English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ Y ] / Your old friend

Your old friend traduction Turc

488 traduction parallèle
Your old friend Lohmann.
Eski dostun Lohmann.
Your old friend, the Princess Lescaboura.
Eski dostunuz, Prenses Lescaboura.
I'm surprised you didn't recognise your old friend, the Princess Lescaboura.
Eski dostun Prenses Lescaboura'yı tanımamana şaşırdım.
Is this from your old friend too?
Bu da eski dostundan mı?
Come to your old friend.
Eski dostunuza gelin.
if you want help, Mr Trehearne your old friend you Thomas tend the arm down.
Sandalı görmüş olmalılar. Belki yardıma ihtiyacın olur diye eski arkadaşın Thomas sana elini uzatmaya geliyor.
It's me, your old friend, Jiminy.
Benim, eski dostun, Jiminy.
I do so as Pierre's old friend as your old friend and teacher.
Bu konuşmayı Pierre'in olduğu kadar senin de eski bir arkadaşın ve hocan olarak yapıyorum.
When you weren't so uncommon cold to your old friend Gray.
O zamanlar eski dostun Gray'e böyle soğuk davranmıyordun.
You've seen what's happened to your old friend.
Eski dostuna ne olduğunu gördün.
He doesn't know it yet, but I've got a date with your old friend, Big Jim Colfax.
Bundan henüz haberi yok ama, eski dostun Big Jim Colfax ile bir randevum var.
Lots and lots of hugs... your old friend, Beatrice Schröder.
"Kucak dolusu selamlar yolluyorum herkesten. Eski arkadaşın, Beatrice Schröder."
Even your old friend, the sheriff.
Eski dostun Şerif de dahil.
Your old friend?
Eski dostundan?
Have you forgotten your old friend?
Ne oldu? Eski dostunu unutun mu?
Your old friend Pat Wheeler.
Ben eski dostun Pat Wheeler'ım.
You are impatient to see your old friend.
Eski dostunu görmek için sabırsızlanıyorsun.
Would you explain to your old friend We're not taking any blood samples.
Herhangi bir kan örneği almayacağımızı arkadaşınıza açıklar mısınız?
"It will help you to pray for your old friend."
Bu, yaşlı yoldaşın için bir dua olacak. "
- No. It's your old friend Max.
- Albert, benim, Max..
Your old friend ain't gonna hurt ya.
Eski dostunuz size zarar vermez.
You want to join up with your old friend?
Eski dostlarına katıImak ister misin?
Oh, look Captain, your old friend Bianca Castafiore!
Bakın, Kaptan! Eski arkadaşınız, Bianca Castafiore!
My own way. I'm here with your old friend, Angel Eyes.
Eski dostun Melek Göz'le beraber geldim buraya.
It's me, George, your old friend.
Benim, George. Eski dostun.
You didn't forget your old friend after all these years.
Bunca yıldan sonra eski arkadaşını unutmamışsın.
Just possibly, your old friend might let you do it with a bit of grace.
Eski dostum bunu şaşaalı bir törenle mi yapar bilmem tabii.
Your old friend.
Eski dostunuz.
I'll make sure the whole town sees those wanted posters on you, and then never mind your old friend Sheriff Ramsey.
Bütün kasabanın üzerindeki "Aranıyor" afişlerini görmesini sağlarım, ve şu eski arkadaşın Şerif Ramsey'i hiç önemsemem.
Yes, you must be sick not to recognise your old friend
Evet, hasta mısın? eski dostunu bile hatırlayamıyorsun!
Now what do you think of your old friend Jack, huh?
Şimdi eski dostun Jack için ne düşünüyorsun?
Tianguang, you forgot your old friend
Tianguang, Eski dostunu unutmuşsun
Oh, is this your dear old friend, the rock thrower?
Bu senin sevgili kaya fırlatıcısı arkadaşın mı?
I was an old friend of your pa's.
Babanın eski bir dostuydum.
And you wouldn't be slappin'an old friend like Tom, and him a slow draw, if you was in your right mind.
Aklın yerinde olsaydı, Tom gibi bir dosta ve ona vurmazdın.
I remain your old friend and associate, eric peterson. "
" Görüşmek umuduyla.
I'm so sorry to trouble you, but an old friend of your Uncle Homer phoned, his dearest friend, in fact the Duke of Lippoli. He would like to meet you.
Özür dilerim ama Homer Amca'nın yakın arkadaşı Lippoli Dükü telefon etti ve sizinle görüşmek istedi.
I would have doubts, if I didn't know the man, but the baron was an old friend of your father.
Erkekleri tanımasam şüphelerim olurdu ama baron babanın eski bir arkadaşıydı.
... your dog's best friend. And by Vitajex, that old "Vitajex, what you doing to me" pill.
... Can Dostu Köpek Mamalarının... ve "Vitajex, nedir yaptığın bana" dedirten, Vitajex'in katkılarıyla.
Your pickpocket friend, the old woman.
Senin cepçi arkadaşın, yaşlı kadın.
And just one more piece of advice from your old cowboy friend.
Kovboy dostundan küçük bir tavsiye daha.
Well, your assumption that I'd work harder for an old friend just because, well... Just because there's that kind of money involved.
Şey, eski bir dosta, şey, sırf işin içine öyle bir para girdiği için daha çok çaba harcayacağımı düşünmen.
You drive around in that old Lincoln car of yours like it had wings... and you teach school, and, uh... you sit on your front porch with your skinny little friend drinkin'lemonade.
Kanatları varmışçasına o eski Lincoln'e binip geziyorsun,.. ... okulda öğretmenlik yapıyorsun ve cılız arkadaşlarınla ön verandada limonata içiyorsun.
He was an old friend of your father's.
Babanın eski bir arkadaşıydı.
Some old dried-up tomato, friend of your aunt's.
Yaşlı bir kuru domates. Teyzenin arkadaşı.
Is old Hap your friend or ain't he?
Yaşlı Hap senin dostun, öyle değil mi?
I beg your pardon sir. I forgot to introduce you. This is my old friend K... and his nephew.
Sizi eski dostum ve yeğeni ile tanıştırmak isterim..
Third, an old friend of ours is involved, a certain Charles... whose rap sheet makes your brother in law's look like a "good citizenship" award.
Charles adında eski bir tanıdığımız da işin içindeymiş. Kayınbiraderinin sabıka kaydının, onunkinin yanında esamesi bile okunmaz.
Well, your colonel is an old friend.
Albayınız çok iyi dostumdur.
Personally, I'd be delighted for a talented young man like you- - As your father's old friend- - With your brilliant literary future- -
Şahsen, babanın da eski bir arkadaşı olarak senin gibi yetenekli, parlak edebiyat geleceği olan genç bir adamdan memnuniyet duyarım.
Hey, you wait for your good old friend Bill Hoop, now.
Eski dostun Bill Hoop'u bekle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]