Your parents traduction Turc
11,163 traduction parallèle
Look, amigo, I'm sorry I only gave your parents'restaurant two stars,
Bak amigo. Ailenizin restoranına iki yıldız verdiğim için üzgünüm.
Your parents'restaurant just wasn't up to my standards, "Day-vid."
Ailenizin restoranı, standartlarıma uymuyor işte David.
of your parents and his mother. He just needed to get rid of you two.
İkinizden kurtulması yeterli.
30 years for killing your parents in cold blood is not bad.
Aileni acımasızca öldürdüğün hâlde 30 yıl hiç de fenâ değil.
'Cause 10 years for killing your parents is a deal I can get behind, but only if you actually did it.
Çünkü gerçekten aileni öldürdüysen 10 yıl yapabileceğim bir anlaşma ama gerçekten yaptıysan.
Imagine, your parents are the sick ones, and you're the one that gets thrown out with the trash.
Ailenin hastalıklı olduğunu düşün ama çöpe atılan sen oluyorsun.
- Sue, you have to tell your parents.
- Sue, ailene söylemek zorundasın.
How necessary is the sign? They're your parents.
Tabelaya ne gerek vardı?
These must be your parents.
- Selam Walter.
I am guessing this is not about research, Walter, because right here is where you need to be, and you are running away from everything in Megan's room- - your parents, her health...
Bunun araştırmayla ilgisi olmadığını tahmin ediyorum Walter çünkü olman gereken yer tam burası ve sen Megan'ın odasındaki her şeyden kaçıyorsun... -... ailen, onun sağlığı...
Why'd your parents do this to you?
Neden ailen sana böyle bir şey yaptı?
What will you tell your parents?
Ailene ne diyeceksin?
Your parents?
Ailen mi?
And your parents in their current house.
Ve ailende şimdiki evlerinde.
You bring your parents, too.
Sen de getir aileni!
Because sure, there's no doubt your parents can embarrass you, but they're also the only ones who will hold your hair back when you're throwing up.
Şüphesiz aileniz sizi utandırabilir ama düştüğünüzde sadece onlar sizi kaldırıp ayakta tutar.
You don't dress like that unless you do magic or you hate your parents.
Ailenden nefret ediyorsan veya büyü yapmıyorsan böyle giyinmezsin.
You've never wanted to talk about your parents.
Ailen hakkında hiç konuşmak istememiştin.
Remember when Tseebo told you he knew what happened to your parents?
Tseebo'nun sana ailene olanları bildiğini söylediği zamanı hatırlıyor musun?
Your parents were just gone.
Ailen ortadan yok olmuştu.
We want you to find your parents, Ezra, but even if you're right, you can't go now.
Aileni bulmanı istiyoruz Ezra fakat haklı olsan bile şu an gidemezsin.
I know your parents.
Aileni tanıyorum.
I supported your parents and the messages they beamed out against the Empire.
Aileni İmparatorluk'a karşı gönderdikleri mesajlar konusunda desteklemiştim.
You know, even imprisoned, your parents would stand up for those who couldn't.
Biliyor musun, hapis olsak bile ailen karşı duramayanlar için karşı durdular.
Your parents are alive inside you, Ezra.
Ailen senin içinde yaşıyor Ezra.
You're right. I know your parents.
Aileni tanıyorum.
I used to get when we visited your parents.
.. aniden midemde bir ağrı hissettim.
- Did... Did your parents leave, too?
- Annenle baban da seni terk etti mi?
Astrid, one of them was your parents'house.
Astrid, içlerinden biri ailenin eviydi.
Relax, lass. Your parents are fine.
Ailenin durumu iyi.
What about your parents?
- Peki ya anne baban? Bu işe dahiller mi?
Because, obviously, Leandra, your parents never had a conversation with you about mixed messages.
Çünkü, besbelli, Leandra ailen hiç karışık mesajlar hakkında seninle konuşma yapmamış.
Your parents around?
Aileniz burada mı?
I saw her, like, hugging your parents and giving your dad a little...
Sanki ailesine sarıldığını, babasıyla şey yaptığını...
What about your parents?
Peki ya ailen?
Where are your parents?
Sizin anne babanız nerede?
Or staring at your parents while they sleep.
Ya da anne babaları uyurken, onları uzun uzun izleseler.
- Going to your parents'place?
- Ailenin yerine gidiyor musun?
I don't think this is what your parents had in mind when they moved you here.
Seni buraya getirirken annenle babanın hayalindeki bu değildi herhalde.
With your parents.
Ailelerinizle birlikte.
- What are your parents like?
- Ailen nasıldır?
Are your parents going?
Ailen de gidiyor mu?
Were your parents in a Nazi barbershop quartet?
Ailen bir Nazi berber dükkanında kuartette miydi?
Ask your parents.
Ailenize sorun.
What do your parents think about that?
Ebeveynlerin bu konuda ne düşünüyor?
I hear your parents are dead.
Duydum ki annen baban ölmüş.
Why aren't we considering your real parents?
Gerçek ailelerinizi niye değerlendirmiyoruz?
Your sperm and egg parents, not them.
Sperm ve yumurtanın geldiği, bunlar değil.
A jury might buy that they resented your adopted parents'ability to give you what they couldn't.
Jüri, kıskanıp evlatlık ailenize kin gütmelerine inanabilir.
If you're charged with a murder you didn't commit, you'd want to blame anyone but yourself, even your birth parents.
İşlemediğin bir cinayetten suçlanıyorsan kendin dışında herkese suçu atarsın... -... biyolojik ailene bile.
And I mean, knowing her, I mean, what are your feelings for her parents and...
Onu tanıyan birisi olarak, ailesi için hisleriniz neler?
parents 260
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18
your mind 60
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18