English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Belki biraz

Belki biraz traduction Anglais

9,253 traduction parallèle
Belki biraz fıstık?
Maybe some peas?
Belki biraz fazla iyi.
Perhaps a little too fine.
Belki biraz pisti ama kesinlikle değersiz değildi.
Maybe a little dirty but definitely not cheap.
Belki biraz fazla içmişsindir.
Maybe you drank too much.
Belki biraz sıcak süt.
Perhaps some warm milk.
Belki biraz mola vermelisin.
You can break out of it.
- Belki biraz zaman kazanırız. - Ne için?
- Maybe buy us a little more extra time.
Düşündüm de belki... biraz temiz hava almaya çıkabiliriz, belki biraz fondü?
Actually, I thought maybe, um... we could go out for some fresh air, maybe some... fondue?
Pekala, belki biraz çılgın.
Okay, a little nutty.
NYADA'nın muhteşem bir yer olduğuna eminim ve belki biraz önyargılıyımdır çünkü o beni reddetti ama Carmen Tibideaux gibi olmak istedin ve okula koştun ülkenin en üst düzey performansını sergiledin onlar da gerçekten yetenekli bir aktrisi reddettiklerini anladılar.
Look, I'm sure that NYADA is a great place, and maybe it's because I'm a little biased because she personally rejected me, but unless you want to be Carmen Tibideaux and run a school that claims to be the nation's top performing arts institution when they have a known track record for rejecting really talented young actors... ( sighs ) you don't need to go to college.
Belki biraz yan etkisi olabilir.
Maybe there are some side effects.
- Belki biraz yolluk bir şeyler.
- Eh, maybe just something for the road.
Belki biraz.
Maybe in a bit.
- Belki biraz çikolata yemeliyim.
Maybe I should have some chocolate.
Belki biraz kendimize vakit ayırıp bu konuyu konuşmalıyız.
Maybe we should take some time for ourselves, talk this through.
Belki biraz fazla.
Maybe too much.
Belki biraz daha kalabiliriz, böylece ben de tatilin tadını çıkarabilirim.
Maybe we can stay a bit longer, so I can enjoy my vacation too.
Üçüncü bir çocuğun yokmuş gibi LA'a gelirken belki biraz pasta, börekte getirirsin.
Maybe you could bring up some Boston Kremes and a Coolatta when you come to LA pretending you don't have a third child.
Belki biraz saçmalayabiliriz.
Maybe just a little crazy talk.
Belki biraz alırsın.
Maybe you'll get some.
Onu tanıyalı çok olmadı ama bana iyi bir adam gibi gelmişti... -... belki biraz duygusal.
I only knew him briefly, but he seemed like good man, if a little emotional.
- Belki biraz daha az ilgi çekici bir şey.
Maybe something a little less challenging.
Belki derslerinize biraz daha fazla, Lakewood'un web dedikodusuna daha az odaklanmasınız.
You know, maybe you should focus more on your studies and less on Lakewood's web-buzz.
Belki de biraz ağırdan almalıyız What Ales Ya'dan aldıklarımdan biraz içip başımıza gelenler için yapılabilecek doğru şeyi bulmalıyız.
Oh, maybe we should just slow things down, have a couple of pints of what ales ya, and let the right thing to do just come to us.
Belki Carlos için biraz kalmak istiyorum.
Maybe I would stay a little bit for Carlos.
Belki de kalıp biraz daha joy kazanmak istemiştir.
So maybe he decided to stay on and earn some extra Joy.
Sen cevaplar ararken, belki ben de görevimi biraz daha fazla sürdürebilirim.
You keep finding answers, maybe I can keep this job a little longer.
Belki dansçıların biraz daha gülümseyebilir.
Um... maybe your dancers could just smile a little bit more?
Bu haftasonu belki Boca'daki mülküme gidip biraz bronzlaşırım ve döndüğümde tekrardan, yepyeni seni yok etme planları yaparım.
I'm gonna take the weekend, maybe fly down to my condo in Boca, brown up a bit, and when I come back, I will have come up with some brand-new ways to destroy you.
Biraz daha açabilirsin konuyu belki.
Maybe you could be a little more specific.
Belki de kafan bu kadar iyi olmasaydı bu öğütlerin biraz inanılabilir olurdu.
This sermon would have a bit more credibility if you weren't so lit right now.
Belki bu işten sonra biraz akıllanırsın.
Maybe after this, you'll wise the hell up.
Belki de o zekiliğinden biraz da buna ayırabilir.
Maybe he can spare a bit of that brilliance on this.
Belki sen eğer biraz sakinleştiyse saygın partnerinle konuşabilirsin.
Maybe you could talk to that esteemed partner of yours, you know, if he's calmed down a little.
Kreminden biraz kullanmalısın belki de. O yanığa sürersin.
Maybe you could borrow some of her lotion for that burn.
Bak, belki de biraz ara versek iyi olur.
Listen, maybe we should, you know, take a break.
Zincirlerini biraz gevşetebiliriz belki.
Maybe we should loosen his shackles.
Belki de seni biraz semirtmeliyiz, değil mi?
Maybe we should fatten you up, shall we?
Belki artık bundan biraz daha karmaşıklaşmıştır.
Ow. I think maybe it's a little more complicated than that now.
Ona biraz süre tanımalıyız belki de.
Well, um, we should probably just give him a minute.
Biraz daha sıkıştırayım belki bir şeyler daha çıkar.
I'll press him around the edges a bit, see what I can find.
Iyi bir beyaz çocuk evinde öldürülür, eh... bu normaldir, belki hafta sonu biraz esrar içmiş olabilir.
A good white kid gets murdered in his home, well... That's okay because maybe he smoked a joint on the weekends.
Belki bana biraz güç verebilir diye düşünmüştüm, Ama sonra o düştü bende o kadar yürek yoktu.
Thought that maybe it could, uh, give me some powers, but then he fell.
Düşünüyordum da, belki tam bu sağlık durumlarından dolayı biraz kırılgan olabilir.
I'm thinking he might be a tad fragile, With his health issues and all.
- Belki de biraz bakınmalıyım.
Maybe I'll just look around...
İkisi de biraz tatile çıkmak istemiştir belki.
Maybe they both just needed a holiday.
Belki de gerçeği öğrenmesi için biraz zorlaman gerekiyordur.
Maybe it's best, though, just to give her a little nudge to find out.
Yarın biraz gezintiye çıkarız belki.
Maybe a hike tomorrow.
Belki kafası biraz açılır.
Maybe clear his head up a little bit.
Belki de Andy ile Laurie'yi bulup biraz yetişkin keki yemeliyiz.
Maybe we could just find Andy and Laurie and have some adult brownies.
Belki şimdi biraz daha kısa.
Probably a little bit shorter now.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]