To re traduction Turc
330,180 traduction parallèle
So, we're going to have to figure out a way to do this thing the way we do everything... Together.
Bunu başarmamız için bir yol bulmalıyız, her zamanki gibi birlikte göğüs germek için.
Whoever you're meant to face in this Final Battle... They're already here.
Bu son savaşta yüzleşeceğin artık kimse çoktan burada.
Looks like we're gonna have to find Emma on our own.
Emma'yı kendi başımıza bulmalıyız demek ki.
Yeah, we did, but if we're gonna find that flower before we're both asleep for good, we're gonna need your mother's tracking skills, which means it's time for me to say good night.
Evet, belirledik. Ama eğer ikimiz de uyuyup kalmadan o çiçeği bulmak istiyorsak, annenin izcilik yeteneğine ihtiyacımız olacak, bu da demektir ki benim için iyi geceler deme vakti geldi.
No, she doesn't have to be the Savior anymore. We're awake.
Artık Kurtarıcı olmasına gerek yok, biz uyandık.
As I told you, you're going to choose to be part of this family.
Hançerimi neden geri verdin? Dedim ya ailenin parçası olmayı kendi rızanla seçeceksin.
They called us to let us know that they're okay.
İyi olduklarını bilmemiz için aradılar.
You're only supposed to drink a capful of this thing. No. No.
Hayır, hayır.
It really is. I think we're just gonna have to kick things up a notch.
Sanırım bazı şeyleri hızlandırmak zorunda kalacağız.
Well, you're an alcoholic. Is that to-go bag with that salad still in the fridge?
İçinde salata olan şu acil durum kutusu hâlâ buzdolabında mı?
Maybe they're trying to tell us something in code?
Belki de bize şifreli bir şeyler söylemeye çalışıyorlardır?
I know what you're really meant to be, Lucy.
Gerçekte kim olduğunu biliyorum Lucy.
You're engaged to some doctor you don't know.
Hiç tanımadığın bir doktorla kendini nişanlı buldun.
When you're ready to come home, I'll be here, Lucy... with open arms.
Eve gelmeye hazır hissettiğin zaman, ben burada olacağım Lucy... kollarım açık olarak.
I mean, after everything that Rittenhouse said they're gonna do to your family?
Niye? Rittenhouse'un ailenle ilgili söylediği onca şeyden sonra mı?
Lindy and me, we're both from St. Louis, so if there's any chance he survived, I want to help.
Lindy ve ben St. Louis'den tanışıyoruz, eğer kurtulmuş olma ihtimali varsa yardım etmek isterim.
You're supposed to be helping us find Lindbergh.
Lindbergh'i bulmamıza yardım etmen gerekiyordu.
- You're supposed to ignore that rule.
- Bu kuralı göz ardı etmen gerekirdi.
You needed to see with your own eyes who they are and why you're gonna fight them.
Onların kim olduğunu kendi gözlerinle görmen ve neden savaşman gerektiğini anlaman gerekiyordu.
Maybe you're not meant to be here.
Belki de burada olman gerekmiyordur.
Maybe you're meant to be helping your friends.
Belki de arkadaşlarına yardım etmen gerekiyordur.
You're free to go.
Gidebilirsiniz.
So what, Rufus and I, we're just supposed to go to work like nothing's happening?
Ne yani Rufus'la ben hiçbir şey olmamış gibi işe gidip gelecek miyiz?
- You're not a six-year-old, talk to me.
- Bekleyebilir. - Altı yaşında değilsin, söyle.
Respectfully, Liv, if you're going to find Harley, you have to try to separate the facts from these theories.
Saygılarımla Liv, Harley'i bulacaksan gerçekten bu teorilerinden arınman gerek.
And get your butts to a polling place as soon as we're done.
Ve işimiz biter bitmez oy kullanmaya gidin.
We're good to go. Yeah.
Başlamaya hazırız.
Not yet, but we're gonna apply to a bunch of others just to keep our options open.
Henüz değil ama seçeneklerimiz olsun diye birkaç yere daha başvuracağız.
I mean, I don't know how you feel about Latin music, but according to their horas of operación, they're open.
Latin müziği konusunda ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama çalışma saatlerine bakılırsa hâlâ açıklar.
