Удачный traduction Turc
517 traduction parallèle
Наш брак ведь очень удачный?
Evliliğimiz başarılı, değil mi? Çok başarılı?
Это всего лишь один удачный спектакль дублерши. Завтра о нем забудут.
Yine de.. bir yedeğin oldukça iyi bir performansı, yarın unutulacak.
Это удачный случай.
Bu iyi bir birleşim.
Если вы, джентльмены, остановитесь посмотреть на этот разрушенный скальный город, у вас совершенно точно будет удачный день.
Harabeleri görmeye geldiyseniz kendinize harika bir gün seçmişsiniz.
Считайте, что это удачный компромисс, мистер Ленд.
O halde bunu, talihli bir anlaşma olarak değerlendirin, Bay Land.
Похоже, сегодня самый удачный день в моей жизни.
Bu, hayatımın en şanslı günü olabilir.
Наверное, я пришёл не в самый удачный момент.
Kötü bir zamanda mı geldim?
Я провел удачный эксперимент этой ночью.
Ellerimi yaraladığım geceden beri düzinelerce deney yaptım.
Удачный был момент, чтобы узнать об этом, ничего не скажешь.
Bende olduğunu bulmanın tam zamanıydı.
- Точно. Очень удачный экспромт.
Muzlu pasta mı yiyorsun?
У меня сегодня удачный день.
Bugün benim şanslı günüm. Hadi.
Ты выбрал удачный день, Фишер. Работа нынче паршивая.
İyi bir gün seçtin, Fisher.
При повторном расчете я выяснил, что ваш сын, полковник Шон Джеффри Кристофер, возглавил или возглавит первый удачный полет на Сатурн,
O faktörle ilgili olarak yeni bir taramada şunu buldum, sizin oğlunuz Shaun Geoffrey Christopher, Dünya-Satürn araştırmasına öncülük veya liderlik edecek olan ilk insan...
Не самый удачный день, мистер Граймс, да?
Sizin için pek iyi bir gün sayılmaz değil mi?
Совершенный, идеальный, удачный брак.
Mükemmel, ülküsel, başarılı evlilik.
Сегодня удачный день. Можешь выиграть- - Три штуки на красное.
28 nci sokakta çok hareket var.
Самый удачный повод начать его одевать, мам.
Elbiseni dikmeye simdiden basla.
И в удачный день, если прислушаться, то я слышу, как он там смеется.
Güzel bir günde, kulağımı iyice kabartırsam gökyüzündeki gülücük seslerini duyabiliyorum onun.
За деньги, в удачный момент и с должным подходом.. ... можно добиться чего угодно.
Çünkü iyi bir zamanlamayla ve doğru bir uygulamayla... para her şeyi halleder.
У вас удачный день, сэр.
Ölmek için güzel bir gün, beyler.
Удачный выстрел, сэр...
Şanslı bir atıştı, komutanım.
И благодарность за удачный посыл.
Davaya başlamamı sağladığın için teşekkürler.
"Удачный посыл"? !
Davaya başlamasını sağlamak mı?
Еще один не удачный день?
Yine berbat bir iş günü mü?
Несмотря на то, что это преступление, караемое смертной казнью, обвиняемый достойный член нашего общеста, ответственный и удачный бизнесмен... и никогда ранее не представлял угрозы для общества.
Bu idam cezası gerektirecek bir suç olsa da toplumumuzun bu nadide üyesi sorumlu ve başarılı bir işadamıdır ve daha önce topluma karşı herhangi bir tehdit oluşturmamıştır.
Сегодня не самый удачный день.
Lütfen. Hiç uygun bir gün değil.
У кого-то был очень удачный день за игровым столом, и вы его сразу обвиняете в незаконной деятельности?
Bu görüntüler ışığında derim ki, kazandıklarınızı alın ve eyaleti terkedin. Bay Kelso, şanslı gününde olan birini hep böyle suçlar mısınız?
Господин адвокат! Возможно, сейчас не самый удачный момент
Şu an doğru bir zaman değil ama çok nadir rastlaşıyoruz.
Пуаро, надеюсь, что я попал в удачный момент.
Poirot, umarım uygunsuz bir an değildir.
Эдвард, у тебя был удачный день?
İşte. Ee, Edward, günün iyi geçti mi?
Еще один удачный выстрел!
Sen bu dünyadaki, en büyük avcısın.
Учитывая её удачный сеанс с Эдит, она была идеальным кандидатом.
Edith'e yapılan aktarım çok başarılı olmuştu. O yüzden Claire bu deney için en uygun adaydı.
Какой удачный день.
Şanslı günümde olmalıyım.
Я также хочу вернуть в команду нашего маленького креветочного друга, Джорджа Костанзу который, хотя у него был не самый удачный год...
Ayrıca bodur arkadaşımız Costanza'ya takıma tekrar hoşgeldin demek istiyorum Her ne kadar iyi bir sene geçirmese de.
Ого, мне сегодня выпал удачный денёк!
Bugün şanslı günüm olmalı.
"У вышедшего на замену подающего, удачный год".
"Takıma alınan oyuncu harika bir yıl geçirdi."
Не самый удачный способ зарабатывания денег.
Para kazanmak için pek iyi bir yol değil.
Чтож, если бы не Джековы долги и номер Фреда Хейза... я бы сказал, что это довольно удачный репортаж.
Jack'in vergi olayı ve Fred Haise Show'u arasındaki kısım güzeldi, Diyebilirim ki çok güzel bir yayın oldu.
Тогда у прессы будет удачный день если полиция... окажется не слишком заинтересованной в том чтобы найти их.
Eğer basın, cesetleri bulmak ve uygun bir cenaze töreniyle... gömülmelerini sağlamak için polisin uğraşmadığını öğrenirse bayram edecektir.
Иногда я занимаю себя тем, что записываю удачный словесные фигуры, чтобы применить их по случаю, но стараясь по возможности, чтобы они не звучали как заученные.
Bazen de zevk için yazarım. Böylece sık rastlanan durumlara uyarlanabilecek iltifatlar hazırlarım. Ancak mümkün olduğunca doğaçlama havası veririm.
И конечно же заметили, что ваша подруга сделала весьма удачный выбор.
Muhtemelen arkadaşınızın mutlu bir izdivaç geçirdiğini düşünüyorsunuzdur.
Возможно, более удачный, чем...
Hatta belki...
- Удачный удар.
- Çok şanslı bir atış.
Нужен удачный выбор.
İş kuradaki şansımıza kaldı.
Какой удачный год для Компании Ямаха, она взяла почти все призы.
Yamaha, şampiyonların yarış motoru ve bildiğiniz üzere her türlü kullanım için modeli var.
Да, был удачный денек.
- Çok şanslıydım.
Какой удачный день!
Mutlu bir gün!
Удачный день!
Şanslı gün!
– Очень удачный.
- Çok iyi oldu.
- Нечего сказать, удачный выбор!
- İyi bir tercih değil.
Возможно, его переговоры о воссоединении были удачны.
Belki de yeniden birleşme görüşmeleri başarılı olmuştur. Geordi?