Would that help traduction Turc
1,648 traduction parallèle
So if I could go on haIf-time or even 4 / 5-time, that would help me out.
Yarım mesai ya da hiç olmazsa 4 / 5 işimi görür.
Now, if you wouldn't mind going up and staying with Captain Bartlett while I finish getting breakfast, and if you wouldn't mind going out to the barn and gathering a few eggs, that would be a help.
Şimdi siz yukarı çıkıp bir süre Kaptan Barley'in yanında kalırsanız, ben de kahvaltı hazırlarım. Siz de ambara gidip birkaç yumurta alırsanız çok yardımı olur.
I told Jean that I would help her, you know.
Jean'e, ona yardım edeceğimi söyledim.
If you wouldn't mind, that would be a great help.
Aslında sakıncası yoksa makaleye yardımcı olabilirsin.
I'm just saying... if we needed a bargaining chip, do you think... a sharp stick in that dull limey would help us out?
Diyorum ki pazarlık yapmak için biri lazım olduğunda bu sıkıcı İngiliz işimize yaramaz mıydı?
My book, the bird book, the one I lost in Sona contained information that would've helped facilitate the break-in, but it can still be accomplished, with your help.
Sona'da kaybettiğim kitapta şifreyi kırmamıza yardımcı olacak bilgiler vardı. Ancak yine de hâlledilebilir senin de yardımınla.
That would be truly rotten luck for my wife who just needs a little bit of your help.
Bu, yardımına ihtiyacı olan karım için gerçekten kötü şans olurdu.
I was trying to help you out because there was this girl who would not leave that tall girl.
Yardım etmeye çalışıyordum çünkü peşinden ayrılmayan bir kız vardı, uzun boylu olan.
- You know, at least for a little while. - You wanted to marry me so that I would help you die.
Ölmene yardım etmem için seninle evlenmemi istedin.
And you know what? I can't help but think that maybe if we had just stayed out of his way, none of this would have happened.
Dahası belki de ona engel olmasaydık bunların hiçbiri gerçekleşmeyecekti.
Is there anything that you can give me That would help me with this?
O ilaçlardan tekrar verirsen... çok iyi olacak.
I was hoping that Savitri would help us.
Savitri'nin bize yardımcı olmasını umduk.
Jeremy has convinced me that it would be a good idea to help you with the girls to decorate.
Jeremy beni bunun iyi bir fikir olduğuna ikna etti, şey için... Kızları yatağa atmak için.
Well, I promised her something, too. That I would help you keep your promise to her if you couldn't.
Ben de nineme eğer sözünü tutamazsan sana yardım edeceğime söz verdim.
If I could close this one account that I'm working on, it would really help.
Şu an üzerinde çalıştığım hesaplardan birini kapatabilirsem bunun çok faydası olacak.
After further consideration, we think that 20 million would be a fair valuation for the painting and of course help facilitate the sale.
Bir kez daha düşünecek olursak... Sanıyoruz ki, bu 20 Milyon resim için adil bir fiyat olabilir. Ve tabii ki de satışı kolaylaştırmaya yardımcı olur.
I'd also like to take this opportunity to bid farewell to... regretfully bid farewell to one of our gallery directors that has been at my side these five years and without whose help this show would not have been possible.
Ayrıca, üzüntülü bir şekilde veda eden, beş yıldır yanımda olan ve yardımları olmadan sergiyi açmamızın imkânı olmayan galerimizin müdürüne verdiği bu vedalaşma fırsatından dolayı teşekkür etmek istiyorum.
Lou, if you could shave about a minute and a half off that, it would really help.
1,5 dakika daha azaltırsan epey faydalı olur.
He said he would help him after show and that's going to be.
Gösterdikten sonra ona yardım edeceğini söyledi.
I believed that we were making androids that would help improve human life.
İnsan yaşamını geliştirecek androidler yaptığımızı sanıyordum.
It's very seductive, I know. What kind of mother would I be if I didn't help you avoid the mistakes that I made?
.. çok baştan çıkarıcı biliyorum Nasıl bir anne yavrunun hatasını görmek istesin ki?
So, Jennifer had every reason to believe... that you would help her with this problem.
Yani Jennifer, sorunlarına yardım edeceğinize inanmakta sonuna kadar haklı.
And John said he would help me find her, but said that I'd have to learn how to survive the journey.
John onu bulmama yardım edeceğini söyledi, ama bu yolculukta nasıl hayatta kalacağımı öğrenmem gerektiğini de söyledi.
- Yeah. I thought that maybe if you sat with him for a while, it would help.
Düşündüm ki biraz onunla otursan yardımı dokunabilir.
The synthetic enzyme in our feeding tubes that would help our bodies adjust and adapt to the environmental conditions on Tanis.
Besleme tüplerimizde bulunan ve vücudumuzun Tanis'deki ortam koşullarına uyum sağlamasına yardımcı olan sentetik bir enzim.
So just how many people do you think this had affected? This had just affected this region then logic would dictated that some help would have arrived by now.
Sence bu kaç kişiyi etkiledi?
That's why she agreed to marry Rahl, so she could bear a child that would help you.
Rahl'la evlenmeyi bu yüzden kabul etmişti.
He promised that he would help me.
