Years in the future traduction Turc
169 traduction parallèle
Even the apes are millions of years in the future.
Maymunlar bile milyonlarca yıl ileridedir.
( DOCTOR ) What happened on Skaro was a million years in the future!
Skaro'da olanlar milyonlarca yıl sonra olacak olanlardı.
The events in one star can influence a world halfway across the galaxy and a billion years in the future.
Yıldızdaki bir aktivite galaksinin öbür ucundaki başka bir diyarı birkaç milyar yıl içinde etkileyebilir.
'Curiously enough, an edition of the Encyclopaedia Galactica'that fell through a time warp from 1,000 years in the future'defines the Marketing Division of the Sirius Cybernetics Corporation'as " A bunch of mindless jerks
İşin garibi, Galaktik Ansiklopedi'nin zaman sapmasına kapılmış 1000 sene sonraki bir baskısı Sirius Sibernetik Şirketi'nin pazarlama departmanı için
I have come to this time from 40 years in the future.
Buraya 40 yıl sonrasından geldim.
You might return to your original reality, or you might find yourself a billion years in the future, or at some time before sentient life even existed on your planet.
Orijinal gerçekliğine dönebilirsin, veya, kendini milyarlarca yıl geleceğe gönderebilirsin, yada, duyguların olduğu hayattan önceki zamana da gidebilirsin.
It begins about eight years in the future when I'm about to die...
Bundan sekiz yıl sonra, ben ölmek üzere iken, bütün bunlar baş...
At least five years in the future, when they first synthesized... the freezing compound successfully.
En azından beş yıl sonra, donmuş karışımı başarılı bir şekilde ilk kez birleştirdiklerinde.
It's technology that came from the 29th century, 400 years in the future.
Bu teknoloji, şu andan 400 yıl sonrası, 29. yüzyıldan geldi.
So, you're sending me a message from 300 years in the future?
Yani, sen bana 300 yıl öteden mi mesaj gönderiyorsun?
I wouldn't wanna see my old face from 10 years in the future...
10 yaş daha yaşlanmış halimle hiç mi hiç ilgilenmiyorum.
You're from 900 years in the future, and you need my help?
Buraya 900 yıl sonrasından geldin ve benim yardımı mı isiyorsun?
We've landed on Earth thousands of years in the future and apes have taken over!
Dünyanın binlerce yıl sonrasına geldik ve maymunlar istila etmiş!
What if I told you that I wasn't really standing here? That you were having a vision of me standing here... that I was actually standing somewhere else... several years in the future?
Sana, şu anda burada olmadığımı gördüğün şeyin yalnızca görüntüm olduğunu ama aslında başka bir yerde, birkaç yıl ileride gelecekte olduğumu söylesem ne dersin?
There's something else here, you see... this file came from a case whose materials come 50 years in the future.
Burada başka bir şeyler var, anlıyor musun? Bu dosya, yapıldığı madde 50 sene sonrasına ait bir olan bir çantanın içinden çıktı.
We're 400 years in the future.
Gelecekte, 400 yıl sonrasındayız.
We're 400 years in the future.
400 yıl gelecekteyiz.
Okay, it was five years in the future.
Tamam, beş yıl sonrasıydı.
Five years in the future?
5 yıl sonra mı?
Aaron, the scientists have been able to communicate further and have uncovered that the man from one thousand years in the future has come to our time... looking for work.
Aaron, bilim adamları iletişim kurmakta başarılı oldular ve öğrenilenlere göre bin yıl sonraki gelecekten gelen adamın günümüze yolculuk ediş sebebi iş aramakmış.
Because he'll wake up 50 years in the future, that's why.
O gelecekte 50 yıl uyanacağız Çünkü, o yüzden.
Ten thousand years in the future.
Gelecekte on bin yıl.
200,000 years in the future he's dying and there's nothing I can do.
Gelecekte 200,000 yılında o ölüyor ve yapabileceğim hiçbir şey yok.
