What you're feeling traduction Turc
641 traduction parallèle
What is it you're feeling in those moments?
O anlarda ne hissediyorsun?
Did your feeling tell you what we're going to buy it with?
İçindeki ses onu neyle alacağımızı da söylüyor mu?
For the life of me, I don't know what you're trying to talk yourself into, but I got a feeling it ain't right.
Ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlamıyorum ama hislerim iyi olmadığını söylüyor.
I wish you'd try to tell me what you're feeling right now.
Şu anda ne hissettiğini söylemeni isterdim.
I know just what you're feeling.
Neler hissettiğini çok iyi biliyorum.
I think you'd like, someday, to have the feeling that you're loved... that somebody cares what happens to you.
Sanırım bir gün sevildiğini hissetmek istiyorsun. Sana ne olduğunu önemseyen birini.
- What, you're feeling ill? - No.
- Kötü mü hissediyorsun?
By telling me what you have and feeling as you do, you're already a step ahead of a lot of other men that have been in your shoes.
Bana bu durumu ve hislerini açıklayarak, senin durumundaki bir çok kişiyi aştın.
You ever get the feeling that you're tired of what you're doing, that it isn't all you really wanted?
Sen de, yaptığın işten bıktığın ve ve gerçekten istediğinin bu olmadığı hissine kapılıyormusun?
I even thought you were afraid of me but what you're feeling is pain!
Çünkü benim hüküm giyeceğime inanıyorsunuz.
I know what you're feeling, but look at it this way.
Nasıl hissettiğini biliyorum, ama bir de şu yönden bak.
Please allow what you're feeling.
Hislerine müsaade et lütfen.
I can imagine what you're feeling now.
Şimdiki hislerini tahmin edebiliyorum.
You can't keep putting off what you're feeling.
Hissettiklerini bir kenara itemezsin.
Tell him what you've been doing and how you're feeling.
Neler yaptığını, nasıI olduğunu anlat.
What is it, you're not feeling well?
İyi görünmüyorsun?
If you're responsible for all this, I know what you must be feeling.
Bundan sen sorumluysan, ne hissettiğini anlıyorum.
I know what you're feeling.
Ne hissettiğini biliyorum.
What happens during these blackout periods is you get the feeling of phenomenal acceleration like you're being shot out over millions, billions of years.
Bu bayılma dönemlerinde... muazzam bir hızlanma hissi yaşıyorum... sanki milyonlarca, milyarlarca yıllık bir seyahat yapıyorum.
I've got to understand what you're feeling and thinking.
Ne hissettiğinizi, ne düşündüğünüzü bilmem gerekir.
I mean, I know what you're feeling.
Neler hissettiğini biliyorum.
Tell me what you're feeling.
Bana ne hissettiğini söyle.
Other people have been through what you're feeling.
Şu an hissettiklerin başkalarının da başına gelen şeyler.
Cos I know what you're feeling!
Çünkü hissettiklerini biliyorum!
Please tell me what you're feeling.
- Ne hissediyorsun?
I know what you're feeling and what I'm feeling.
Senin ne hissettiğini ve kendi hislerimi biliyorum.
I assume what you said in there was the truth, but obviously you're feeling sexual tension around me.
Ofiste söylediklerinin doğru olduğunu sanmıştım ama belli ki benim yanımda cinsel gerilim hissediyorsun.
What you're feeling right now for Nick, every woman has felt it sometime.
Şu anda Nick için hissettiklerini her kadın bir dönem hissetmiştir.
I know what you're feeling.
Senin ne hissettiğini iyi biliyorum.
- Tell her what you're feeling.
- Ona ne hissettiğini söyle.
Then how do you know what they're feeling?
O halde, onların ne hissettiklerini nasıl biliyorsun?
Well, you sort of guess at that because you know what you're feeling yourself.
Bir şekilde tahmin ediyorsun çünkü kendinin nasıl hissettiğini biliyorsun.
What you love is the feeling when you're stopping a life.
Sevdiğin şey, bir hayatı sonlandırma duygusu.
Just exactly what you're feeling and it ruined him.
Onun hazin sonu seni duygulandırmış.
I know what you're feeling.
