What have you lost traduction Turc
206 traduction parallèle
So, what have you lost, outside of a little pride?
Eee, o zaman ne kaybettinki, sadece biraz gurur mu?
Is this your glove? What have you lost?
Ne kaybettin?
You come from nothing you're going back to nothing, what have you lost?
Bir hiçten geldin bir hiçe gidiyorsun, ne kaybettin ki?
And you, what have you lost here?
Ya sen. Sen ne kaybettin burada?
And if it doesn't work... what have you lost?
Ve işe yaramazsa... Ne kaybedersin ki?
What have you lost?
Sen ne kaybettin?
What have you lost?
Ne kaybetmiştin?
Katlin, what have you lost your brain?
Katlin sen aklını mı kaçırdın?
What would it have been if you had lost me?
Eğer beni kaybetmiş olsaydın durumlar nasıl olurdu sanıyorsun?
Then what you said to me back there on the river was a lie about how you never could have done it alone and how you'd lost your heart and everything.
Demek ki orada bu işi yalnız yapamayacağını söylediğinde yalan söylüyordun. Hani kalbini bana kaptırmıştın peki ya diğer şeyler.
But when you lost, what would you have given to see the eagles raised in your honor, to hear your name on every man's lips?
Ama yenilince, sancağınızın yükseltilmesi, adınızın ağızdan ağıza dolaşması için neler vermezdiniz?
As you say, she's lost her only child... but if there's any shadow over Rhoda because of what has happened... then I have to live under it... and my husband does, too.
Sizin de dediğiniz gibi tek evladını yitirdi ama eğer olanlar yüzünden Rhoda zan altında kalıyorsa bununla yaşamak zorunda kalan benim ve bir de kocam tabii.
What will they do for you when you have lost your army?
Ordunu kaybettiğin zaman onlar ne yapabilirler ki?
I tell you what, as soon as you have lost this war, come back and I'll give you a gala dinner.
Bakın ne diyeceğim, bu savaşı kaybeder kaybetmez geri gelin, sizin için bir ziyafet düzenleyeyim.
What have you lost?
Neyi kaybettin?
Listen. If you like scams, we have one that I promise will bring you much more loot than what you lost!
Eğer hileli işleri seversen, bizde bir tane var ve garanti ederim ki ; kaybettiğinden çok daha fazlasını kazanırsın!
Have you lost it? . What a shame.
Burada mı kaybettiniz?
Paradise Lost? It's a long poem, written... a long time ago, and I'm sure... a lot of you have difficulty understanding... exactly what Milton was trying to say.
Çok uzun bir şiir... uzun zaman önce yazılmış, ve eminim birçoğunuz Milton'un ne demeye çalıştığını anlamak konusunda güçlük çekmişsinizdir.
He is not what you imagine. Know that without him you would long ago have lost me for ever.
O olmasaydı beni çok uzun zaman önce kaybedeceğinizi bilseydiniz ona verdiğim sözleri bu kadar kötü karşılamazdınız.
Can you imagine what the world would have lost had Michelangelo destroyed his works at the request of Major Warren Holmes?
Binbaşı Warren Holmes'un talebiyle Michelangelo çalışmalarını yokettiyse, dünyanın neler kaybetmiş olacağını düşünebiliyor musun?
Now I will show you what you have lost.
Şimdi ben sana ne kaybettiğini göstereceğim.
What, have you lost all your sense of reality?
Gerçeklerden iyice koptunuz herhalde.
What letters have you lost?
Nasıl mektuplar bekliyordunuz?
A lot of people think he's lost his balance, but you don't have to be very smart to know what his trouble is.
Pek çok insan, onun dengesini yitirdiğini sanıyor ama derdini anlamak için çok zeki olmak gerekmez.
- What have you lost?
- Ne kaybettin?
Jake says you'll have to fly the rest of your life to pay off what you lost at craps.
Jake'in söylediğine göre şu zar oyununda kaybettiklerini ödeyebilmen için... hayatının geri kalanında da uçmak zorundaymışsın.
What's up, have you lost your touch?
Ne oldu, huyun mu değişti?
Have you lost what passes for your mind?
