English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Bu haksızlık

Bu haksızlık traduction Anglais

1,873 traduction parallèle
Lucas Scott, bu haksızlık!
Lucas Scott, that is so unfair.
Bu haksızlık.
- This is not fair.
Ama bunu seni kızdırıyorlar diye yapma. Bu haksızlık.
But don't do it because they resent you - - that's not fair.
Bu haksızlık!
I want my family! It's not fair!
- Size hayaletler var demiştim. Ama bu haksızlık.
I said there were ghosts, but that's not fair.
- Bu haksızlık.
- That's not fair. - Jake.
Bak bu haksızlık ama.
Okay, that is so not fair.
Bu haksızlık.
It's not fair.
- Hayır, bu haksızlık!
No, that's not fair!
Bu haksızlık!
THAT'S NOT FAIR.
- Bu haksızlık.
No fair - that's peeking.
Hayır. Bu haksızlık!
No, that is not fair!
Ama bu haksızlık.
Oh, that's so not fair.
Niçin hoşlandığım her erkek gitmek zorunda oluyor? Bu haksızlık.
Why is it that every guy that I like always has to leave?
Bu haksızlık!
It's not right!
- Ama bu haksızlık!
- Hey, no fair.
Bu haksızlık!
That's not fair though!
Ama bana parayı verirken böyle bir şeyden söz etmemiştiniz. Bu haksızlık!
That's not what you said when you lent me the money.
Bu haksızlık, baba.
It's not fair, Dad.
Kankalar, bu haksızlık değil mi?
Dudes, what's wrong with that one?
Ailen varsa yapamazsın bunu. Bu haksızlık.
You can't do that in a family, it's not fair.
- Bu haksızlık!
- I deserve to get out of here! - Calm down.
Bu haksızlık!
It's so unfair.
Hayır, bu haksızlık.
Jack. No, that's not fair.
Bu haksızlık, adamım.
This ain't right, man.
Bu haksızlık!
That is so unfair!
Bu haksızlık..
this is so unfair.
Haksızlık bu!
It's not fair!
Yani tamam, öylede, ama... Bu Brooke'a haksızlık.
I mean, it is, but... it's hard on Brooke.
Bu sana haksızlık.
It's not fair to you.
Haksızlık bu!
It's just so unfair!
Bu tamamen haksızlık.
This is totally unfair.
Bu gerçekten haksızlık.
You know, that's really not fair.
Ama haksızlık bu.
Not fair, sweet pea.
Bu Keith'in anısına haksızlık.
It's not fair to Keith's memory.
Haksızlık bu. Ben hamileyim siz iki ayı eğleniyorsunuz.
I'm here pregnant, you two are having the time of your lives.
§ Bana kalırsa, bu sikik şey haksızlık §
§ To me, that's fuckin'foul §
Ama bu da sana haksızlık.
I'VE ALWAYS DEFENDED HIM, BUT IT'S NOT FAIR TO YOU.
Bu bize haksızlık!
IT ISN'T FAIR TO US.
Bu kendine haksızlık olur.
It's not fair to you.
Haksızlık bu.
This is totally unfair.
İşte bu yüzden haksızlık.
I'm goin'to swing both ways,
- Bu haksızlık.
I know.
Bizden çok yüksek seviyede! Haksızlık bu!
He's a way higher level than us.
Bu sana haksızlık.
It has not been fair to you.
Ama haksızlık bu.
That is so unfair.
Haksızlık bu. - Haklısın.
( Jenna ) I can't believe that this is happening to me.
Reklamlardan kalan boşluğu başkan skeçleriyle dolduran insanlarsınız. Haksızlık bu!
You write skits mocking our presidents to fill time between car commercials.
Hayır. Bay Kaufman, bu Bob'a haksızlık özellikle de Charlotte ve Kenny'e. Annelerini böyle değiştiremezsiniz.
Mr. Kaufman, this is not fair to Bob, especially Charlotte and Kenny, to change moms like this.
Bu tamamıyla haksızlık.
- Well, I wouldn't stand for it.
- Haksızlık bu.
It isn't fair.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]