You told her traduction Turc
9,011 traduction parallèle
Oh, come on, man. You told her you wanted her dead.
Yapma dostum, ona ölmesini istediğini söylemişsin.
You told her. Yes.
- Ona söylemişsin.
You told her you were God?
Ona Tanrı olduğunu mu söyledin?
Have you told her about it?
Ona bundan bahsettin mi?
You told her of Condé's offer to protect her if you gave up the Crown, trusting her loyalty, and once again, she has betrayed you.
Sen onu korumak için Condé'nin teklifini tacını bırakman gerektigini onun sadakatine inanarak söyledin, ve yine sana ihanet etti
I killed Michelle because you told her things she had no business knowing.
Michelle'yi öldürdüm çünkü sen ona onu ilgilendirmeyen şeyler anlattın.
Uh, i told her that you left Before you knew hicks was off-limits.
- Ona Hicks'e ulaşmamızın yasak olmasından önce ulaştığını söyledim.
- You told her?
- Ona söyledin mi? - Evet, söyledim.
I told her, "You're treating me like a child."
Ona "Bana çocukmuşum gibi davranıyorsun" derdim.
Yes, I told you about her, how she liked the rain and sleeping in.
Yağmuru ve yatakta vakit geçirmeyi sevdiğini anlattım.
Look, I told her not to tell you.
Sana bundan bahsetmemesini söylemiştim.
You should have told her some time ago.
Ona uzun süre önce söylemeliydin.
I told you everything I know.
Bildiğim her şeyi anlattım zaten.
No, I told her you went to London the day after you left.
Hayır, ayrıldıktan sonraki gün Londra'ya gittiğini ona söylemiştim.
I told you, our sister's out there, and we're going to find her.
Size demiştim, kız kardeşimiz dışarıda, ve biz onu bulacağız.
I told you not to call me!
Bana bu telefondan ulaşma! Hayır, her yerde aranıyorsun.
I have done everything you told me to do.
Benden istediğiniz her şeyi yaptım.
So you trumped up a conspiracy claim, make it seem like she was part of it, and then told her you would drop the charges only if she testified.
Siz de bir komplo iddiası uydurdunuz ki kadın örgüt üyesiymiş gibi görünsün. Sonra da kadına tanıklık yaparsa hakkındaki suçlamaların düşeceğini söylediniz.
You told Detective Struk that the Sunday night that you last saw Kathie, you had dropped her off at the station And then you went to the Mayers'for a drink. The neighbors.
Dedektif Struk'a, Kathie'yi son gördüğünüz Pazar gecesi onu istasyona bıraktığınızı... sonra da bir içki içmek için Mayer'lara gittiğinizi söylemişsiniz.
Nolan hasn't told you everything.
Nolan sana her şeyi anlatmadı.
Someone has called into the station and told the general about everything you have been doing.
Biri karakolu arayıp, generale, yaptığınız her şeyi anlatmış.
SECOND MAN ON TV :'I've told you everything I know.'
Sana bildiğim her şeyi söyledim.
I told you, I ain't never seen her before.
Sana onu daha önce görmediğimi söyledim.
I never told you her last name.
Sana soyadını söylememiştim.
Because Jimmy's friend says not only did you pretty much know everything the residents were up to, but that you'd told him you'd seen Jimmy servicing a male client down an alley behind a Hampstead "queer pub".
Çünkü Jimmy'nin arkadaşı sadece yurtta kalanların her yediği naneyi bildiğini söylemedi. Bir de onu Hampstead'da "Nonoş Bar" diye bir yerde kendisini bir erkek müşteriye sunarken gördüğünü söylemişsin.
You told me to go talk to her after Daddy died, so...
Baban öldükten sonra, onunla konuşmamı söylemiştin.
And, I told her you were a writer.
Senin yazar olduğunu söyledim.
I told her you would have coffee with her and give her some industry tips.
Onunla kahve içeceğini ve ona sektörle ilgili ipuçları vereceğini söyledim.
You told her to stay abroad for a while and that you would contact her when the time was right.
Doğru zaman geldiğinde onu arayacağınızı söylediniz.
I told you not to continue your ties with her.
Onunla bağlarını koparmanı söyledim.
And I told you, it's not gonna last with her and Louis.
Ben de sana "Louis'le çok kalmayacak" dedim.
Any chance you can tell her Tucker told you?
Acaba sana Tucker'ın söylediğini söylesen?
I told you, i never saw her before i -
- Söyledim sana, daha önce onu hiç görmedim.
Not because she told you or her commanding officer or anyone else, as far as you know, but because you, the largely powerless figurehead of the United States, are some sort of sexual-assault bloodhound in your spare time?
Hayır. Çünkü sana bunu bir komuta subayı söyledi. Başka biri sana bunu iletmiş olsaydı, bunu ekibinden birine söylerdin ve biterdi.
It's all just enough to pique your interest that he's been studying you for months, surveilling your every move, listening to your every call, getting a PHD in Olivia Pope because your father told him to.
Herşey sadece senin ilgini çekmek için. Aylarca çalıştı. Her hareketini, her telefonu görüşmeni dinleyip takip etti.
She told me you wanted to leave your wife and be with her.
Karını terk edip onunla yaşamak istediğini söyledi.
Somebody told me that you were gonna say that I'd have bet every damn dime that they were wrong.
Bak, eğer birisi bana senin bunu söylediğini söyleseydi yanıldıklarına dair her türlü bahse girerdim.
Well, I have told you everything.
Sana her şeyi anlattım.
You haven't told her.
Ona söylemedin.
It's just, I-I was talking to Sue, and we were talking about how she should follow her dreams,'cause you never told me to follow my dreams, and so...
Sue'ya hayallerini takip etmesi gerektiğini çünkü benim annem bana asla hayallerimi takip et demedi dedim.
I told you to stall her.
Sana oyala demiştim.
You can't tell her that I told you.
- Sakın ona haberin olduğunu söyleme.
Just tell her what you told me.
Bana söylediklerini ona da söyle.
You haven't told her.
- Ona söylemedin.
The other day when you came by my house and told me that everything was over and that there were no more battles to be fought, I saw a look in your eye that I haven't seen since I've been back, since... Since you were a girl.
Geçen gün evime uğrayıp her şeyin bittiğini verilecek başka mücadele kalmadığını söylediğinde küçücük bir kız olduğun zamandan bu yana görmediğim bir bakışını gördüm.
Man, she don't want nothing to do with her, Thank you. but I told Anika to come anyway.
Onunla iş yapmak istemiyor ama yine de Anika'ya gelmesini söyledim.
I've always told you that, sir.
- Bunu size her zaman söyledim, efendim.
She told me you wanted to leave your wife and be with her.
Karını terk edip onunla yaşamak istediğini söylemişsin.
I told you everything I know.
Bildiğim her şeyi anlattım.
Instead, you told me every single day not to be who I really am.
Onun yerine her gün olduğum kişi gibi davranmamayı tembih ettin.
- We give them the chance to scoop her. If you don't want a story to be told, it's better to tell it yourself.
Hikayenin anlatılmasını istemiyorsan en iyisi kendin anlat.
you told me you loved me 16
you told me 307
you told me that 69
you told me to 54
you told me not to 20
you told him 151
you told him that 21
you told them 55
you told us 28
you told 19
you told me 307
you told me that 69
you told me to 54
you told me not to 20
you told him 151
you told him that 21
you told them 55
you told us 28
you told 19
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
here we go again 374
herring 17
here goes nothing 99
heroic 33
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
hermann 78
here it is 2313
herring 17
here goes nothing 99
heroic 33
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
hermann 78
here it is 2313