Aklını mı kaybettin?
If I'd been the one passing off a fairy story how I'd lost the passbook and asked for a new one... If I'd been the one who started drawing out what took 11 years to put in you would have called Joe.
Eğer banka cüzdanını kaybetmekle ilgili bir masal uyduran ben olsaydım ve yenisini isteseydim ancak 11 yılda birikmiş parayı çeken ben olsaydım o zaman Joe'yu arardınız.
you have no conception of what I have lost.
Kayıbımı anlayamazsınız.
But wearing that uniform must remind you of what you have lost.
Ama o üniformayı taşımak kaybettiklerinizi hatırlatıyor olmalı.
'"we have lost what you still have in Africa and you must keep that."
"Afrika'da sizin sahip olduğunuz şeyi kaybetmişiz ve siz onu korumalısınız."
Perfectly, perfectly right, dearest Harriet... And now I can tell you what I could not before because I would not influence you... If had you accepted him I would have lost my friend.
Tamamen, tamamen haklısın, sevgili Harriet... şimdi daha önceden yapamadığımı yağacağım çünkü seni etkileyemem... eğer kabul etmiş olsaydın arkadaşımı kaybetmiş olacaktım.
Now Daphne, if the jewelry wasn't that good and the sex wasn't that good, what have you really lost here?
Şimdi Daphne, aldığı takılar bile o kadar güzel değilse burada bir kaybımız var mı?
You would have misplaced them, forgotten them, lost them. And what would you have done with them?
Fikirlerinle neler yapacaktın ki?
Have you lost your tongue? What is your name?
Dilini mi yuttun?
What would you have lost if you hadn't gone out for a day?
Bir gün boyunca çıkmamış olsaydın ne kaybederdin?
- What I'm thinking is that you two have completely lost your minds.
Düşündüğüm şey, ikinizin de aklını kaçırmış olduğu.
What have you lost?
Ne kaybettin?
What, you lost your fucking bottle, have you?
Emziğini mi kaybettin?
What, have you lost your mind?
Aklını mı kaçırdın?
I wonder if you can also see what you have lost.
Ne kaybettiklerini görebildiğin konusunda kaygılıyım.
You are so lost in space... you have no idea what the fuck's going on.
Senin dünyayla ilişkin kesilmiş. Neler döndüğünün farkında bile değilsin.
You just don't want me to have what you lost.
Senin kaybettiğine sahip olmamı istemiyorsun.
You have no idea what I have lost just now.
Az önce kaybettiğim şey konuşunda en ufak bir fikrin bile yok.
These are fanatics who have lost sight of what the purpose of religion is and they're acting, you know, on their own.
Aşırılar dinin amaçlarını görmüyorlar. Gerçekleri görmeyerek kendi kafalarına göre davranıyorlar.
Well... whatever you're doing... you have no idea how much has already been lost... what I've had to do.
Evet her ne yapıyorsan neler kaybettiğin hakkında hiçbir fikrin yok... Ne yapmalıydım?
You don't care... what these people have sacrificed... over the last nine years... what's been lost to their cause.
Ajan Reyes. Bu insanların son 9 yılda kaybettikleri umurunuzda bile değil.
alex, how many phone calls from victims have you gotten asking why you lost a case and what you're gonna do about it?
Bir davayı neden kaybettiğini ve bu konuda ne yapacağını sormak için seni kaç kurban ailesi aradı?
When you finally realise what they were trying to say, you might have lost them forever.
En sonunda ne söylediklerini fark ettiğinizde onları sonsuza kadar kaybetmiş olabilirsiniz.
"somehow I lost you" "somehow I lost you" What on earth have you been up to?
Allah aşkına, ne haltlar karıştırıyorsun sen?
what have you got 603
what have you been up to 172
what have you been doing 163
what have i done 701
what have you done 1417
what have i done to deserve this 20
what have you done to me 96
what have you got to lose 52
what have you found 98
what have we done 106
what have you been up to 172
what have you been doing 163
what have i done 701
what have you done 1417
what have i done to deserve this 20
what have you done to me 96
what have you got to lose 52
what have you found 98
what have we done 106