We all go traduction Turc
7,748 traduction parallèle
-... If we all go at once- tiger :
- Aynı anda saldırırsak...
I snap his arm or he taps out and we all go get burgers.
Sonra hamburger almaya gideriz.
If Rebecca talks to the police, we all go down.
Eğer Rebecca polise giderse, hepimiz biteriz.
Why don't we all go to dinner tonight?
Bu akşam hep beraber bir yemeğe gitmeye ne dersiniz?
Uh, just, you know, until we all go home?
Bilirsin, hepimiz eve dönene kadar.
No, we just sat there in the waiting area with some of the other kids and their parents, and then they came out and said, "you can go," and we all just... went home.
Hayır, aileleriyle olan öteki çocuklarla birlikte bekleme alanında oturduk sonra da dışarı çıkıp, "gidebilirsin" diyorlardı ve sonra da hepimiz evlerimize gittik.
Okay, Trey, we'll go out there tomorrow, and you can show me where all this took place.
Tamam Trey, yarın oraya gideriz. Sen de olayların yaşandığı yeri gösterirsin.
Girl, you are a mess. ♪ You run me like a machine We go faster You know exactly what I mean ♪ ♪ It's all in our heads Get out of this bed get up ♪
Kızım, çok karışık birisin.
♪ You run me like a machine We go faster You know exactly what ♪ ♪ I mean It's all in our heads Get out of this bed get up ♪ ♪ Easy money in my hand Body under my command I can let go ♪
Hey.
♪ You run me like a machine We go faster You know exactly what I mean ♪ ♪ It's all in our heads Get out of this bed get up ♪ We're learning life skills.
İşte önemli olan bu.
We could go down to my basement, all of us.
Hep birlikte benim bodrum kata gidebilirdik.
If we go north and you're wrong, then all of us will die.
Kuzeye gidersek ve sen yanılıyorsan, hepimiz ölürüz.
¶ And we'll all ¶ ¶ Go together ¶
Funda çiçeğinin her yanında yeşeren...
Look, we only have a few more years left to go to college and learn all the fun stuff like acting and fencing and choreography.
Üniversitede eskrim, oyunculuk ve koreografi öğrenmek için önümüzde birkaç sene kaldı.
If I'm indicted, which we know I will be, we'll waive all hearings and discovery and go directly to trial.
Eğer dava açılacaksa, ki açılacak biliyorum tüm duruşmaları ve keşifleri bırakıp direkt olarak mahkemeye gidelim diyorum.
I... I got it, here we go. All right, hold on.
Ben aldım.
So now I'm hoping, we're both hoping, that we can just smooth this all over now, and everything can go back to normal.
Şimdi umuyorum ki, ikimiz de umuyoruz ki sorunlarımızı hemencecik çözeriz ve her şey normale döner.
Un... until we have him locked away, just go down to the break room, have some breakfast, maybe a cup of coffee, and then, when that son of a bitch is locked up in federal prison forever, we'll all celebrate.
Biz onu hapse tıktırana kadar dinlenme odasına gidiver biraz kahvaltı et, bir fincan kahve iç. Sonra, o aşağılık herif sonsuza dek federal hapishaneye kapatıldığında, hep birlikte kutlayacağız.
Now I just need one more witch, and then we can finish the ritual together, take all the power we need, and then those kids can go home to their mums.
Sadece tek bir cadı kaldı, sonra ayini birlikte bitirebiliriz. İhtiyacımız olan gücü aldığımızda çocuklar annelerine geri dönebilir.
We've lost too many to the Mikaelsons this year, and Elijah wants you to go back to their family when this is all over...
Bu sene Mikaelsonlara çok kayıp verdik. Elijah da her şey bittikten sonra onlara dönmeni istiyor.
All you got to do is give me my daughter back, and we'll go our separate ways.
Tek yapman gereken bana kızımı geri vermen sonra kendi yollarımıza gideceğiz. Söz veriyorum.
All right, I'll put out an A.P.B., and I'll have Frankie go through the P.I.'s stuff to see if we can place Zoe and Dylan together
Anlaşıldı, Onu arananlar listesine koyuyorum, ve Frankie özel dedektifin eşyalarına baksın, cinayet günü Zoe ve Dylan'ı
We are just gonna go pick up my sister from the school and we're gonna bring her back, all right?
- Hemen gidip kız kardeşimi okuldan alacağız ve eve getireceğiz.
