Bir bayan traduction Anglais
19,588 traduction parallèle
İlgilendiğim tek şey, olağanüstü bir bayanın hayat dolu sohbetinden keyif almak.
My sole interest has been to enjoy the lively conversation of a superior lady.
- Hayır, genç bir bayan gördüm.
Yes, a young woman.
Çok akıllı bir bayan sensin.
You're a very smart lady.
Şimdi yeni numaram için de güzel bir bayan ve cesur bir beyefendinin yardımcılığına ihtiyacım var.
And now for my next trick, I require the assistance of a beautiful women and a very brave gentleman.
Sağlıklı genç bir bayan olduğunu gösteriyor.
The tests are saying that she's a healthy young woman.
21 yaşında bir bayan, sağlak.
21 year-old female, right-handed.
Ne hoş bir bayan.
Such a pretty lady.
Kalede bir bayan var
There's a lady in a castle
Ve şimdi karşınızda sizlere sunmaktan büyük bir onur duyduğum bu ülkenin bugüne kadar gördüğü en büyük başkan eşi en büyük insan hakları savunucusu ve en muhteşem anne bayan Eleanor Roosevelt.
And now, it is my great honor to introduce to you the greatest First Lady this country has ever known, the greatest champion of human rights and a wonderful mother,
Bir avuç güzel bayan..
Well, look at this lovely bunch of ladies.
Bayan, Bir şey mi düşürdünüz?
Ma'am, did you drop something?
Bayan Hepnarova, Yeni bir araç geldi.
Miss Hepnarova, I've got new vehicles.
kötü bir gün geçirdim bayan
Been a bad day, miss.
Bayan Crowley bana bir kamera kaydına ait dijital videonun yer aldığı bir hafıza kartı yolluyor.
Now, Miss Crowley has been sending me a video on a digital card from a camera.
Bayan Crowley'in dairesine girdik ve kendisinin bir şeylerden şüphelendiğinden eminim.
We did gain access to Ms. Crowley's apartment, and I am sure she suspects something.
Çocuğa bakan o tatlı bayan kocasına geri dönmüş. Ondan sonra mutlu bir hayat sürmüşler.
And that nice lady who care for the boy, she came back to her hasbund, and they lived happily ever after.
Bunun için çok iyi bir sebebiniz olsa iyi olur, Bayan Goldstein.
You'd better have an excellent excuse for this intrusion, Miss Goldstein.
- Sadece bir kez daha. - Bayan.
- Ma'am.
Bu video, bu sabah zaman akışınızda bir anda mı ortaya çıktı Bayan Woodson?
So according to you, miss woodson, this video just magically appeared on your timeline this morning?
Bana güzel bir haber verin, Bayan Crawly.
Give me some good news, Miss Crawly.
Sizi temin ederim ki bayan, bunlar iyi çocuklar değiller, bana gelince de, bu, biraz karmaşık bir durum.
I can assure you, ma'am these ain't good boys I got here. And I myself, well
Natasha'ydı.Bayan bir polisi yakalamış.
That was Natasha, she's on her way here with a lady cop.
Anladığıma göre neden böyle hissedeceksiniz Bayan Palmer? Ancak topluluklarımızda karşılaştığımız şeylerin bir gerçekliği de var.
I understand why you feel that way, Mrs. Palmer, but there's also a reality of what we face in our communities.
Şu ana kadar, asi bir ergen aşık, bayan garson, galeri müdürü dadı ve bir sürtük oldum.
rebellious teenager, lover, waitress... gallery director, So far, I've been : nanny, and a whore.
Bir zamanlar Amber adında bir kokteyl bayan garsonu tanırdım.
I once knew a cocktail waitress named Amber.
Bayan Hearne de bir otobüs biletçisiydi.
It happens Miss Hearne was a clippie.
Bayan Hearne'nin erkek arkadaşı, öldüğü gece onun bir tür silah numarası içerisinde bulunduğunu söyledi.
Miss Hearne's boyfriend said she took part in some kind of a gun trick here the night she died.
Sınıf kaynaklarına utanıyor, Lanet malikanenin bayanı olmak zorunda kaldı Ve kızını bir ilk başlayana çevirin.
So ashamed of her class origins, she had to become lady of the fucking manor and turn her daughter into a debutante.
Kırsal kesimden hiç ayrılmayan genç bir İngiliz bayan tarafından yazıldı.
Written by a young Englishwoman who never left the countryside.
Evet, bayan, ancak önce bir teklifte bulunmalıyız.
Yes, ma'am, but we need to do a quote first.
