What you up to traduction Turc
10,039 traduction parallèle
What are you up to? Kirsten? !
Ne iş çeviriyorsun Kirsten?
That's what we're about to do, if you'll shut up.
Susarsan biz de şimdi onu yapacağız.
You're telling me to be afraid of what name someone's gonna call me just'cause I had the audacity to have too much great sex, as if picking up a hot stranger in a bar for a dirty screw
Bana adını bile bilmediğim birileriyle defalarca seks yapacak cesarete sahip olduğumdan dolayı takacağı bir isimden korkmamı mı istiyorsun? O zaman barda hiç tanımadığın bir yabancıyla yatmakta suç mu?
Yeah, well, then you got a very loose definition of what facilitating is,'cause to me, it looks like you're yucking it up with Uncle Dutch while I'm stuck over there with the claw.
O zaman kolaylaştırıcı olmak tanımın çok değişkenmiş çünkü ben sıkışıp kalmışken sen Dutck Amcayla kıkır kıkır gülüyorsun.
What you need to do is shut the hell up, okay?
Sadece kes sesini, tamam mı?
I wish with all my heart, Sir Walter, that I might invite you up with me to see what it is I do.
Tüm kalbimle dilerdim ki Sör Walter benimle birlikte yukarı gelin ve ne yaptığımı görün.
What, you think they are just going to walk in here and carve someone up?
Ne yani sence buraya girip birisini parçalara mı ayıracaklar?
Look, I don't know what you're up to, but it's damn sure not about making sure that I closed my case properly.
Bak, neyin peşinde olduğunu bilmiyorum, ama şurası kesin ki bu dosyamı düzgünce kapatmamla ilgili değil.
Is that what you're going to stand here and put up with?
Öylece durup sineye mi çekeceksin?
One thing I want to talk to you about is what you said at the start when you got up about being my bridesmaid.
Seninle konuşmak istediğim bir şey var. - En başta söylediğin, hani nedimem olmakla ilgili olan.
Do you know how fucking hard it is, hearing from everyone where you are and what you're up to?
Bunun ne kadar boktan olduğunu biliyor musun, herkesten senin nerede olduğu, neler yaptığını sormalarını dinlemenin?
If what you told me about Zoom is true, that he sent Rothstein here to kill you, instead of locking me up in here, you better start listening.
Zoom ile ilgili söylediklerin, Rothstein'i seni öldürmesi için gönderdiği doğruysa buraya kapatmak yerine bana kulak vermen gerekiyor.
It was really courageous doing what you did today, standing up to the Sand Demon without any powers.
Güçlerin olmadan Kum Şeytanı'nın karşısına çıkman oldukça cesur bir hareketti.
So, if you cut yourself or you break your leg skateboarding or wreck your bike, all of those injuries are called traumas, and that's what we are set up here to treat.
Bir yerinizi keserseniz, bacağınızı kırarsanız ya da bisikletten düşerseniz, bütün bu yaralanmalar travma olarak adlandırılır ve burada tedavi edilir.
And lastly, Murray, can you see what the Fenwick family is up to these days?
Son olarak, Murray, bugünlerde Fenwick ailesi ne iş çeviriyor bakabilir misin?
So when we ask you if there's anything you need to tell us, it's not up to you to decide what is and isn't fucking important.
Bize söylemeniz gereken bir şey var mı diye sorduğumuzda neyin önemli, neyin önemsiz olduğuna karar vermek size düşmez.
What are you up to?
Sen ne yapıyorsun?
What are you and your team up to?
Ekibinle ne işler çeviriyorsunuz?
You just tell her that you love her no matter what she's up to.
Ne yaparsa yapsın onu sevdiğini söyle.
Anyways, I just thought I'd check in and see what you're up to, and how your date went last night, or whatever it is you wanted me to call it.
Neyse, ne yapıyorsun diye soracaktım. Dün gece randevun nasıldı? Veya ona ne dememi istiyorsan.
Then what was the reason you told me to never bring up Cha Do Hyun's name in front of mom and dad?
O zaman... Neden anne ve babamızın önünde adını anmamamı istedin?
♫ My heart, which was once as cold as ice, will also be forgotten once I wake up ♫ What information are you going to find out first? ♫ I want to escape from the torment of my sins.
– İlk önce hangi parçayı bulacaksın?
Up to what point do you exactly know?