- Ben "arkadaş" değilim.
I know some of what you're feeling and it's important for you to experience that.
Nasıl hissettiğini biliyorum ve bunu deneyimlemek senin için çok önemli.
Well, you're probably feeling what Vigo is feeling :
Kendini Vigo gibi hissediyorsundur :
Look, babe I know what you're feeling for me, but I think it might be healthier for us to continue seeing other people.
Bak güzelim, bana olan hislerini biliyorum ama bence başkalarıyla görüşmeye devam etmemiz ikimiz için de daha sağlıklı olabilir.
Son, I know what you're feeling.
Evlat, ne hissettiğini biliyorum. Benim de içim paramparça.
I know what you're feeling, Fester.
Sen olduğunu hissediyorum Fester.
Dr. MacKee, my feeling - for what it's worth - if we're going to treat you, you're going to meet the team here every day for the next six weeks.
Dr. MacKee, benim düşüncem - ve layık olan da budur - eğer sizi tedavi edeceksek, gelecek altı hafta her gün buradaki ekibi göreceksiniz.
I know what you're feeling and I'm really glad that we're doing this together.
Ne düşündüğünü biliyorum ve bunu beraber yaptığımız için gerçekten mutluyum.
What really concerns me here, Jack, is you're gonna go back to New York with a bad feeling about Vegas.
Benim üzüldüğüm nokta Jack, buradan New York'a Vegas'la ilgili kötü anılarla dönecek olman.
Don't you feel like letting me know what you're feeling?
mektuplarımı aldın mı? aklındakileri benimle paylaşmayı hiç düşünmüyor musun?
You just sort of, like - You just sort of imitate, like, what you think other people w... want to hear, but it doesn't necessarily have anything to do with what you're feeling or, you know, what's going through your mind.
bir çeşit- - bir çeşit taklit etme ihtiyacı hissediyorsun, diğerleri ne duymak istiyorlar acaba, ne söylemeni bekliyorlar, ama bunun senin o an hissettiğinle, ya da aklından geçenlerle ilgisi olacak diye bir şart yok.
What you're feeling is not real.
Hissettiklerin gerçek değil.
Tell me exactly what you're feeling.
Bana tam olarak ne hissettiğini söyle.
It's not weak to admit what you're feeling.
Hissettiğin şeyleri kabul etmek zayıflık değildir.
- I know what you're feeling...
- Nasıl hissettiğini biliyorum... - Bilmiyorsun!
Before you make that choice, make sure you know what you're really feeling.
Seçimini yapmadan önce duygularından emin olmanı öneririm.
You just need to do them, do what you're feeling.
Sadece yapman gerekir, hissettiğini yaparsın.
what you're saying 36
what you're talking about 38
what you're thinking 20
what you're doing 122
what you're saying is 52
you're feeling better 24
feeling 99
feelings 150
feeling good 61
feeling better 249
what you're talking about 38
what you're thinking 20
what you're doing 122
what you're saying is 52
you're feeling better 24
feeling 99
feelings 150
feeling good 61
feeling better 249
feeling any better 27
feeling okay 19
feeling guilty 18
feeling all right 20
what are you doing 28810
what are you talking about 12491
what is it 20402
what do you mean 18295
what happened 16539
what are you doing here 13243
feeling okay 19
feeling guilty 18
feeling all right 20
what are you doing 28810
what are you talking about 12491
what is it 20402
what do you mean 18295
what happened 16539
what are you doing here 13243
what are you doing right now 114
what did you do today 56
what are you wearing 305
what do you want 9254
what are they like 58
what do you think 9124
what are you 4599
what are these 350
what have you got 603
what is this 7416
what did you do today 56
what are you wearing 305
what do you want 9254
what are they like 58
what do you think 9124
what are you 4599
what are these 350
what have you got 603
what is this 7416
what the hell 6066
what is that 6346
what are you doing now 174
what are you up to 648
what about you 4058
what do you do for a living 157
what did you do 3120
what is it good for 29
what time 422
what are you saying 3034
what is that 6346
what are you doing now 174
what are you up to 648
what about you 4058
what do you do for a living 157
what did you do 3120
what is it good for 29
what time 422
what are you saying 3034