You see here traduction Turc
13,393 traduction parallèle
You'll see. It's a good life here.
Göreceksin burada iyi bir hayat var.
On every walk here you see the loveliest things.
Her yürüdüğümüzde burada sevimli şeyler görürsün.
Just give her to me now and we'll go, we'll leave here and you'll never see or hear from us again.
Sadece bana onu geri getir... ve gideriz, burayı terk ederiz... ve bir daha ne onu ne de beni görmezsin.
Here's something you don't see every day.
İşte bunu her gün göremezsiniz.
Look, here, it's all on my phone, you can see.
Bakın, telefonumda var. Görebilirsiniz.
In the meantime, Captain Stern here will see to it that you get a wet hootch.
O zaman dek seninle Yüzbaşı Stern ilgilenecek ve seni ıslak evine götürecek.
Listen... if you see anything strange out here, my office is right over there.
Dinle... Eğer burada garip bir şey görürseniz, Ofisim orada.
Blue, you gotta get in here and see this.
Mavi, buraya gelip şunu görmelisin.
Excuse me, did you see a cat here?
Affedersiniz, burada bir kedi gördünüz mü?
You see, we ain't here to rob you.
Buraya seni soymak için gelmedik.
I mean, you don't think we want some nice, thick, sexy lips to suck on, and some nice big broad shoulders, and a dick print that you can see from here to the Sears Tower?
Yani, emmek için güzel, kalın, seksi dudaklar istemediğimizi düşünüyorsun, Ve bazı güzel büyük geniş omuzlar, Ve buradan Sears Kulesi'ne bakabileceğiniz bir çukur baskısı?
Who are you here to see?
Kimi görmeye geldin
Did you come to get a cut, man, or are you here to see Eddie twerk?
Kesmek için mi geldin adamım, yoksa Eddie'nin kemanını görmek için burada mısın?
Let's see how we can hook you up here.
Bakalım sizi burada nasıl bağlayacağız.
It isn't me you're here to see.
Buraya görmek için geldiğin kişi ben değilim.
Don't you see our situation here?
Buradaki durumumuzu görmüyor musun?
I made up that story to get you all here and I couldn't see the mountain of shit waiting for us.
Fakat bir bok dağının bizi beklediğini göremedim.
And I came here tonight to see you...
Bu akşam buraya seni görmeye geldim.
All these people here can't see what you are, but I can.
Buradaki insanlar senin ne mal olduğunu göremiyor, ama ben görebiliyorum.
You see, we have here a revolver.
Görüyorsunuz, burada bir tabancamız var.
Anyway, point is we're all here together, and I'm so happy to see you guys.
Her neyse, hepimiz burada beraberiz. Ve sizi gördüğüm için çok mutluyum.
I see you guys walking around here, all zig-zaggy.
Bu bölgede zik-zak çizerek yürüdüğünüzü gördüm.
Just hang out here and if you see him, just give me a call.
Burada oyalan ve onu görürsen bana haber ver.
Oh, Thad. It's so great to see you, thanks for coming by here!
Seni görmek çok güzel, iyi ki geldin.
I didn't expect to see you here.
Seni burada görmeyi beklemiyordum.
I got a ride and here I was, you see?
Arabam var ve işte buradayım, anlıyor musun?
Do you see what's going on here?
Olanları anlıyor musunuz?
Reporter : You can see a largely Negro delegation from a Southern state appear here claiming to be an alternative delegation.
Güneyli bir eyaletten gelen büyük bir zenci delegasyonu, alternatif bir delegasyon olma iddiasında.
Didn't expect to see you here.
Seni burada görmeyi beklemiyordum.
You know what, thank you for coming in, but I just don't think I see anything here that indicates your sensibilities would resonate with our readers.
Geldiğiniz için teşekkürler ama duyarlılığınızın okuyucularımızın ilgisini çekeceğini sanmıyorum.
I do not want to see you back here unless you bring your wife's cobbler, Mr. Metcalf, you hear that?
Karınızın meyve pastasını getirmeden sizi bir daha burada görmek istemiyorum Mr. Metcalf, tamam mı?
I just gotta get something out of the--i gotta get- - oh, god damn man, can't you see I'm busy back here?
Sadece bir şey çıkarmam lazım - almalıyım- - Ah, lanet olası adam Göremiyormusun Burada meşgul mü?
You see, we isn't human around here.
Görüyorsun, biz burada insan değiliz.
You're just here and you see it all not sit anymore.
Tanrım, daha yeni geldin ve şimdiden çıldırıyorsun.
I mean, the fact that you would come here to see me, before your big...
Buraya gelip, beni görmek istemen... Maçtan önce...
Sergeant Meadows, a lady's here to see you.
Komiser Meadows, sizi görmek isteyen bayan var.
You see why I'm having some trouble here?
Buradaki asıl sıkıntı ne, biliyor musun?
Look, 20 years from now, when you wake up in your cell and look at yourself in the mirror, here's what you're gonna see.
Bak, bundan 20 yıl sonra o hücrede uyandığında, ve aynaya baktığında göreceğin şey şu olacak.
You can see everything from up here.
Buradan her yeri görebiliyorsun.
You see what I'm talking about here.
Burada neden bahsettiğimi anlıyorsun.
Do you see what's happening here?
Burada neler olduğunun farkında mısın?
They can't see you down here.
Burada olduğunu göremezler.
As you can see, it's nothing fancy, but you will be safe here.
Öyle lüks bir yer değil fakat burada güvende olursun.
( JP ) I heard you own the highest quality ( JP ) antique bookmaking tools of East and West, ( JP ) but I don't see them here?
Duyduğuma göre elinizde antika kitap yapımı için dünyanın en kaliteli aletleri varmış ama onları burada göremiyorum.
Honey, I see you walking around here, and I just want to tell you...
Tatlım, burada dolaştığını görüyorum. Ve ben sadece sana anlatmak istiyorum...
If you see anything you like here anything you're attached to, Benjamin's making a list.
Eğer senin için hatırası olan bir eşya varsa bize söyle. Benjamin bir liste hazırlıyor.
Now if you take a look behind me here, you can see that most of them...
Burada arkama bakarsanız çoğunun...
Her being here will make you feel better, you'll see.
Onun burada olması sana daha iyi hissettirecek, göreceksin.
Good to see you here!
Sizi burada görmek güzel.
They're here for the sake of the children. Can't you see?
Çocukların iyiliği için burada olduklarını anlayamıyor musun?
See, you're a celebrity in here, and I'm not talking the good kind.
Bak bayağı bir ünlüsün burada, iyi anlamda söylemiyorum.
you see 13602
you seem like a nice guy 33
you seem upset 55
you see me 54
you seem 91
you seem troubled 30
you seem sad 20
you seem good 16
you seem nervous 52
you see it 216
you seem like a nice guy 33
you seem upset 55
you see me 54
you seem 91
you seem troubled 30
you seem sad 20
you seem good 16
you seem nervous 52
you see it 216