The who traduction Turc
214,659 traduction parallèle
You're the one who won't even get a simple medical test.
Basit bir sağlık testini yapamayan sensin.
I'm the one who believed in you.
Sana inanan benim.
You're also the one who overplayed his hand.
Ama durumu yanlış değerlendirip fazla ileri gittin.
Right, so for me, Chip is like the coffee cup, and you're like the coffee can who the pencil doesn't really want to, um, be more than friends with.
Doğru, yani benim için, Chip kahve fincanı gibidir, Ve sen kahve tıpa gibisin Kalem gerçekten kimseyi istemiyor, um,
And that's the same man who complains you can't find Marshmallow Peeps after Easter.
Paskalya'dan sonra marshmallow bulamamaktan yakınan da kendisi.
I should be the one who talks to him.
Onunla konuşan kişi ben olmalıyım.
What about the woman who just buttered your big flat feet?
Peki ya demin koca tepsi ayaklarını yağlayan kadın?
Like the pirate who helps the other pirates connect to the Internet.
Diğer korsanların internete bağlanmasına yardım eden korsanlar gibi.
And for the lucky prince who marries my daughter, this shall be her dowry.
Kızımla evlenen şanslı prens için... bu onun çeyizi olacak.
The look of someone who misses home.
Evini özleyen birinin bakışı.
"But it was the Father who sent his envoy, the serpent, to tempt his children and lead them astray."
" Fakat elçisini, iblisi, yollayıp çocuklarını kandıran ve onları yoldan atan Yaratıcının kendisiydi.
His cousin Kevin Pabst is a distributor who brings the co-op's cattle to the market.
Kuzeni Kevin Pabst kooperatifin sığırlarını satan bir dağıtıcı.
You needed to see that you're not the only one who's suffering here!
Burada tek acı çekenin senin olmadığını görmen gerekiyordu.
Is this the Mitch who directed the movie you worked on?
Bu, senin çalıştığın filmi yöneten Mitch mi?
Excuse me, I'd just like to ask the mom behind me who told me to stop watching Game of Thrones on my laptop if I'm still "the worst person on this plane."
Pardon, Sadece arkamdaki annneye birşey soracağım. Laptopumda Game of Thrones izlemeyi kesmemi söyleyen sen değil miydin? Eğer "Uçaktaki en kötü adam" hala bensem.
♪ Lucky there's a man who positively can do ♪ ♪ All the things that make us ♪ ♪ Laugh and cry ♪
Bizi güldüren ve ağlatan tüm o şeyleri olumlu bir şekilde yapabilen bir adam var.
Gronk went to the University of Arizona, and everyone who went to the University of Arizona believes leprechauns are real.
Gronk Arizona Üniversitersine gitti, ve Arizona Üniversitesine giden herkes yeşil cüce cinlerin gerçek olduğuna inanır.
"According to a source in the medical examiner's office" "who saw bodies from the party firsthand..."
"Adli tıptaki tekne partisindeki cesetleri birinci elden gören kaynağıma göre..."
And the guy running Seattle right now is a guy who turns kids into zombies and blackmails their parents.
Artık Seattle'ın başında çocukları zombiye çevirip ailelerine şantaj yapan biri var.
I was the one who was anxious.
Kaygılı olan bendim.
The thought that I was sitting right next to a person who had those germs.
Yanımda oturan kişide o mikropların olduğu düşüncesi.
And, I need people who understand the nature of the task ahead.
Önümüzdeki görevin niteliğini anlayan insanlara ihtiyacım var.
A woman who picks up that many men, what are the odds one night she picked the wrong guy?
Bir sürü erkekle görüşen bir kadının yanlış erkeği seçme ihtimali nedir?
Said the man who's stalling.
- Dedi ağırdan alan adam.
It's about having sex with a beautiful woman who is sitting on top of the furniture.
Mobilyanın üstüne oturmuş güzel bir kadınla seks yapmakla ilgili.
Well, then who will protect the egg?
O zaman yumurtayı kim koruyacak?
They used the saber to unify the people and strike down those who would oppose them.
Onlar kılıcı insanları birleştirmek ve onlara karşı gelenleri devirmek için kullandılar.
I was the one who was holding back.
Geri duran bendim.
Maybe you can help me find someone who can evade the security, break into the offices... all that without being detected.
Belki bana güvenliği atlatacak, ofise girmemi sağlayacak, ve bunları fark edilmeden yapacak birini bulmama yardım edebilirsin.
Win the Tour de France, like the all-time greats who've ever won this big event.
-... kazanmak istiyor, bu yarışmayı kazanmış olan tüm büyük atletler gibi.
Because a lot of the guys that he raced with and guys who had raced against him that I'd just known over the years... they were my friends.