The same words written down now and 200,000 years in the future.
Şu an burada ve 200,000 yıl ileride aynı kelimeler yazıyor.
You know that I'm lying in intensive care thirty years in the future.
Biliyorsun 30 yıl gelecekte yoğun bakımda yatıyorum,
Arrest me for a crime I might commit thirty years in the future?
Beni 30 sene sonra işleyeceğim bir cinayetten mi tutuklayacaksın?
Over there, in the future, where years or centuries stretch.
orada, yıllarla ve asırlarla dolu gelecek zamanında.
Five thousand years in the future.
- 5.000 yıl gelecekte.
It's taken five years to prepare and it's bound to have an enormous impact on the future of industrial relations in this country.
SALAKÇA BİR ŞEY OLACAK Hazırlanması beş yıl süren raporun, ülkenin endüstriyel geleceğini etkilemesi kaçınılmaz.
But as I look at apes and humans living in friendship, harmony, and at peace now some 600 years after Caesar's death, at least we wait with hope for the future.
Ama insanlar ve maymunlar Caesar'ın, ölümünden sonra, 600 yıl boyunca sevgi, saygı, dosluk, ve barış içinde yaşadı.
Through my appearance here today, I hope that police officers in the future will not experience the same frustration and anxiety that I was subjected to for the past five years at the hands of my superiors because of my attempt to report corruption.
Bugün buraya gelmem sayesinde umarım gelecekte polis memurları rüşvet alındığını rapor etmeye çalıştığım için geçen beş yıl boyunca üstlerim yüzünden yaşadığım gerilim ve endişeyi yaşamazlar.
For fifteen years in advance we condition the children to hate the future enemy.
Önümüzdeki 15 yıl içinde uzun vadede çocuklara nefret kazandırmayı amaçlıyoruz.
President Thieu and I have had very constructive talks... with regard to how we shall work together in the years ahead, working for the program of peace, which we now hope will all be the wave of the future, not only for the Republic of Vietnam, but for all of the countries in Indochina.
Başkan Thieu ve benim aramda geçen oldukça yapıcı görüşmeler sonucunda önümüzdeki yıllar için beraber nasıl çalışacağımızı barış programını yürürlüğe nasıl koyacağımızı ve sadece Vietnam Cumhuriyeti'nin değil Hindiçin'deki tüm ülkelerin geleceğini nasıl umutla harmanlayacağımızı belirlemiş bulunuyoruz.
We would return tens of billions of years in the far future with the Earth a charred cinder and the sun dead.
Dünya'nın ve Güneş'in yok olacağı milyarlarca yıllık uzak geleceğe ulaşma hayalini mümkün kılabilir.
That, for years, in fact since the days of our glorious Revolution... I had no faith in our future.
Yıllardır ; daha doğrusu şanlı devrimimizden beri geleceğimize inancım kalmadı.
I'm going to catch this kid and put a dent in his future 15 years from now, when he looks back on the ruin his life has become, - he will remember Edward Rooney
Bu çocuğu yakalayıp geleceğini mahvedeceğim. 15 yıl sonra, mahvolmuş hayatına geri dönüp baktığı zaman, Edward Rooney'i hatırlayacak.
Cosmo Academy — Established 120 years ago to usher in the new era. This elite institution contains the finest space science facilities and exists to educate the leaders of the future.
Günümüzden 120 yıl önce, yeni bir dönemi başlatma amacıyla kurulan Kozmo Akademisi elit bir kurum olup, en iyi uzay bilim tesislerini içerir.
And now, knowing I'm gonna spend my future in the past, it sounds like a wonderful way to spend my retirement years.
Geleceğimi geçmişte geçiriyor olmak emeklilik yıllarımı değerlendirmenin harika bir yolu bence.
but the dinosaurs that were here 65 million years ago. Or in other words, our message would reach people millions of years into the future.