Bana yardım edeceğine dair söz verdi.
that it would help.
sana yardım edebilir.
And if my na's investment club can help The michael scott paper company become a reality, Then i'm sure that's what she would have wanted.
Nana'nın yatırım kulübü, Michael Scott Kağıt Şirketi'nin gerçek olmasını sağlayacaksa eminim bu hepimiz için en iyisi olacak.
He would've been mortified to ask someone for help, to admit that his wife was crazy.
Karısının deli olduğunu kabul edip birilerinden yardım istemek onu rezil ederdi.
What I'm going to tell them is that you did everything you could to help this patient in treatment, and that if you had felt he was in any danger, you would've tried anything to keep him from flying again.
Onlara söyleyeceğim şey hastanın tedavisinde elinden gelen her şeyi yaptın ve eğer herhangi bir şekilde tehlikede olduğunu hissetsen onu tekrar uçmaktan alıkoymak için her şeyi yapardın.
So I was on my way to Los Angeles to help my friend, a choice I made out of financial necessity, and one that would set in motion a chain of events I never could have imagined.
Neyse, arkadaşıma yardım etmek için Los Angeles'a doğru yola çıktım parasal sebeplerden aldığım bir karardı şu aklıma bile gelmeyecek olaylar silsilesinin başıma gelmesine neden olan.
Are you suggesting that if we don't help you, that would be a likely outcome?
Sana yardım etmezsek, muhtemel sonucun o olacağını mı ima ediyorsun?
That would have been the same time that Aaron the air marshal conveniently went back to coach to help a passenger.
Uçak polisi Aaron da tam o anda bir yolcuya yardım etmeye gitti.
The guy who kidnapped me said that if I didn't help in the Ian Warner investigation they would kill that kid.
Beni kaçıran adam Ian Warner olayında ona yardım etmezsem çocuğu öldüreceklerini söyledi.
Help that she didn't think she would get from any of us.
Hiç düşünmeden herhangi birimizden yardım.
And when you finally got well you told her that if she ever need any help, she could give that number to any Marine and you would find her
İyileştiğinde ona, ne zaman yardıma ihtiyacı olursa hangi denizciye o numarayı verse, onu bulacaklarını söylemiş.
I guess if I put an innocent man in prison, the last thing that I would want to do is go ask him for help.
Masum bir adamı hapse atsam yapacağım son şey ondan yardım istemek olurdu.
My parents thought if I got a pet, maybe that would help.
Ailem, bir evcil hayvan alırsam faydası olur diye düşündü.
- Well, if you could supply us with a liaison, that would be a great help.
O halde mümkünse bize bir irtibat görevlisi tahsis edin, çok yardımı dokunur.
Well, if you could supply us with a liaison, that would be a great help.
- Pekala, mümkünse bize bir irtibat görevlisi tahsis edin, çok yardımı dokunur.
That would really help me a lot.
Buna gerçekten ihtiyacım olacak.
He then made a quiet vow to god- - from that moment forward, he would do what he could to help people, to help them fix their lives.
Sonra, Tanrı'ya sessizce yemin etti... o andan itibaren... insanlara yardım etmek için, elinden gelen her şeyi yapacaktı... ve onların hayatlarını onaracaktı...
After the divorce I made you petty and inconsequential and nothing special, so that you could fit into this tiny, little box that would help me get out of bed in the morning.
Boşandıktan sonra seni, küçük, önemsiz ve özel olmayan bir şey yaptım ve böylece seni o minicik kutuya sığdırdım. Sabahları yataktan kalkmak için buna ihtiyacım vardı.
You know... the old Belinda would have said... that it was divine providence that I was here to help her.
Biliyorsun... yaşlı Belinda demişti ki benim yardım için burada olmam Tanrı'nın takdiriymiş.
Nothing that would help us with this patient.
Hastada konusunda yardımcı olacak bir şey değil.
Julia calling her mother, thinking that bitch would ever lift a finger to help me.
Julia'nın annesine haber vermesine izin vermek ve bana yardım etmek için parmağını oynatacağını düşünmek.
I told Doc that I would help him with his house today, you know.
Doktora evi için yardım edeceğim.
Would I help him? I didn't suppose that he Literally needed my help,
O zamanlar benim yardımıma ihtiyacı olabileceğini düşünmemiştim.
- Would you help me out? - That'd be lovely.
Yardım eder misin?
would that it were so simple 17
would that be okay 38
would that work 27
would that be all right 34
would that be so bad 32
that helps 91
that helped 20
help 8877
help me 6892
helping 62
would that be okay 38
would that work 27
would that be all right 34
would that be so bad 32
that helps 91
that helped 20
help 8877
help me 6892
helping 62
helped 17
helpless 96
helpful 64
help yourself 675
help me please 29
help me understand 34
help is on the way 77
help wanted 20
help you with what 18
help me with this 60
helpless 96
helpful 64
help yourself 675
help me please 29
help me understand 34
help is on the way 77
help wanted 20
help you with what 18
help me with this 60
help her 180
help me out 369
help people 28
help him 346
help me out here 204
help yourselves 81
help a brother out 20
help us 749
helping me 31
help them 74
help me out 369
help people 28
help him 346
help me out here 204
help yourselves 81
help a brother out 20
help us 749
helping me 31
help them 74