için?
So the question is, what was that tape doing in a law office, and how is Zaretsky connected to all of this?
- O kasetin hukuk bürosunda ne işi vardı? - Ve bütün bu olanlarla Zaretsky'nin bağlantısı ne?
And the whole thing was caught on tape.
Ve her şey videoya kayıt edilmişti.
tape 100
tapes 44
tape parade 17
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time has come 121
the time is now 61
the time will come 16
tapes 44
tape parade 17
the times 79
the truth is out there 16
the truth will set you free 17
the truth 1031
the time has come 121
the time is now 61
the time will come 16
the time 110
the three musketeers 30
the truth hurts 29
the truth is 1715
the truck 50
the twins 60
the toilet 49
the term 42
the table 26
the time masters 23
the three musketeers 30
the truth hurts 29
the truth is 1715
the truck 50
the twins 60
the toilet 49
the term 42
the table 26
the time masters 23
the train 84
the two of us 218
the time is 69
the third 84
the tv 53
the trees 59
the truth will come out 23
the thing is 2099
the teacher 58
the trunk 21
the two of us 218
the time is 69
the third 84
the tv 53
the trees 59
the truth will come out 23
the thing is 2099
the teacher 58
the trunk 21