– Ne kadarını biliyorsun?
What should I say to our father who sobs in secret because his heart is so torn up because of you?
Senin için çok üzülüp gizli saklı ağlayan babana ne diyeyim?
What you have to ask yourself is whether you're willing to give up the senate for it.
Bunun için senatodan vazgeçmek konusunda istekli olup olmadığını kendine sormalısın.
Imagine what it's going to feel like when you run your hands up and down my body.
Ellerin vücudumda gezinirken vücudumun nasıl hareket edeceğini hayal et.
I never felt comfortable bringing it up, but Daniel told me what your mother did to you.
Konuyu açmayı hiçbir zaman istemedim ama Daniel annenin sana yaptıklarını anlatmıştı.
You know, I just keep thinking, you know, if we all showed up, what's to say other people won't show up?
- Sürekli düşünüyorum da madem hepimiz geldik, başkası neden gelmesin?
- What are you doing here? - I was supposed to meet up with Phil.
- Phil'le buluşmam vardı.
You know, speaking of painful, uh, we were talking about having some... sex earlier, and, uh, I just wanted to know what you're, uh, what you're up to right now.
Acıdan bahsetmişken bugün önceki saatlerde birlikte sevişmekten bahsediyorduk ve şeyi bilmek istedim şu an ne yapıyorsun?
What are you up to?
Neyin peşindesin?
Well, do you, do you want to, should we come up and see what you got?
Pekala, gelip ne var görmemizi ister misin?
What are you up to?
Neyin peşindesin acaba?
You want to know what don't add up?
Bağdaşmayan şey ne biliyor musun?
What are you up to?
Ne yapıyorsun?
So, how about you tell me what you're really up to?
Gerçekten neyin peşinde olduğunuzu söylemeye ne dersiniz?
So I became curious as to what you were really up to.
Yani bende neyin peşinde olduğunu merak ettim.
You'll need to inspect the ceiling, patch up what you can so we can move people in tonight.
Tavanı denetleyip insanların akşam taşınabilmesi için yapabileceğin onarımı yapman lazım.
I can never make up for what I did to you, but I can protect you.
- Sana yaptıklarımı afettiremem. Ama sizi koruyabilirim.
What are you up to today?
Bugün ne iş çeviriyorsunuz?
What can I do to make it up to you?
Telafi etmek için ne yapabilirim?
You had a situation of what they call "going to the mattresses," where they had to hole up in safe places because you never knew.
"Düşman Mafyalar Savaşı" dedikleri durum vardı güvenli yerlerde saklanırlardı ama sen hiç bilemezdin sokağa çıkarsan kurşuna dizilebilirdin.
Now, I'm not a cop, and I'm not an air marshal, but I'm gonna find out what you're up to.
Ben polis değilim, hava polisi de değilim ama neyin peşinde olduğunu bulacağım.
I've been sitting in the other room trying to come up with a way to ask you about what happened today at the police station.
İçeride oturmuş, bugün karakolda olanları sana nasıl sorsam diye düşünüyordum.
Now, I'm going to take you up to London, we'll meet Dr Ryder and listen to what he has to say.
Bilmiyoruz. Seni Londra'ya götüreceğim. Doktor Ryder ile görüşüp fikrini alacağız.
Do you want to blow your life up? What?
- Hayatını mahvetmek mi istiyorsun?
Mulder, what are you up to?
Mulder, neyin peşindesin?
That's what you said to me before you told me mom and dad were splitting up.
Bu bana annem ve babamın ayrıldığını söylemeden önce söylediğin şeydi.
What are you up to?
Sen ne yapacaksın bugün?
Gosh, I'd pay anything to see what kind of shenanigans you get up to in there.
Tanrım, orada ne zırvalıklar olduğunu görmek için herşeyi öderdim.
Well, I don't know what I found out. So... whatever happened today, if it had gone differently, you'd be ready to open up to me?
Bugün her ne olduysa farklı şekilde gelişseydi bana sıcak bakmaya başlar mıydın?
what you doing 662
what you gonna do 218
what you see is what you get 43
what you're saying 36
what you mean 171
what you've done 36
what you looking for 39
what you say 98
what you doing there 22
what you talking about 132
what you gonna do 218
what you see is what you get 43
what you're saying 36
what you mean 171
what you've done 36
what you looking for 39
what you say 98
what you doing there 22
what you talking about 132