English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / You believe that shit

You believe that shit traduction Turc

208 traduction parallèle
You believe that shit Terry gave you?
Terry'ye inandın mı?
Can you believe that shit?
Inanabiliyor musun?
- Hey, George, you believe that shit?
George, bu saçmalığa inanıyor musun?
Can you believe that shit?
Buna inanabiliyor musun?
You believe that shit?
Bu boktan şeye inanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
İnanabiliyor musun? İnanabiliyor musun?
- You believe that shit?
Bu saçmalığa inanabiliyor musun? Ne olmuş?
- Can you believe that shit?
- Şu boka inanabiliyor musun?
When climbing that ladder of success... you do not kick out the fucking rungs, and you believe that shit!
Başarı merdivenlerini tırmanırken... basamakları başından savamazsın, buna inansan iyi olur!
You believe that shit?
İnanamıyorum.
Can you believe that shit?
Bu boktan şeye inanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
Bu olaya inanabiliyor musun?
How'bout you, Sandy, you believe that shit about old men and kids?
Ya sen, Sandy sen de bu yaşlılar ve çocuklar palavrasına inanıyor musun?
You believe that shit?
İnanabiliyor musun?
Can you believe that shit?
Bu boka inanabiliyor musun?
Married five, together eight. Man, can you believe that shit?
Beş yıldır evliyiz, sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz.
You believe that shit?
Buna inanabiliyor musun?
Seriously, though, can you believe that shit?
Gerçekten, her şeye rağmen bu saçmalığa inanabiliyor musun?
They didn't even invite me to the cast and crew screening. Do you believe that shit?
Beni ekip gösterimine davet bile etmediler, buna inanabiliyor musunuz?
Would you believe that shit?
Sen buna inanır mıydın?
You believe we used to swim in that shit?
Bu bokun içinde yüzebilir miyiz sence?
Yeah, you can believe that shit. "
Ηaberin οlsun. "
Don't believe any of that shit you read in the papers.
Gazetelerde okuduğun o saçmalıkların hiçbirine inanma.
Now you believe all that is a crock of shit.
Bunların boktan şeyler olduğunu düşündüğünü biliyorum.
If you believe that, you're full of shit.
Buna inanıyorsanız beyininiz boş demektir.
And you can believe that shit.
Bundan emin olabilirsin.
I mean, you cannot believe all the cool shit that used to go down here.
O havalılık meselesi yüzünden burada geçen hiçbir şeye inanmıyorsun.
You don't believe that shit for a minute.
Bu saçmalığa hiç inanmıyorsun.
You're not gonna believe the shit that happened to me tonight.
Bu gece başıma neler geldiğine inanmayacaksın.
I can't believe you're still dragging that shit around with you.
Hala etrafındaki bu boktan şeylerle sürüklendiğine inanamıyorum.
You gonna believe that shit, too?
O saçmalıklara da inanıyor musun?
Don't believe all that shit you hear about Samson, ese.
Samson hakkında duyduğun her boka inanma, ese.
You expect me to believe that horse shit?
Bu saçmalığa inanmamı mı bekliyorsunuz?
Can you believe that shit?
Bu saçmalığa inanabiliyor musun?
- Okay. Can you believe that shit that's going down around here?
Bu saçmalığa inanabiliyor musun?
You don't believe any of that shit, right?
Bu dediklerinin hicbirine inanmiyorsun, degil mi?
I can't believe you told me to smoke that shit!
Bana o zıkkımı içmemi nasıl söylersin?
But, see, you just ain't gonna believe how relaxing'that shit really is, all right?
Ama, bak, Bu bokun ne kadar rahatlatıcı birşey olduğuna inanamayacaksın gerçekten, tamam mı?
How can you believe that phone shit?
Bu tür şeylere nasıl inanırsın?
We know not to believe pretty little blonde boys Who tell you that "it's really good shit."
Güzel sarışın çocukların bu gerçekten iyi mal dediklerinde inanmıyoruz.
I don't even wanna hear that shit. I can't believe you'd say that either.
Bu saçmalığı duymak bile istemiyorum.
He's in some spooky shit that even you wouldn't believe.
Senin bile inanmayacağın garip şeylerle ilgileniyormuş.
I've been hanging out with him for like, only a couple of days. I've seen this guy do shit that you wouldn't fucking believe.
Yalnızca bir kaç gündür takılıyoruz ama, bu herifi öyle şeyler yaparken gördüm ki, ağzın açık kalırdı.
You don't believe that shit now, do ya? - The President does.
- Bu saçmalıklara inanmıyorsun, değil mi?
I can't believe I fell for all that shit you said the other night.
Geçen gece söyIedikIerine nasıI da safça inandım.
YOU DON'T REALLY BELIEVE THAT SHIT?
Bu saçmalığa gerçekten inanmıyorsun değil mi?
- You believe in that shit?
- Bu zırvaya inanıyor musun?
I believe you about the wallet thing... but the lotto... you missed me with that shit.
Cüzdan kısmına inanıyorum ama loto o saçmalıkla beni kandıramadınız.
You believe all that shit?
Bütün bu zırvalara inandın mı?
BOY, YOU ACTUALLY BELIEVE IN THAT SHIT?
Gerçekten bu saçmalığa inanıyor musunuz?
You can believe that shit, Fred.
Buna inanabilirsin, Fred.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]