Bir iş traduction Anglais
533,870 traduction parallèle
Jamie beni yetiştirirken harika bir iş çıkardı.
Jamie did an amazing job raising me.
Utandığım şey, onu bir sır olarak saklamamdı.
What I am ashamed of is that I kept it a secret.
Bilge Dyfrost, bu hediyeyi büyük bir tevazuuyla...
Wise Dyfrost, it is with the greatest humility that I do accept...
O bir broş değil.
It is not a brooch.
Enerji Vadisi inanılmaz bir yer.
Energy Valley is amazing.
Önemli olan dün gece Batı Altadenia Şövalyeleri'nin bir yetki töreni için toplanmış olması.
What is important is last evening, The Knights of West Altadenia assembled for a vesting ceremony.
Çünkü iyi bir adam böyle yapar.
'Cause that is what a good man would do.
En yakın olanı, hendeğe düşen bir yürüyüşçüye yardım ediyormuş.
Closest one is helping a hiker who fell down into a ravine.
Bir bunu mu çözemiyorsunuz?
This is the one thing you guys can't figure out? !
- Bir kumsal düğünü romantik olur.
Uh... uh, a beach wedding is romantic.
Bence... Bence bu senin için bir güç gösterisi.
I think this is a power trip for you.
Bazen biri arkadaşınsa, senin için bir şeyler yapmasına izin verirsin bir pelerin vermesi ya da düğün planına yardım etmesi gibi istemesen bile.
Sometimes if someone is your friend, you let them do stuff for you, like give you a cloak or help plan a wedding, even if you don't want it.
Kadın gaddar bir hükümdar yahu.
The woman is a tyrant.
Ne cins bir zar bu böyle?
What the hell kind of die is this?
# Dönüşür Kraliçenin görmediği türden bir silaha #
♪ Is a weapon like the Queen has never seen ♪
Emma, kendini suçluyorsun biliyorum, ama bu bir tek senin savaşın değil.
Emma, I know that you feel responsible, but this is not just your fight.
# Korsan dediğin bir kez sever #
♪ A pirate's life is one to love ♪
Nedeni... O kaseti dinlemek istememiştim, çünkü bana eskiden şarkımı bile dinleyecek kimsemin olmadığı bir zamanı hatırlatır.
The reason... the reason I didn't want to listen to the tape is because it reminded me of a time when no one even cared enough to listen to me sing a song.
Ve büyük bir memnuniyetle sizi karı koca ilan ediyorum.
Then it is with great pleasure that I now pronounce you husband and wife.
Bu bir son değil.
That's not what this is.
# Ama bir şey kesin, canım #
♪ But one thing is for sure, luv ♪
Eğer melezleri durduracak bir yol bulmazsak... tüm dünya Portland gibi olacak.
If we don't find a way to stop the hybrids, the entire world is gonna wind up like Portland.
Bence Abe bir şeyin peşinde.
I think Abe is onto something.
- Baba! - Ve beni... durdurmak için yapabileceğiniz bir şey yok.
- And there is nothing you can do to stop me.
Nerede olduğuna dair bir fikrin var mı?
Any idea where she is?
Ve Logan, o gerçek ve adalet ışığı, bir polis.
And Logan, that beacon of truth and justice, is a Cop? - Yeah.
Bu bir kalp krizi değil beyinle alakalı.
This isn't a stroke, but it is brain-related.
Ama benim için o melezlerden bir tane daha bulabilirsin.
But what you can do is get me another one of those hybrids.
Bu yeni melez sıradan bir çatalkuyruk değil.
This new hybrid is not like the razorbacks.
Bu yeni bir şey.
It is something new.
Tamamdır. "Tamamdır" mı? Sanki bu büyük bir şey değilmiş gibi...
"Got it," like this is no big deal.
Bir açıklaması olmalı. Isaac nerede?
Where is Isaac?
Bir domuzun beyin yapısı insan beynininkine benzer.
Structure of a pig's brain is similar to a human's.
Pekala, anladığım kadarıyla... bu melez gergedangillerin bir parçası... buzul çağından kalan mamutların bir parçası.
All right, as far as I can tell, this hybrid is part rhinoceros, part Pleistocene woolly mammoth.
Tüm bildiğim yönetimden bir kadının... bu çocuğu buraya getirmem için bana para ödemesi.
All I know is some lady in Admin paid me to get this kid here.
Bir şey oluyor... ve Abigail bu işin merkezinde.
Something's happening, and Abigail is at the center of it.
Size karşılığında yapabileceğimiz, yardım edebileceğimiz bir şey var mı?
Is there anything we can do to to repay you, to help you?
Bariyerin o kadar dışına hiç bir yer personel göndermez.
No agency is gonna send personnel that far past the barrier.
Neler olduğunu bilmiyorum ama buradan çıkmak için iyi bir zamanmış gibi.
I don't know what that is, but this seems like a good time to get out of here.
- Biz diye bir şey yok.
- There is no "we,"
Köpeği ile makarna paylaştığı başka bir videoyu mu?
Is it another video of him and his dog Lady-and-the-Tramping some spaghetti?
Raj kalmak için ucuz bir yer arıyor. Ben de "Hindistan" yazdım.
Raj is looking for a cheap place to live, and I wrote "India."
- Bizim için bir zevk.
It is our pleasure.
Raj maddi açıdan sıkıntılı bir durumda ve bunu düzeltmek için değişiklikler yapmasından memnunum.
Raj is in a difficult financial situation, and I'm glad that he's making changes to improve it.
Asıl tuhaf olan Penny'nin neredeyse bilimsel bir gerçeğe deyinmiş olması.
What's weird is that Penny almost got a science fact right.
- Onun içinden herhangi bir şey -
Wait, is anything gonna jump out...
Zor bir zaman geçirdiğini biliyorum.
Well, I know this is a difficult time for you.
Evet, özel bir durum söz konusu.
Yeah, this is a special circumstance.
Harika bir yer.
This is great.
Tabii ki vücudum yerine düşlerimin gıdıklanmasında bir sorun yok. Biliyor musun, altı yaşındayken...
Which, unlike my body, is an okay place to tickle.
Mantıklı bir soru.
That is a valid point.
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir işim var 34
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37
bir işim çıktı 20
bir işim var 34
bir iş buldum 29
bir işe yaramaz 50
işte 8558
iste 115
işin 35
islam 17
isis 37