Hayır, bayan, bir şey yok.
No, ma'am, nothing.
Bayan Alice, John Cougar Mellencamp'ın kötü bir şekilde kendini yaraladığını duydum.
Well, miss Alice, I hear John Cougar Mellencamp is scratching himself something terrible.
Onun hakkında endişe edecek bir durum yok, Bayan Vandy.
I wouldn't worry about him, Mrs. Vandy.
- Evet, bir randevum var ama seni alâkâdar etmez, Bayan Cora.
- Yeah, I got a date, not that it's any of your business, miss Cora.
Bir şeye ihtiyacın olduğunda, o dondurmacı bayanın tavırlarına katlanma bir daha.
Just so you don't have to put up with that ice cream lady's attitude next time you need a fix.
Bayan Hudson, oturma odamda bir kadın var!
Mrs. Hudson, there is a woman in my sitting room!
Çıkarken Bayan Hudson'a bir uğra, işe dahilmiş gibi hissetmeyi seviyor.
Pay Mrs. Hudson a visit on your way out, she likes to feel involved. You sure?
Bayan Hudson'ın duvar kâğıdının iyiliği açısından, yanlış bir parmak hareketinde ölü biri olacağını hatırlatayım.
For the sake of Mrs. Hudson's wallpaper, I must remind you that one false move with your finger and you will be dead.
Bayan Ricoletti, etkili bir şekilde herkesin dikkatini çeker.
Mrs. Ricoletti gets everyone's attention in very efficient fashion.
Bayan Ricoletti'ye oldukça benzeyen yedek bir ceset onun yerini alır ve küçük bir intiharla çok fazla ilgilenmeyen Emniyet Teşkilatı'ndaki morga götürülür.
A substitute corpse, bearing a strong resemblance to Mrs. Ricoletti takes her place and is later transported to the morgue, a grubby little suicide of little interest to Scotland Yard.
Bayan Ricoletti, kendisini tanıyan bir taksi şoförünü en sevdiği afyon kahvehanesinde kocasının önünü kesmeye ikna ediyor.
Mrs. Ricoletti persuaded a cab driver, someone who knew her, to intercept her husband outside his favourite opium den.
Merhum Bayan Ricoletti mezardan kalkıp gelmiş ve birazcık iyi bir makyajla elinizde intikama susamış bir hayaletin gazabı oluyor.
The late Mrs. Ricoletti has returned from the grave and a little skilled make-up and you have nothing less than the wrath of a vengeful ghost.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, bayan, araştırdığım davayla ilgili size bir kaç soru sormalıyım.
Sorry to bother you, ma'am, but I'm investigating a case and I just wanted to ask you a few questions.
Öyleyse, ama bu genç bayan mucizevi bir şekilde beni diriltti.
Quite so, but this young lady has miraculously revived me.
Bayanlar ve Baylar. Bayan Weiss bize bir iddianame sundu.
Ladies and gentlemen, Mrs. Weiss has presented to us a case.
Bayan Hutchinson, kocanız bu sabah Hubert Ulusal Bankasında gerçekleştirilen bir soygun sırasında öldürüldü.
Mrs. hutchinson, your husband was killed during a robbery at Hubert national this morning.
Bayan Adler, bir saate gelişmeleri aktarmak için geleceğim.
I'll tell you what, miss adler, I'll be back within an hour to give you an update.
Günlerimi bir hayaleti kovalayarak harcamamam konusunda Bayan Graham beni uyarmıştı.
Mrs. Graham had warned me not to spend my days chasing a ghost, and so I hadn't.
Hatasız bir şekilde Bayan Murray'ye ulaşması gerek.
This must reach Madame Murray without fail.
Bayan Drax bir hamster getirmiş.
Mrs. Drax brought a hamster in.
Bayan Fraser. Ne sevinç verici bir buluşma.
Ah, Mrs. Fraser, what a joyful reunion.
bayan 4473
bayan daisy 50
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayan smith 84
bayan o 169
bayan bennet 77
bayan doyle 71
bayan lee 52
bayan daisy 50
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayan smith 84
bayan o 169
bayan bennet 77
bayan doyle 71
bayan lee 52
bayan scott 58
bayanlar önden 23
bayan hunter 52
bayan tate 49
bayan johnson 73
bayan simpson 50
bayan harper 60
bayan davis 59
bayan hudson 105
bayan parker 51
bayanlar önden 23
bayan hunter 52
bayan tate 49
bayan johnson 73
bayan simpson 50
bayan harper 60
bayan davis 59
bayan hudson 105
bayan parker 51