Ben istemedim traduction Anglais
2,775 traduction parallèle
Gelmeyi ben istemedim.
I didn't want to.
- Olmanı ben istemedim.
I didn't ask you to be.
Bunu yapmanı ben istemedim.
I didn't ask you to do that.
Kabul edersin ki böyle olmasını ben istemedim.
But let's just face it, it wasn't meant to be.
İnan bana, seçmeyi ben istemedim.
Yeah, trust me, it's not by choice.
Bunu ben istemedim.
I didn't order that.
Ben istemedim. Başka seçeneğim yoktu biliyorsun.
I'd have wanted to happen to the a You know I had no choice.
Leo'nun buraya gelmesini ben istemedim, Shadrack Amca.
And you as well. I did not ask Leo to come here, Uncle Shadrack.
Ben istemedim!
Not my call!
Size yemin ederim, o resmi size satmasını ben istemedim.
I promise you, I didn't plan to sell it.
Almasını ben istemedim.
I didn't ask him to take it.
- Bunların hiçbirini ben istemedim ki.
I asked for none of it.
- Burada çalışmayı ben istemedim.
I didn't ask to work here.
Bunu ben istemedim!
I didn't ask for that!
Akrep burcu olmayı ben istemedim ama.
You know, I didn't ask to be born a Scorpio.
Bana bu kalbi verdi ama ben istemedim.
He gave me this heart, but I don't want it.
Yetti artık. Zinacıların evine gelmeyi ben istemedim.
Wasn't my idea to come to an adulterer's house.
Bunu ben istemedim biliyorsun, değil mi?
I never asked for this, you know?
Evimden kaçırılmamı ben istemedim. Yani... ailemden.
I never asked to be ripped away from my home, from my family.
Derginin kapağında olmayı ben istemedim.
I didn't want to be on the cover of the magazine.
Hayır, Ben Öyle Demek İstemedim.
No, I didn't mean it like that. ( crying )
Ben Böyle Olsun İstemedim- -
( crying ) I didn't mean to- -
Dinle, bak ben zarar gelsin istemedim..
Listen, I didn't mean any harm, but- -
Ben ise istemedim.
I didn't.
Ben bunu yapmak istemedim.
- I didn't mean to do it.
Ben gelince, bunu istemedim.
I came here, I didn't want that.
Ben sadece annem gibi delirmek istemedim.
I just don't want to be crazy like my mom.
Ben bunu demek istemedim.
That isn't what I said.
Kadınlar seninle ilgilenip ilgilenmediklerine ilk 7 saniyede karar verirlermiş. Şey, bir yerde okumuştum. Ben de kimsenin vaktini ziyan etmek istemedim.
Yeah, well, you know, I read somewhere that women decide within the first seven seconds if they're interested in you or not, so I figured I wouldn't waste anybody's time.
Ama küçük kızımın piyano resitali vardı ve ben de kaçırmak istemedim.
My youngest daughter was having a piano recital and I didn't wanna miss it.
Telefonuna cevap vermiyorsun, ben de evi aramak istemedim.
You stopped picking up your cell, and I didn't want to call the house.
Ben kimseden bana aşık olmasını istemedim.
I didn't ask anybody to fall in love me.
- Ben de seni yarı yolda bırakmak istemedim, benim de planlarım iptal oldu.
I just didn't wanna bail on you. I didn't wanna bail on you. My plans got canceled, too.
Steve'le sevişmek istemedim ki ben.
I didn't wanna have sex with Steve.
- Kimseden bir şey istemedim ben.
I haven't told anybody anything.
Sonra, hayatının öyle olmasını istediğini öğrendim, ben de her şey yolundaymış gibi davrandım, çünkü bunun ne kadar canımı yaktığını bilmeni istemedim.
But then I figured out that's how you wanted it, so I acted like it was okay... because I didn't want you to know how bad it hurt.
ben böyle olmak istemedim.
I didn't want it to be like this.
Ben sadece... devam etmek istemedim galiba
I just didn't... want to move on, I guess.
Ben kimseyi öldürmek istemedim.O...
I didn't mean to kill anybody. It...
Kalbini kırmak istemedim ama ben bebeklerle oynamıyorum artık.
I don't play with dolls anymore.
Ben senden bunu hemen yapmanı istemedim.
You know, I-I didn't want you to come up with these immediately.
- Çünkü ben onu kırmak istemedim.
I thought we could spare her feelings.
Ben onu üzmek istemedim, ben sadece çok meşgulüm.
I didn't mean to blow him off, I'm just so busy.
Ben senin bir insani öldürebilecek birine dönüsmeni istemedim.
I wouldn't want you to become a man who could kill another man.
Ben sadece onun kötü biri olduğunu düşünmek istemedim çünkü benim de kötü biri olduğuma inanmak istemedim.
I just didn't want to think that he was a... A terrible person because... I didn't want to believe that I am, too.
Ben kimsenin salyasını akıtmak istemedim.
Okay. I didn't mean to froth anyone.
- Ben senden bir şey yapmanı istemedim.
I don't want you to do anything.
Ben bütün bu karmaşanın, ortasında olmak istemedim.
No. I didn't want to be in the middle of all of this.
Her neyse, ben bu deli adamla problem yaşamak istemedim ve ona nereye gitmesi gerektiğini söyledim ama bu sırada içeridekilere haber verdim.
Anyway, I didn't want a problem with that crazy guy, so I told him where to go, but I called it in right away.
Bana ilaçları verdi ama ben almak istemedim. - Yani almıyorsun.
So is it, uh, is it nice, the house?
Ben Dean'den kaçtın demek istemedim.
I didn't mean you running out on Dean.
istemedim 58
ben iyiyim 1860
ben istiyorum 105
ben istemiyorum 126
ben işe gidiyorum 20
ben istedim 39
ben içerim 23
ben isterim 63
ben ilgilenirim 144
ben ise 42
ben iyiyim 1860
ben istiyorum 105
ben istemiyorum 126
ben işe gidiyorum 20
ben istedim 39
ben içerim 23
ben isterim 63
ben ilgilenirim 144
ben ise 42