The whole family traduction Turc
1,531 traduction parallèle
No, I'm making a collage of the whole family.
Alma, ben tüm ailenin yer aldığı bir kolaj hazırlıyorum.
The whole family was gone just like that,
Bütün ailesi benzer şekilde öldü.
Something happened to the whole family.
Bütün ailesine kötü bir şeyler olmuş.
We're all invited back in February, the whole family.
Hepimiz Şubat ayında davetliyiz, tüm aile.
I want the whole family to like this. - I want four-year-olds to like this.
Bütün aile, dört yaşındaki çocuk sevsin istiyorum.
After all these years, wanting to have the whole family around the table...
Bunca yıl sonra, tüm ailenin aynı masada olmasını istemek...
The whole family?
Ailecek mi?
Joe and Sarah are in counseling, the whole family's...
Joe ve Sarah danışmana gidiyorlar, tüm aile...
- Kitty, he's sitting in the back with you. - No, seriously, thanks for bringing the whole family.
- Hayır, gerçekten, tüm aileyi getirdiğiniz için teşekkürler.
I always figured when I grew up and had kids of my own, I'd do the whole family thing, a big banquet, but you know, here we are, just me and Alex, hanging out in the hospital.
Büyüdüğümde kendi çocuklarım olacak, ailece birlikte olacağız, büyük bir ziyafet hazırlayacağım diye düşünürdüm.
No, the whole family, sadik, too, every tuesday.
Bütün aile için. Sadik de buna dahil. Her Salı.
They don't hate the whole family, Mom.
Bütün aileden nefret etmiyorlar, anne.
That's right.The whole family is.How'd you know?
- Doğru. Bütün aile öyle.
The whole family ate that slimy chicken, covered in cum!
İçine attırdığı tavuğu bütün ailesine yedirmişti!
Smoking dope in front of the whole family?
Bütün ailemin karşısında esrar içebiliyor muydum önceden?
Mom said that the whole family knew.
Annem, tüm ailenin bildiğini söylemişti.
It's weird, the whole family thing.
Garip, aile meseleleri.
And not just for Shane, but for the whole family.
Ve sadece Shane için değil, fakat tüm aile için.
For years now, Fox has been programming shows that the whole family can enjoy.
Meğer yıllardır, Fox yayınları tüm ailenizin seveceği türden şeylerden oluşmaktadır.
There was one family that poisoned themselves, the whole family, because of lack of work and lack of money.
Bir aile vardı kendilerini zehirlemişlerdi,... tüm bir aile, iş ve para yetersizliğinden.
The whole family's together...
Tüm aile birlikte oturmuş...
- The whole family sleeps here now, charming.
- Tüm aile burada uyuyor artık, ne güzel.
The whole family had to be retarded.
Ailedeki herkesin zihinsel özürlü olması gerekiyor.
Passed down from her daddy who taught her the whole family business.
Bu ona, tüm aile işlerini öğreten babasından geçmişti.
So the whole family is working to keep the Korean traditional arts?
Sanırım, tüm aile Kore geleneklerini.. .. yaşatmak için çaba harcıyor.
In it, his father told him, how the whole family looked to him, to achieve greatness.
Mektupta babası, büyük adam olması için bütün ailenin onun gözünün içine nasıl baktığını anlatıyordu.
The whole family. All together.
Hepsi birlikteymiş.
His whole thing, he would get into the family more than just with the children, you know, so my mom had been involved with him, and I think that was the... that was the killer one there, you know?
Sadece çocuklara değil ailenin tamamına musallat oldu. Annem onunla ilişkiye girdi ve en korkuncu da buydu.
Our whole family's on the line.
Tüm aile diken üstünde.
One bad apple in a family, and we punish the whole barrel.
Ailede çürük bir elma varsa cezasını bir çuval çeker.
How the hell am I supposed to take care of a whole family by myself?
Aileme nasıl olur da tek başıma bakarım?
I thought the whole point of giving up the big corporate job for the family business was, you know...
Sanıyordum ki, aile işi için büyük şirket işini bırakmanın asıl amacı..