Ya da bir başka deyişle, bizlerin mesajı milyonlarca yıl sonra burada bulunacak insanlara ulaşacaktır.
If I did, I'd say that the Hornes have managed to take care of themselves just fine for more years than you can count. And desperate though we may seem, will probably continue to do so in the foreseeable future.
Olsaydı şunu söylerdim,... Horne ailesi uzun yıllardır kendi başının çaresine bakmıştır ve durumumuz umutsuz görünse de yakın gelecekte de başımızın çaresine bakmaya devam edeceğiz.
If these are the best years of my life... I must have some serious third-degree burns in my future.
Eğer bunlar hayatımın en iyi yıllarıysa... gelecekte üçüncü derece yanıklarım olacak demektir.
Maybe we got knocked unconscious... for a hundred years, and we woke up in the Manhattan of the future.
Belki de bilinçsiz bir şekilde bayıldık.. .. ve yüz yıl sonra, geleceğin Manhattan'ında uyandık.
At first, it appeared that I was in the future, years from now. And then I was in the past, just before our first mission.
İlk önce yıllar ötesindeydim sonra da geçmişte, ilk görevimizden hemen önce.
We All Love Your Pictures, But In The Future, Just As A Rough Guideline, Let's Keep The Victims Over Two Years Old, Okay?
Senin bütün resimlerini beğeniyoruz, ama ilerde, sorunlu kılavuzlardaki gibi, iki yaşından büyük olan kurbanları seç, olur mu?
And remember this, 20 years from now when we all own home computers and we all travel in electrical cars that move swiftly, high above our city that the key to the future, is keeping today alive forever!
Ve unutmayın, 20 yıl sonra herkesin bilgisayarı varken ve hepimiz şehrin üzerinde süratle hareket eden elektrikli arabalarla yolculuk ederken geleceğin anahtarı, bugünü canlı tutmaktır sonsuza dek!
We can depend on the continued use of the hotel grounds in future years?
Önümüzdeki yıllarda da oteller birliğinden benzer bağışlar geleceğine güvenebilir miyiz?
By working in a relationship with this guy for the past five years I have actually undermined any possibility of a future with him?
Son beş yıldır bu adamla ilişkimizi geliştirmeye çalışırken... onunla bir gelecek kurma olasılığını azaltmış mı oldum?
In the post-War years, politicians had also used their imaginations but to project optimistic visions of a better future that they could create for their people and it was these visions that gave them power and authority.
Savaş sonrası yıllarda, politikacılar hayal güçlerini kullandı ama bu sefer insanları için yaratabilecekleri daha iyi bir geleceğin vizyonunu iyimser olarak öngördüler ve bu vizyon onlara güç ve otorite verdi.
A farmer's son and an industrialist's one will be equal in this school, you will be the future elite of a one thousand years old reich.
Bir çiftçinin oğlu ve bir fabrikatörün oğlu bu okulda eşit olacak,... sizler gelecek elitleri olacaksınız, bin yıllık eski imparatorluğun.
Neither of our species is what it was a million years ago... nor what it will become in the future.
Bütün türler, ne bir milyon önce aynıydı... ne de gelecekte aynı olacak.
I am resigning because I believe that in the near future we will fall back more than 30 years due to hopeless politicians.
İstifa ediyorum çünkü yakın gelecekte umutsuz politikacılar yüzünden 30 yıl geri gideceğimizi sanıyorum.
years in prison 110
years in jail 26
years in 22
years in hell 19
in the future 338
the future 293
years 15110
years ago 5618
years old 4883
years later 514
years in jail 26
years in 22
years in hell 19
in the future 338
the future 293
years 15110
years ago 5618
years old 4883
years later 514
years older than you 21
years of experience 32
years older than me 22
years together 37
years ago today 35
years of age 170
years before 33
years to life 41
years on the job 27
years older 43
years of experience 32
years older than me 22
years together 37
years ago today 35
years of age 170
years before 33
years to life 41
years on the job 27
years older 43