English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ A ] / Arkadaşlarım

Arkadaşlarım traduction Anglais

23,439 traduction parallèle
Staton-House Band'in tadını çıkarın arkadaşlarım.
Enjoy my friends, the Staton-House Band.
Arkadaşlarımızı kendi tarafına çektiğini söyleyebilirdin?
Could've told me you commandeered all our friends.
Bütün arkadaşlarımızı kendine almış ve benim yerime iğrenç bir kadını ve onun sahte çocuğunu koymuşlar. - Ama baban iyi görünüyor.
He kept all our friends and they replaced me with this awful woman and her fake child, but he seems good.
Ama bana arkadaşlarım buck der.
But my friends call me buck.
Yakın arkadaşlarımıza bile gözümü dört açacağım.
I will look twice at even our closest friends.
Değerli arkadaşlarım!
My friends, my friends...
Varlıklı arkadaşlarımıza başvuramaz mıyız en azından borçlular hapishanesine girmemen için?
Could we not appeal to our wealthier friends, at least to save you from debtors'prison?
Hayır anne, seni arkadaşlarımdan çıkarmadım.
No, Mom, I didn't unfriend you.
Herkesi arkadaşlarımdan çıkardım.
I unfriended everyone.
Arkadaşlarımızın arkadaşı, emlakçı yeni sahipler anlamasın diye birilerini tutup temizletmiş.
Our friends'friend, the realtor, hired a subcontractor to clean up so the new owner wouldn't find out what happened.
Arkadaşlarım yakalandı, Nick Fury, yaralı ve kayıp.
My friends are captured, Nick Fury's injured and missing.
Hank ve Margaret Wesley hâlâ bizim arkadaşlarımız.
Hank and Margaret Wesley are our friends.
Biliyorum delice ama arkadaşlarım varmış.
Crazy as it is to believe, I actually have friends.
Her kimse, bunu geri almak için arkadaşlarımı öldürdü.
Whoever he was killed my friends to try and get it back.
Arkadaşlarımla birer içki içiyorduk.
- Yay. I'm having a drink with my friends.
Eğer bize katılmak istersen arkadaşlarımla birlikte şu köşedeyiz.
Listen, uh, I'm over in the corner with a bunch of my friends, if you want to join us.
Çocuk Esirgeme karar vermeden önce iş arkadaşlarımın fikrini almak istiyor.
Well, before dcfs can consider that, They want to get background on me from my co-workers,
Yalnıza Aeri ile Eunkyung'u görmek eski arkadaşlarımı hatırlattı bana.
It's just that I am reminded of my old friend when I see Aeri and Eunkyung.
İşçilerimiz, yarışmacılarımız, arkadaşlarımız orada ve biz iş mi konuşuyoruz?
Our workers, our racers, our friends are over there, and we're talking about business?
- Bunlar benim arkadaşlarım.
- Those are my friends.
Orada bir iş bulabilirim. Araştırma fonundan gelen para da var. New York'ta yerleşmeme yardım edecek iş arkadaşlarım var.
But I can get a job anywhere out there, and probably with new research money, and I have colleagues out there who can help me get a place...
Henry'i arkadaşlarımı, herkesi.
Henry... my friends... everyone.
Doktorlar bana ne yapmamı söylerse onu yapacağım, ve eğer birkaç sorunum varsa arkadaşlarımın bana... yardım etmesine izin vereceğim.
I'm gonna do what my doctors tell me to do, and I'm going to let my friends help me if I have a few small problems.
Ailemi ve arkadaşlarımı incitiyorlar.
They're hurting my friends, my family.
Bu kadın, evimin, arkadaşlarımın, işimin peşine düştü.
This woman has gone after my home, my friends, my job.
Uzaklaştırılmış olabilirim, ama hala arkadaşlarım var.
Well, I may be suspended, but I still have friends.
Ve arkadaşlarım!
And my friends!
- Arkadaşlarımı öldürdü mü?