Annamaria, if we go to elections, he's not the only one at risk. We all are.
AnnaMaria seçimlere gidersek tek o değil hepimiz riskteyiz.
If they go off when Lucy's opening her door for me, we're all screwed.
Eğer Lucy'nin kapısı açıldığında bunlar olursa, hepimiz yanarız.
We should all go together.
Hep birlikte gitmeliyiz.
All right, here we go.
Tamamdır, hadi bakalım.
Gotta get all packed up so as we're ready to go when Da gets back.
Her şeyi toplamamız gerek ki baban döndüğünde yola çıkmaya hazır oluruz.
If Lobos gets wind, he could just eliminate all these witnesses and then we'll have nowhere to go.
Bu olay Lobos'un kulağına giderse, o, tüm tanıkları ortadan kaldırabilir ve biz de başka yöne dönmez zorunda kalırız.
All right, here we go, we're walking.
Hadi bakalım, yürüyelim.
All right, there we go.
Pekala, işte.
All right, here we go.
Tamam, başlıyoruz.
We can't talk to Rebecca directly, fine, but we can go over all the things she's said about that night
Rebecca'yla doğrudan konuşamayız, tamam ama o geceyle ilgili söylediği her şeyin üstünden geçebiliriz ve anlattıkları...
I'm gonna go get your backpack and then we can go home and celebrate, all right?
Ben gidip sırt çantanı alayım sonra kutlamaya gideriz, tamam mı?
Let's talk and sort this out, so we can all go home.
Konuşalım ve bir çözüme bağlayalım, böylece hepimiz evimize gidebiliriz.
All right, we let you go.
- İzni aldın. Geçmenize izin vereceğiz.
All viper elements, we are a no-go. I say again, we are a no-go.
Tüm Yılan ekibi girmiyoruz, tekrar ediyorum girmiyoruz.
All right, I think we should go now.
Pekâlâ, gitsek iyi olacak.
And we don't have time to go through all of this - - [knock on door]
Ve bunları gözden geçirecek zamanımız yok.
Oh. Should we all just get up and go home now?
O zaman hepimiz kalkıp evimize mi gidelim?
All right, we go on 3. 1, 2, 3.
Pekala, üç deyince. 1, 2, 3.
All right, here we go again.
Pekala, işte tekrar başlıyoruz.
We know we do harm with all the drugs that go there.
Oraya giden tüm bu uyuşturucularla onlara zarar verdiğimizin farkındayız.
All right, here we go.
Pekâlâ, hadi bakalım.
All right, here we go, there's Mean Marvin, No Soap Sam,
Pekâlâ, başlıyoruz. Hain Marvin, Sabun Tanımaz Sam,
Should we go over all the crazy lies and the things you've done just in the last six months?
Son altı ayda söylediğin tüm o yalanların ve yaptığın o delice şeyleri bir hatırlayalım mı?
All right, so LAPD is standing down until we give them the go-ahead to move in.
Tamam. L.A. polisi bizden haber gelene kadar müdahale etmiyor. 2.
And we all wanna go home again.
Hepimizi yuvamıza gitmek isteriz.
Yeah, okay, just let me just go through it, and we'll talk later, all right?
Hepsinin üzerinden geçeyim önce. Sonra konuşuruz. Olur.
Come on, we have to put these on and go into the dye room,'cause I'm guessing that's where it all goes down.
Hadi. Şunları giyip boyama odasına girmemiz lazım çünkü tahminimce olaylar burada yaşanıyor.
We're all gonna talk about civil rights, we're all gonna go on the television and say what we know, because the country is ignorant.
Hepimiz insan haklarından... bahsedip televizyona çıkacağız. Bildiklerimizi söyleyeceğiz. Çünkü bu ülke cahil.
we all good 23
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all do 427
we all love you 31
we all have secrets 32
we all 59
we all have problems 17
we all are 398
we all know it 33
we all fall down 16
we all make mistakes 158
we all do 427
we all love you 31
we all have secrets 32
we all 59
we all have problems 17
we all are 398
we all know it 33
we all set 21
we all die 73
we all would 18
we all did 260
we all saw it 27
we all have our secrets 25
we all have 105
we all know that 100
we all were 82
we all have them 20
we all die 73
we all would 18
we all did 260
we all saw it 27
we all have our secrets 25
we all have 105
we all know that 100
we all were 82
we all have them 20