Çünkü onunla ve ona karşı yarışan kişilerden çoğunu yıllardır tanıyordum. Hepsi arkadaşımdı.
It was his teammates who had turned on him as part of the federal investigation.
Bir federal soruşturma kapsamında takım arkadaşları ona sırt çevirdi.
I met with this guy who's gonna at least, like, prescribe me the protocol.
Bana en azından protokolü hazırlayacak biriyle görüştüm.
I still had no idea why a WADA lab director who did all the testing for the Sochi Olympics would agree to do this, because his job was supposed to be to catch athletes.
Soçi Olimpiyatları'nda tüm testleri yapan bir WADA laboratuvar başkanının bunu yapmayı neden kabul ettiğini hâlâ anlamıyordum çünkü asıl görevi bu işi yapan atletleri yakalamaktı.
Grigory, the Moscow scientist I was showing you, who did all the testing for Sochi, who's now at the center of this big Russian doping scandal.
Soçi'nin testlerini yapan sana gösterdiğim Moskovalı bilim insanı Grigory, şu anda büyük bir Rus doping skandalının merkezinde. SPOR FİZYOLOĞU
The crazy thing is, Richard Pound, the guy who was the head of WADA for 15 years, has actually been hired to lead the investigation against Grigory.
İşin ilginci, 15 yıl boyunca WADA'ya başkanlık eden Richard Pound Grigory'ye açılan soruşturmayı yürütmekle görevlendirildi.
Who owns the lab?
Laboratuvar kime ait?
It's recommended until the end of the week, because I am the only man who can kill both sides.
Hafta sonuna kadar böyle olması önerildi çünkü iki tarafın da başını yakabilecek tek kişiyim.
We will banish all those who have a suspicious reputation from the leadership of Russian athletics.
İsmine şüphe karışmış olan herkesi Rusya atletizm yönetiminden uzaklaştıracağız.
I guess they're called the FSB now... they're in the lab, who else could finance them but Vitaly Mutko?
Eğer KGB... Sanırım artık FSB diye anılıyorlar. Laboratuvardalarsa onları Vitaly Mutko'dan başka kim finanse ediyor olabilir?
The criminal police, they sentence me to another psychiatric clinic... which is for those who are sadist, who are totally worst-of-the-worst criminals.
Kriminal polis, beni başka bir psikiyatri kliniğine gönderdi. Sadistlerin, en kötü suçluların yattığı bir yerdi.
Who got the charges dropped?
Suçlamaları kim düşürttü?
We must show the others who we are. "
Diğerlerine kim olduğumuzu göstermeliyiz. " dedi.
"Grigory Rodchenkov, who ran the laboratory that handled testing for thousands of Olympians, said he developed a three-drug cocktail of banned substances that he mixed with liquor and provided to dozens of Russian athletes, helping to facilitate one of the most elaborate and successful doping ploys in sport history."
"Binlerce olimpiyatçının testlerini yapan laboratuvarın başkanı Grigory Rodçenkov, yasaklı maddelerden oluşan üç ilaçlı bir kokteyl geliştirdiğini ve bunu içkiyle karıştırıp onlarca Rus atlete vererek spor tarihinin en kapsamlı ve başarılı doping hilelerinden birinin gerçekleştirilmesine yardım ettiğini açıkladı."
There was a delegation of foreign scientists who were embedded in the laboratory.
Laboratuvara yabancı bilim insanlarından oluşan bir temsilci heyeti katılmıştı.
Thomas Bach, who heads the IOC, said,
IOC Başkanı Thomas Bach şöyle dedi...
Do you think that the athletes who were cheated feel good?
Kandırılan atletler bundan memnun mu?
The FSB, who had access to the Sochi lab under the guise of the building maintenance contractor, can be identified in the evidence we have.
Bina bakım yüklenicisi kisvesi altında Soçi laboratuvarına erişimi olan FSB, delillerimizde teşhis edilebilmektedir.
I don't even recall the name of that citizen who defected, the one who ran the Russian anti-doping lab.
Rus dopingle mücadele laboratuvarının başındaki şu iltica eden vatandaşın adını bile hatırlamıyorum.
Who can forget the time the Monks defeated the Daleks, the Cybermen, the Weeping Angels?
Dalekleri, Siberadamları ya da Ağlayan Melekleri mağlup eden Keşişleri unutmak ne mümkün?
I had to stop you, or at least not stand in the way of someone else who wanted to, because the guns were getting bigger, the stakes were getting higher, and any minute now it was going to be goodnight, Vienna.
Sizi durdurmak zorundaydım. Ya da en azından durdurmak isteyenlere engel olmamalıydım zira silahlarınızla birlikte tehlike de her geçen gün büyüyordu ve her şey için çok geç olacaktı.