English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bir şeyler yemelisin

Bir şeyler yemelisin traduction Anglais

310 traduction parallèle
Hadi bir şeyler yemelisin.
Let's eat.
- Ama bir parça bir şeyler yemelisin.
- But you should have a bite of something.
Dükkana gitmeden önce bir şeyler yemelisin.
You should eat before you go to the store.
Dışarı çıkmadan önce bir şeyler yemelisin.
You have to eat something before leaving.
Ama bir şeyler yemelisin baba. Aç karnına çalışamazsın. İnsan gece vardiyasında çalışınca hâliyle iştahı kaçırıyor işte.
I'm afraid it has been a mistake, Mr Johnston, we are awfully sorry
John, bir şeyler yemelisin.
John, you must eat something.
Belki de bir şeyler yemelisin.
Maybe you ought to eat something.
Bir şeyler yemelisin.
You should eat something.
- Halacığım, bir şeyler yemelisin.
- Auntie, you must have something.
Bir şeyler yemelisin.
You must eat.
Sen de bir şeyler yemelisin. Bu sabahki koşuşturma seni güçten düşürmüştür.
Hey, you better eat somethin'... all that runnin you did this mornin'must of made you weak.
Bir şeyler yemelisin.
You might as well eat something.
Bir şeyler yemelisin!
Sir, you should have something to eat
Yola çıkmadan önce bir şeyler yemelisin.
You have to eat something before that hard journey.
Ye şunu! O kadar içtikten sonra bir şeyler yemelisin.
You got to eat something after drinking.
Belki de önce bir şeyler yemelisin.
Hey, maybe you should eat something first.
Baba, bir şeyler yemelisin.
You should eat something, Papa.
Fakat önce, rahatlamalı ve bir şeyler yemelisin, hah?
But first, you must freshen up and have something to eat, huh?
bir şeyler yemelisin!
You've to eat something I don't want to
Bir şeyler yemelisin.
You must eat something.
- Bir şeyler yemelisin.
- You must eat something.
Bir şeyler yemelisin.
You gotta eat something, you know.
Bir şeyler yemelisin.
You oughta eat something, kid.
Bir şeyler yemelisin artık bebeğim.
You'll eat something, won't you baby?
Bir şeyler yemelisin.
No. You gotta eat somethin'.
Bir şeyler yemelisin.
You have to eat something.
Dinle asker, bir şeyler yemelisin.
Listen, soldier, you should eat somethin'.
- Gerçekten bir şeyler yemelisin.
- You must really eat something.
Bir şeyler yemelisin, büyükbaba.
You should eat something.
Gücünü ve zindeliğini geri kazanmak için bir şeyler yemelisin.
You should eat something to build your strength and return your vitality.
Bir şeyler yemelisin.
- Come on. You got to eat something.
- Bir şeyler yemelisin.
- You should have something to eat.
En kısa sürede bir şeyler yemelisin.
You should get something to eat soon.
Bir şeyler yemelisin, Ellinor.
You must eat, Ellinor.
Jeremy, bir şeyler yemelisin.
Jeremy, you need to eat somethin'.
Hadi oğlum, bir şeyler yemelisin.
Go my friend, must peck.
- Bir şeyler yemelisin, tatlım.
- You must eat, my dear.
Bir şeyler yemelisin.
You gotta eat something.
Gücünü toplamak için bir şeyler yemelisin. Haydi.
You need to eat something to keep your strength up.
O votkayı içmeden önce bir şeyler yemelisin.
You should eat before you hit that vodka.
- Ama bir şeyler yemelisin.
You should eat something.
- Bir şeyler yemelisin.
- You've gotta eat something.
Bir şeyler- - Bir şeyler yemelisin.
You should... You should eat something.
- Bir şeyler yemelisin.
- You have to eat something.
Toby, bir şeyler yemelisin.
Toby, you got to eat something.
Büyükanne, bir şeyler yemelisin.
Grandma, you've got to eat.
Gwyn bir şeyler yemelisin.
Gwyn... you must eat.
Bir şeyler yemelisin.
You really should eat something.
Haydi Tara. Bir şeyler yemelisin.
Come on, Tara, you have to eat something.
Lelia, kahve içmek dışında bir şeyler de yemelisin.
Lelia, you should eat something besides black coffee.
Bir şeyler yemelisin ufaklık.
You ought to eat something, kid.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]