- Did he kill my friends?
Bir daha hiç göremeyeceğimiz arkadaşlarımızdan daha iyi en azından.
At least it's better than the friends we'll never see again.
Her zaman güvenebileceğim arkadaşlarım oldu.
I've always had friends I could count on.
Ben sadece eski lise arkadaşlarımızı buraya çağırmak eğlenceli olur diye düşündüm.
- Very cute. No, I thought it would be really fun to invite some of the people that we went to high school with tonight.
Arkadaşlarım zamanla erkek arkadaşım oldular.
I mean, I had, like, friends that turned into boyfriends.
Bakın arkadaşlar, burada yaşamadığımı biliyorum otostop çektim sadece Donna bir sürü boş ranza olduğunu söyledi şu sizin yeni eleman yüzünden geç saate kadar müzik çaldık şimdi, gerçekten bir laneti kırmamayı göze alır mıydınız?
Look, guys, I know I don't live here and I'm just hitching a ride, Donna said there were a lot of empty bunks'cause your new guy fired a bunch of people, and we were just up so late playing music, but would you really want to risk not breaking a curse?
- Arkadaşlar son adımı unuttuk.
- Get the beer, Donna. - Hey, guys, we forgot the final step.
Ama arada sırada yardım eli uzatmayacaksa arkadaşlar ne işe yarar ki?
But what are friends for if not to lend a rescuing hand maybe once in a while? - Come on, just one more kiss.
Neyse ki çok büyük arkadaşlar edindi Yol boyunca ona yardım etmek.
Thankfully, she's had so many great friends to help her out along the way.
Arkadaşları mı diye öğrenmek için...
We should go over to Bill and Moira's...
- Aynen, Lexus süren... -... bir keşle arkadaşlar mı diye soralım.
- Right, see if they happen to be friends with any junkies who drive a Lexus.
Sanırım arkadaşlarına sırt çevirdiğin için.. sana saldırıyorlar.
I suspect they attack you for your habit of turning against your fellows.
Yoksa arkadaşlarını satarak mı?
Or selling your friends?
- Arkadaşlarını satarak mı? !
By selling their friends?
Şimdi, aranızdan beni tanımayanlar için ki bu hepiniz oluyorsunuz adım Lacie Pound ve ister inanın ister inanmayın, ben Naomi'nin en eski arkadaşlarından biriyim.
Now for those of you who don't know me, which is... all of you... my name is Lacie Pound and, believe it or not, I am one of Naomi's oldest friends.
Bütün arkadaşların seni çok önemsiyor ve bunu atlatmana yardım edeceklerdir. Olaylar nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın.
And your friends here, they care about you a lot, and they'll help you through this no matter how things shake out.
Arkadaşlar, biz de bu kadının kimliğini tespit etmeye çalışalım.
Everyone else, let's try to identify this woman. Excuse me.
Beni endişelendiren şey işte bu ve bana öyle geliyor ki siz de iş arkadaşlarınız da Julio'nun davranışına şaşırmamışsınız.
That's what i'm concerned about, and i don't get the sense From either of you, or your colleagues, That julio's behavior was surprising,
Tamam arkadaşlar, adamımız gelmeden buradan hemen çıkalım.
Okay, everyone. Let's get out of here quick, before he gets home.
Sen şu yeşil hapla margarita karışımının tadını çıkarıyorken tüm sözde arkadaşların da en rezil sırlarını ortaya döküyordu.
While you were enjoying the aftereffects of that green pill / margarita combo, all your so-called friends were spilling your dirty secrets.
- Affedersiniz, arkadaşlar.
Oh, I-I'm sorry, guys.
Bakalım Nazi arkadaşların beyazları öldürüyor muymuş?
And then we'll see if your Nazi friends really don't kill white people.
Arkadaşlarınız mı?
Friends of yours?
Vernon, tüm bu organizasyon takım arkadaşların sana güveniyor.
Vernon, you have an entire organization, teammates that depend on you.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]