Я как traduction Turc
170,941 traduction parallèle
Не думай, что я воспринимаю тебя как дОлжное.
Senden bunu istemeye hakkım varmış gibi görünmeyi hiç istemem.
Я как раз...
- Sadece...
А я как язык проглотил.
Neredeyse ağzımı bile açmadım.
Я была в школе, увидела, как папа входит в класс.
Okuldaydım ve babamın sınıfa girişini görmüştüm.
Но часы могут остановиться, а прошлое измениться до того, как я решу, что с вами делать.
Sizinle ne yapacağımı düşünmeden önce zaman durup tarih yeniden yazılabilir.
Ты как я.
Sen benim gibisin.
Я скажу вам, и как убить Очевидца.
Tanığı nasıl öldürebileceğinizi söyleyebilirim.
Я должен был показать ему мир, чтобы он сам решил, как с ним поступить по возвращении.
Ona dünyayı göstermek ve karar vermesine izin vermek benim sorumluluğumdu. Titan'a onunla döndüğünde.
Как я тебя понимаю.
Neye benzediğini biliyorum.
К счастью, я знаю, как это предотвратить.
Şanslıyım ki, beni aklı başında tutacak araçlara sahibim.
Я видела, как он приходил утром, так что поторопитесь.
Bu sabah birazını bıraktığını gördüm. O yüzden dökül bakalım.
Как я здесь оказалась?
Buraya nasıl geldim?
Я увожу её так часто, как могу.
" Elimden geldiğince zamanını çalıyorum.
Ни разу в жизни я не решался довериться кому-то так, как собираюсь тебе.
Yıllar boyunca senin dışında sırrımı başka... kimseye söyleyecek kadar güvenmedim.
Я знаю, как его найти.
Onu nasıl bulacağımızı biliyorum.
Как же долго я его искала.
Çok uzun süre aradım.
Я помню, как ты ко мне пришёл.
Bana ilk geldiğin zamanı hatırlıyorum.
Сразу после того, как я всё изменил.
Burdaki hayatımızı silmemizin hemen sonrası.
Совсем недавно, стоя на холме, я наблюдала, как небо становится красным.
Kısa bir süre önce, bir tepenin üzerinde duruyordum ve gökyüzünün kırmızıya dönüşmesini izledim.
С конца в начало... как и я.
Sondan başa doğru... benim gibi.
Как же долго я был слеп.
Çok uzun süre hasretini çektim.
- ( рави ) Я рад, что ты человек и снова способен чувствовать вкус, но можно как-то потише?
Tamam, insan olduğun ve lezzet kavramını tekrar kazandığın için bende mutluyum ama en azından sesini kısabilir misin?
Однажды я слышал, как он говорил по телефону в своём кабинете.
Bir kere ofisinde biriyle konuştuğunu duydum.
- ( лив ) Первое, что я сделаю, как стану человеком?
İnsan olunca yapacağım ilk şey mi?
- ( рави ) Не говори "мороженое". Я видел, как МЭйджор глотал мороженое и теперь смотреть на него не могу.
Dondurma deme sakın Major'ın litrelerce dondurma yediğini izledim ve dondurmanın anlamını yok oldu.
Но я знаю, как его найти.
Ama bir yolunu biliyor olabilirim.
Даже когда я пою рок-баллады восьмидесятых или разговариваю как дельфин?
Yok mu? 80'lerden rock baladları söylemem ya da yunus sesi çıkartmam da mı yok?
Как я вовремя.
Kaynanam seviyormuş.
уИнслоу и СИнди были как сёстры, а СтЭна я видел на катке, пока уИнслоу не бросила тренировки.
Cindy ve Winslow ruh ikiziydi. Winslow bırakmadan önce onları antrenmana Stan götürürdü.
Я видел, как такое плохо заканчивалось.
Böyle şeylerin çirkin bittiğini gördüm.
Всё, как я ожидал.
Ben de bunu bekliyordum.
Нет Луны, чтобы шептать тебе на ушко, а я не хочу смотреть, как плавится твой мозг.
Luna kulağına fısıldamak için burada değil ve benim gözetimimde erimemeni tercih ederim.
Я приду, как только разберемся с оружием.
Cephanelikle işimiz biter bitmez orada olacağım.
Я понимаю, ты опять решила, что должна так поступить, как обычно.
Evet, anladım. Zorunda olduğunu düşündüğün şeyi yaptın her zamanki gibi.
Это я, О. Ты как?
O, benim. Sen iyi misin?
Как я сама не додумалась?
Neden bunu düşünemedik ki?
Но я не хочу видеть, как ты умираешь.
Ama ölmeni görmek istemiyorum.
Не знаю, как ты, но я на заклание идти не собираюсь!
Sen ne düşünüyorsun bilmem ama katliama sebep olmaya hevesli değilim.
Проводка размещена сзади. Вытягивай, я отсоединю как можно больше.
Kablolar onun arkasında, sen çek, ben kancasını açayım, fakat çok çekme.
Как только все закрепим, я поеду за Монти.
Bu takılır takılmaz Monty'nin peşinden gidiyorum.
Я об этом не забыл, как и о сделке, которой я добился от Лорел Хитчин, чтобы спасти её от тюрьмы за убийство вашего генерального прокурора.
Başsavcıyı vurduktan sonra, onu cezaevinden kurtarmak için Laurel Hitchin ile yaptığım anlaşmayı unutmadığım gibi.
Да, как я им и сказал, двое из парней, они работали здесь около года.
Evet, onlara da dediğim gibi o adamların ikisi yaklaşık olarak bir yıldır burada çalışşıyorlardı. Diğer adamları ise daha önce hiç görmedim.
Мы с Дэмбе только что говорили о тебе. Выяснили, как я вожу своего тринадцителетнего на футбол в то же время, что и Лиама на уроки музыки? Да?
Dembe ile az önce seni konuşuyorduk.
Как я уже говорил, Сенатор Диаз дал предвыборное обещание, и я добьюсь его исполнения.
Bahsettiğim gibi, Senatör Diaz bana bir söz verdi ve ben de bunu tutmasını sağlıyorum.
И как я, по-твоему, должен устроить тебе личную встречу? Понятия не имею.
Sana, özel bir görüşme ayarlamamı nasıl bekliyorsun?
Нет, нет, не надо, я сделал, как вы просили.
Hayır, hayır, lütfen. İstediğiniz herşeyi yaptım.
Как я и говорил, надеюсь, ты счастлива.
Dediğim gibi, umarım bundan dolayı mutlu olmuşsundur.
- Я понимаю, как это сложно...
- Ne kadar zor olduğunu anlıyorum.
Я не вижу как здесь помочь, кроме ларингэктомии, но я ненавижу ларингэктомию.
Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Larinjektomi yapmak dışında. Larinjektomiden nefret ediyorum.
Мы дружили с ней задолго до того, как ты и я...
Seninle ilişkimiz başlamadan önce annenle arkadaş olmuştuk.
Боже, как я рад тебя видеть.
Seni görmek çok güzel.