Bir şeyler olmalı traduction Anglais
2,052 traduction parallèle
Yanlış giden bir şeyler olmalı.
He might be in trouble!
İçinde görmemizi istemediği bir şeyler olmalı.
There must be something in there he doesn't want us to see.
Lütfen, mutlaka yapabileceğim bir şeyler olmalı.
Please, there must be something that I can do.
İlaç dolabında bir şeyler olmalı, Justin yine fenalaşırsa oraya bakın.
And there should be some stuff n the medicine cabinet... in case Justin starts to feel sick again.
- Yanlış bir şeyler olmalı.
- Something must have been.
bir şeyler olmalı ama.
There has to be something.
Ama kesin bir şeyler olmalı, bir bar dolusu ölü gibi.
But it's gotta be something definite, like, say, a pub full of dead people.
Yapacak bir şeyler olmalı.
There's gotta be somethin'.
Kev'in makarasında bir şeyler olmalı.
There might be something on Kev's roll.
Daha fazla bir şeyler olmalı. Bu hiç...
- There's gotta be more to it. lt's not- -
Güller hakkında söyleyecek bir şeyler olmalı ama aklıma hiçbir şey gelmiyor.
There's something to say about those roses, but I can't think what it would be.
Mutlaka bildiğin veya sezdiğin bir şeyler olmalı.
You must have an instinct on this. Something.
Bize ait bir şeyler olmalı, ikimize de bu geceyi hatırlatacak bir şeyler.
But there has to be something of us, of both of us, to remind us of this night.
Orada bir şeyler olmalı.
There's got to be some dirt on there.
Bir şeyler olmalı.
There has to be something.
Yapabileceğimiz bir şeyler olmalı.
Must be something we can do.
Modellendiğim insana dair bir şeyler olmalıydı.
Something about the kind of person I was modeled on.
150 kız ona bayıldığına göre onda mutlaka bir şeyler olmalı.
There's something about him.. .. that's why 150 girls are crazy about him.
Yapabileceğimiz bir şeyler olmalı.
There must happen something.
Hadi gidelim, yanlış giden bir şeyler olmalı.
Let's go up. Something's wrong.
Şu anda, burada, yapabileceğiniz bir şeyler olmalı.
There has to be something you can do right here, right now.
Arabada bir şeyler olmalı. Bir bomba falan.
There's got to be something in the car, some kind of a bomb.
Haydi ama, hoşuna giden bir şeyler olmalı.
Come on, there must be something else you'd like.
Yapabileceğimiz bir şeyler olmalı.
There's got to be something we can do.
Hadi ama yapabileceğimiz bir şeyler olmalı.
I mean, come on. There's got to be something that we can do.
Bende iyi bir şeyler olmalı.
Must be something nice about me.
Burada bir şeyler olmalı.
There's gotta be something here
Yani mutlaka bu virüsü de yok eden bir şeyler olmalı.
So something must have killed this virus.
Geçmişte yaşadığın pişmanlıkların sana bir şeyler öğretmiş olmalı.
It must be back to teach you a little remorse.
Ekibiniz bir şeyler bulmuş olmalı.
Your unit must've gathered something.
Yani, hakkımda bir şeyler keşfetmiş olmalısın.
Then, you must have learned something. What was it?
Sun Hwa, Kim Hyun Joon'la beraberken İRİS'le ilgili bir şeyler bulmuş olmalısın.
Sun Hwa, you should've found out a lot about IRIS while you were with Kim Hyun Joon.
Bir şeyler saklıyor olmalı.
He must be hiding something.
Bir şeyler saklıyor olmalı.
It's as if he's trying to hide something from me
Bir şeyler olmuş olmalı.
Something must've happened.
Bu boyuttaki bir savaşta tek kaygımız kendimiz için alakadar şeyler olmalı. "
In a war of this magnitude our only concern should be for ourselves. "
Ama bir şeyler yapıyor olmalısın.
What? You must do something.
İş rock'n'roll a gelince inandığınız bir şeyler olmalı.
When it comes to rock and roll, you need something to believe in. Integrity means everything.
Bu konuda bir şeyler biliyor olmalısınız.
I suppose you lot would know about that sort of thing.
Tartışmamıza konuşmaya değer bir şeyler getirdiğim için minnettar olmalısın.
You should be grateful that I try to bring something to our discussions.
Hala bir şeyler hissediyor olmalısın.
You must still have some.
Biliyorum ama bu sefer bir şeyler ters gitmiş olmalı.
I know it, but something must have jumped wrong this time.
Savcı ona idam cezası vermek istiyorsa, kötü bir şeyler yapmış olmalı.
He had to do something bad if the prosecutor wants the death penalty.
Bir şeyler olduğunu gördüğün an hazırlıklı olmalısın.
When you see it, you have to be ready.
Bir şeyler söylemiş olmalı.
he must have said something.
Bir şeyler görmüş olmalısın.
You must have seen something.
Bir şeyler eksik olmalı.
It must be something lacking in me.
Aklımı kaçırmış olmalıyım ama tasarımcı vitrinine bir şeyler koymam gerek.
I mean, I must be out of my mind but I must get something up on this designer's showcase. Yeah.
Bunlar size bir şeyler anımsatmış olmalı, Bertie.
That must ring a few bells with yοu, Bertie.
- Başka bir şeyler daha olmalı. - Sosyal kulüp belki.
There must be something else that links them.Social club?
Ama birilerine, bir şeyler ifade ediyor olmalı.
But it means something to somebody.
bir şeyler içelim mi 27
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler oluyor 92
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler oluyor 92