- As we usually have a image of the family as a whole, - you know, the classic setup
- Genelde, bir bütün olarak bir aile hayali kurmak gibi geleneksel bir kurum yani.
I learned more about the Riggins family in two minutes than I did in a whole year of dating Tim.
İki dakika içinde, Riggins ailesi hakkında Tim'le koca bir yıl boyunca çıktığımdan daha fazla şey öğrendim.
It's something the whole family would really very much appreciate, knowing how much you mean to Joe, and how much he means to you.
Joe için ne kadar değerli olduğunu bildiğini ve ona ne kadar değer verdiğini söylemelisin.
You've embarrassed me and the family in front of the whole Senate.
Bütün senato önünde beni ve aileni küçük düşürdün.
No, but you can condemn my whole family to bankruptcy and worse to stop the truth about your life coming out, but I can't call you names?
Hayır ama sen benim ailemi iflasa mahkum edebilirsin ve daha da kötüsü ortaya çıkan hayatının gerçekliğini durdurabilirsin ama ben sana sövemez miyim?
You know, my family, we'd go away on Thanksgiving, we'd come back on sunday and the whole tree was done... by professionals.
Nasılsın, anne? - Dışarıdaki yaşama alışıyor musun?
In my family, we'd go away on Thanksgiving, we come back on Sunday and the whole tree was done.
Benim ailemde Şükran Günü'nde tatile çıkılırdı ve Pazar günü döndüğümüzde ağaç hazır olurdu.
Uh, no, no.The only reason why I'm here alone right now is because, um, my whole family went down to san diego.
Hayır, hayır. Burada şu anda tek olmamın nedeni tüm ailemin San Diego'ya gitmiş olması.
Within the year, my whole family was just... poof. Gone.
Bir yıl içinde tüm ailem... puf diye... gidiverdi.
Well, her whole family's back east, so she kind of resisted the move.
Ailesi doğuya döndü o da... taşınmaya biraz karşı koydu.
You know why that jerk took out his whole family the other day?
O aptalın geçen gün neden bütün ailesini yemeğe çıkardığını biliyor musun?
The whole family's here.
Bütün aile burada.
I mean, my whole family still won't even talk me on the advice of council and my friends... were just waiting for this to happen.
Yani, ailemden kimse bana nasihat bile vermiyor artık ya da arkadaşlarım... bunların başıma gelmesini bekliyorlardı.
His whole family's in town for the wedding, and so my house is filled as a freaking Rafters with the Dudemaisters.
Ailesinin tamamı düğün için şehre geldi, bu yüzden evin tamamı lanet Ayakkabı Dünyası gibi ağzına kadar Dudemaister dolu.
Do not alert the authorities or your whole family will pay with death... and death will be the least you're gonna get.
Polisi aramaya kalkmayın yoksa tüm aileniz bunu canıyla öder... ve ölüm, elinize geçeceklerin içinde en güzeli olacaktır.
Lee Garner, his father, the whole Lucky Strike family will be here at 4.
Lee Garner, babası ve tüm Lucky Strike ailesi saat dörtte burada olacak.
Do the whole family,
Bütün aileyi hallet.
You know, the only question I have is, if Gil wanted to kill his whole family, why not go after Rose?
Kafamı kurcalayan bir soru var. Eğer adam tüm ailesini vurmak istediyse neden Rose'un peşinden gitmedi.
She cried the whole night. Saying she didn't want her family to split.
Bütün gece ailesinin parçalanmasını istemediğini söyleyerek ağladı.
the whole thing 282
the whole nine yards 33
the whole world 65
the whole truth 141
the whole day 16
the whole package 29
the whole bit 20
the whole time 137
the whole 179
the whole nine 29
the whole nine yards 33
the whole world 65
the whole truth 141
the whole day 16
the whole package 29
the whole bit 20
the whole time 137
the whole 179
the whole nine 29
the whole night 30
the whole world is watching 19
the whole story 34
the whole town 21
the whole shebang 54
the whole lot 23
the whole deal 40
the whole world's watching 21
family 1231
family is everything 18
the whole world is watching 19
the whole story 34
the whole town 21
the whole shebang 54
the whole lot 23
the whole deal 40
the whole world's watching 21
family 1231
family is everything 18