And today, we're gonna go to the NFL owners'meeting and change the name of your precious Washington Redskins!
Bugün NFL başkanları toplantısına gideceğiz ve kıymetli Washington Redskins'inin adını değiştireceğiz!
We're here to protest the Redskins, Jackie Lynn.
Redskins'i protesto etmeye geldik Jackie Lynn.
My name is Jacqueline White. And I have something you're all gonna want to see.
Benim adım Jacqueline White ve bende hepinizin görmek isteyeceği bir şey var.
'Cause I have something you're gonna want to see. [newscaster] Back to you, Guy.
Çünkü senin görmek isteyeceğin bir şey var.
It's good to know that we're neighbors, and if you ever need to borrow a cup of sugar, you're gonna have to pay,'cause I run a store.
Komşu olmamız çok güzel. Bir kâse şeker bile lazım olsa parasını ödersin, dükkân işletiyorum ben.
Kimmy's phone. If you're a cop, you have to tell me.
Kimmy'nin telefonu.
We're going to Storm King!
Storm King'e gideceğiz.
I tried to stall, but now we're gonna be banned from this gas station for life!
Oyalamaya çalıştım ama bu benzinlik artık bize ömür boyu yasak!
You're the first generation ever to have fewer sexual partners than their parents, you fucking dorks.
Anne babalarından daha az cinsel partneri olan ilk nesil sizsiniz, koyduğumun malları.
You're not having sex because you're too busy online trying to get likes.
Seks yapmıyorsunuz çünkü internette beğeni almakla meşgulsünüz.
At these prices, that's all the information we're willing to give you. "
Bu fiyata bu kadar bilgi verebiliyoruz. " diyecek değiller.
You're, like, "I will, but I did have a way to pay you guys back."
Siz de "Sıkıntı yok ama geri ödeyecektim yani." derdiniz.
If someone came to me : "Neal, you can cure pediatric AIDS, but you're gonna have to do a ton of cocaine", I'd be, like...
Biri gelip bana "Neal, çocuk AIDS'ini tedavi edebilirsin ama yığınla kokain çekmen lazım." dese
But you do that long enough, and your feelings start to atrophy to the point that you're incapable of having them.
Ama bunu yeterince uzun süre yapınca hisleriniz öyle köreliyor ki hiçbir şey hissedemez hâle geliyorsunuz.
When a nine-year-old is ready to say something, you're, like, "I have no idea which way this is going."
Dokuz yaşında bir çocuk bir şey demeye hazırlandığında " Ne olacak, hiç bilmiyorum.
"but you're trying to turn yourself into a pickle."
Bana dedi ki "Yani sen bir salatalıksın... ve kendini turşuya dönüştürmeye çalışıyorsun."
After 12th grade, you're, like, "I don't have to do that shit anymore."
Lise bitince "Artık bu boktan şeyle uğraşmak zorunda değilim." dersiniz.
What they believe feels foreign to us, but they're committed to it.
İnandıkları şey bize yabancı ama kendilerini adamışlar.
They're, like, "God came to us a couple of thousand years ago", had some simple rules :
" Tanrı bize birkaç binyıl önce geldi, basit kurallar verdi :
We're, like, " Yeah, you went to high school.
" Evet, lise mezunusun.
The worst part is that, at any point during the day, anyone you're talking to might just break out running.
En kötü tarafı, günün herhangi bir saatinde konuştuğunuz herhangi biri koşa koşa kaçmaya başlayabiliyor.
No way you're chasing people down, like, "We're gonna have this meeting whether you want to or not."
" İstesen de istemesen de bu toplantıyı yapacağız.
to rest 21
to relax 19
to recap 23
to remember 22
to remind you 16
to repeat 17
really 59005
reunion 35
redrum 16
renee 470
to relax 19
to recap 23
to remember 22
to remind you 16
to repeat 17
really 59005
reunion 35
redrum 16
renee 470
remember 10256
resume 39
remove 22
rene 151
restaurant 59
real 457
remy 191
resistance 29
regis 39
ready 6018
resume 39
remove 22
rene 151
restaurant 59
real 457
remy 191
resistance 29
regis 39
ready 6018