English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bilmek isterdim

Bilmek isterdim traduction Anglais

470 traduction parallèle
Bunu bilmek isterdim.
That's what I'd like to know.
Seyircilerin önünde olmak nasıl bir histir, bilmek isterdim.
I wanted to know what it's like to be in touch with the public.
Bu kadar nezaketten yoksun bir şekilde... reddedilişimin nedenini bilmek isterdim.
I might, perhaps, deserve to be told why I am rejected, and, with so little civility.
Ben de neden beni açıkça... incitmek ve aşağılamak için bu kadar kararlı olduğunuzu bilmek isterdim.
I also might deserve to know why determined evidently to offend and insult me!
Baraj ateşinin yerini ve bulunacağımız umulan yeri bilmek isterdim.
I'd like to know where that barrage is that we're supposed to have.
Hayattan başka beklentileri ne, bilmek isterdim?
What do they ever get out of life, I'd like to know.
E, bilmek isterdim ama şimdiki zaman önümüzde.
Well, I'd like to know, but the present's looking up.
Gelecek sene ne olacağını bilmek isterdim.
I'd like to know what'll happen next year.
Bu gözler neler gördü, bilmek isterdim.
These eyes have seen things i should like to see.
Yine de sırf mesleki nedenlerle, bu işi nasıl yapacağınızı bilmek isterdim.
But just for professional reasons, I'd like to know how you're gonna do it.
Çoraplarımı kimin çaldığını bilmek isterdim.
I'd like to know who stole my stockings.
Bilgili olmak annemi mutlu etti mi bilmek isterdim.
I wonder if learning ever made mother any happier.
Nasıl yaptığını bilmek isterdim.
I'd like to know his technique.
- Bilmek isterdim.
- I wish I knew.
Ben kesinlikle onun o atı sürerken... ne yapmayı planladığını, bilmek isterdim.
I sure would like to know what she plans to do... after she gets through riding'that horse.
Sadece ne yapacağımı, bilmek isterdim.
What could I do?
Onun adını bilmek isterdim.
I'd like to know his name.
Bilmek isterdim. Onu Flint öldürmüş diğer beş adam ise, Flint'in elinden kurtulmuş.
- He died of Flint's hand, as did five other men Flint took ashore.
onun ne düşünüyor olduğunu bilmek isterdim.
I'd like to know what he's thinking.
Bu hoş konukseverliğin sahibini bilmek isterdim.
I'd like to know whose hospitality I'm enjoying.
Niye yaptığını bilmek isterdim.
I'd like to know what made him do it.
Terzi Peter'in bunu yüzüme söyleyecek kadar... cesur olup olmadığını bilmek isterdim.
I'd like to know if Peter the tailor is brave enough to say that to my face.
Adını bilmek isterdim.
I'd like to know your name.
Bu güzel bir efekt. Nasıl yaptığını bilmek isterdim.
Now that's a nice effect, I'd love to know how you did it.
"Ne düşündüğünü bilmek isterdim" dersen denize atlarım.
If you say "A penny for your thoughts" I'll jump overboard.
Onun hakkında her şeyi bilmek isterdim.
I should want to know everything about her.
Kökümüzün denizden geldiğini kim söylemiş, bilmek isterdim.
I'd like to know whoever said that man originally inhabited the sea!
Ne de bilmek isterdim.
Nor I would want to know it.
Nasıl bu kadar iyimser ve inançlı kaldığını bilmek isterdim.
I wonder where he finds so much optimism, so much faith.
- Dedim ki, bilmek isterdim...
- I said I'd like to know...
- Gerçekten ne olduğunu bilmek isterdim.
You gonna tell me, yes or no?
- O delinin ne yaptığını bilmek isterdim!
- That's what I'd like to know, that madman!
Gerçekten onun bu küçük sorun karşısında nasıl davranacağını bilmek isterdim.
As a matter of fact, I wish I knew how she was gonna act about a certain little matter.
Benim adımın da bu listede olup olmadığını bilmek isterdim.
I would like to know if my name is amongst them.
Bu fikri ciddiye almanız için yüzdenin kaç olmasını istediğinizi bilmek isterdim.
I'd like to know how much more you'd want before you took this seriously.
Nasıl oldu da o kadar eşyayı bir bavula sığdırdın, bilmek isterdim.
How else would you get all this stuff into one suitcase, I'd like to know.
Nasıl olacağını bilmek isterdim.
I'd like to know how.
Onun böyle bir hikaye anlatması için o ambarda ne olduğunu gerçekten bilmek isterdim.
Time comes, I'd- - I'd really like to know what happened in that barn to make her tell a story like that.
Hakkında bir şeyler bilmek isterdim.
I'd really like to hear about it.
Patron Tatsugoro'nun nerde olduğunu bilmek isterdim!
What I want to know is, where's Boss Tatsugoro?
Ama bu adam babam olsaydı, bilmek isterdim.
But if this man were my father, I should want to know.
Val Rogers'i büyüleyen gizli tiIsimlarini bilmek isterdim.
I sure do wish that I knew your secret charms for Val Rogers.
Evet. Merrye ailesinden diğer bazı fertlerin yerini bilmek isterdim Titus W. Merrye'nin iki kız kardeşi ve bir erkek kardeşi ki sanırım ismi de Nedric Merrye, yaşıyorlarsa tabii.
Yes, I would like to know the whereabouts of certain other members of the Merrye family, the two sisters of Titus W. Merrye and brother named, I believe...
Sadece onun için ne düşündüğünü bilmek isterdim, hepsi bu.
I'd just like to know what you think of her, that's all.
- Şu anda ne yaptığını bilmek isterdim.
I'd like to know what she's doing right now.
Eğer bir vaiz daha önce başka bir şey ise, onun ne olduğunu bilmek isterdim.
If every preacher was something else first, I wonder what he was.
İşte bunu bilmek isterdim.
That's what I want to know.
Verdiği nasihatın bu akşam nasıl işe yarayacağını bilmek isterdim doğrusu..
I'd like to know what his advice would have been tonight.
- Sebebini bilmek isterdim.
- I'd like to know why.
Eminim rahibe olmadan önce, ne olduğunu bilmek isterdim.
I'd sure as hell like to know what she did before she became a nun.
Bilmiyorum ama bilmek isterdim doğrusu.
- No, but I'd like to know.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]