Birazdan gelir traduction Anglais
947 traduction parallèle
Yeğenim birazdan gelir.
My nephew should be here soon.
Hank birazdan gelir, O'na çemkirirsin.
Hank'll be here in a minute, and you can start raving to her.
Birazdan gelir öyleyse.
Well, she'll be along soon then.
Hayır. Ama birazdan gelir herhalde.
- No, but he'll be along soon.
Biraz bekler misiniz Doktor, profesör birazdan gelir.
If you'll be seated, Doctor, the professor is due back any moment.
Kaybol şimdi. Kızlar birazdan gelir.
Run away now The girls will be here
- Birazdan gelir.
- She'll be along in a minute.
Yemek birazdan gelir.
Lunch will be here soon.
Baban birazdan gelir.
Your father will be here presently.
- Birazdan gelir.
- She'll be right down.
Birazdan gelir.
It will be right along.
- Yok ama birazdan gelir.
- Not here, but won't be long.
Ağabeyiniz birazdan gelir.
Your brother will be home soon.
- Babam birazdan gelir.
- My father will be home soon.
General birazdan gelir de.
Tell them the general is expected soon.
Albee birazdan gelir.
Albee will be right in.
Birazdan gelir.
- l'll be back soon.
Birazdan gelir demek ki.
He'll be here soon.
- Esther birazdan gelir.
- Esther will be along in a few minutes.
- Birazdan gelir.
- Oh, he'll be along.
- Rosie birazdan gelir.
- Rosie will get it in a minute.
Bay Rankin birazdan gelir.
Mr. Rankin ought to be here now.
Birazdan gelir üzerlerinizi örterim, şimdi fırlayın.
- I'll be up to tuck you in. Scoot!
Dora birazdan gelir.
Dora should be right back.
- Polisler birazdan gelir.
- The coppers will be here soon.
- Taksi birazdan gelir.
- The taxi will be here soon.
- Birazdan gelir.
- She should be here by this time.
Karım birazdan gelir.
My wife will be here soon.
Annen birazdan gelir.
Your mama's just — just gone for a walk.
Mae birazdan gelir.
Mae'll be out in a minute.
Can kurtaran birazdan gelir.
The ambulance will be here at once.
- Sen de birazdan gelir misin?
- Will you come up soon?
Erkekler birazdan gelir.
The men should be back soon.
Birazdan gelir.
He should come here fast.
Birazdan gelir.
He'll be here in a minute.
Birazdan gelir.
He'll be along any minute now.
Howard birazdan gelir.
Howard'll be here soon.
Kocam birazdan gelir.
My husband will be down shortly.
- Birazdan gelir.
- She'll be down in a few minutes.
- Birazdan gelir.
- Oh, he'll be along pretty soon.
Birazdan kendine gelir.
She'll be all right in a minute.
Birazdan gelir.
She'll be back in a minute.
Birazdan sıra deprem sigortası yıldırım sigortası ve dolu sigortasına gelir...
The next thing you'll tell me I need... earthquake insurance and lightning insurance and hail insurance.
Birazdan aşağıya gelir.
She'll be down in a moment.
Birazdan, Bay Delişmen paralarla gelir biz de yola çıkarız.
As soon as Mr. Hotfoot comes with the money we'll be on our way.
Birazdan haberi vermeye polisler gelir.
The police are bound to go there to tell you the news.
Birazdan aşağıya gelir.
She'll be right down.
- Bir yük treni gelir birazdan.
- There'll be a freight here soon.
Kendine gelir birazdan.
He'll be all right.
Birazdan kendine gelir.
It'll pass.
Sanırım birazdan kendisine gelir, efendim.
I think she'll come out of it in a moment, sir.
birazdan gelirim 80
birazdan gelirler 23
gelir 55
gelirim 97
gelir misin 95
geliriz 18
gelir misiniz 27
gelirler 30
biraz 988
birazcık 224
birazdan gelirler 23
gelir 55
gelirim 97
gelir misin 95
geliriz 18
gelir misiniz 27
gelirler 30
biraz 988
birazcık 224
birazdan 150
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16
biraz yorgunum 69
birazdan geliyorum 76
biraz ister misin 172
biraz uyu 104
biraz daha 472
biraz daha iyiyim 16
biraz sonra 59
biraz daha dayan 42
biraz daha var 16