Bu sana traduction Anglais
42,351 traduction parallèle
- Bu sana dostum.
- That's for you, my friend.
Bu sana.
Piece for you.
Bu sana bağlı Prime.
Depends on you Prime.
Bu sana ders olsun.
Let that be a lesson to you.
Bu sana zaman ve saygınlık kazandırır.
It saves time and honour
Bu sana verilen nimet.
It's our blessings to you
Bu sana çılgınca gelebilir fakat biz düşündüğün yerde değiliz.
I know this is going to sound crazy to you, but we're not where you think.
Bu sana uyuyor mu?
You're okay with this?
Bu sana ders olsun rezil kepaze!
Take that, you scurvy scallywag!
Bu güzel bir şey, sana gösterebilirim.
It's nice and I could show it to you.
Bu yüzden sana saygı duyuyorum.
I respect you for that.
Sana söylüyorum, bu o kız.
I am telling you, this girl is the one.
Kalbimde sana olan bu hislere rağmen neden hala benim için çabalıyorsun?
After everything I've felt in my heart towards you, why would you keep working on me?
İyi, o zaman bu bilgiyi sana neden veremeyeceğimi biliyorsun.
Good, then you should know I can't do that.
İşte benim oğlum bu kadar, aferin sana.
That's it my boy, that's it, that-a-boy.
Gundy benim ya da onun sana bu işi yaptıracağını düşündü.
Well, Gundy figured one of us would get it.
- Sana söylüyorum, bu kez farklı.
- This is different.
Sana verebileceğim şey bu.
It's what I give you, what you take and what there is.
Bu büyük sevinç bana umut verdi. Senin yanına Kiev'e geleceğim ve sesini duyup sana dokunabileceğim.
This great joy gives me such hope that I can soon join you in Kiev and truly hear your voice and feel your touch.
Sana söylüyorum çocuklar, biz bu sapığı yakaladık, Ve onları snoopy sosuna götürür. Çok büyük.
I'm telling you guys, we nab this weasel, and he leads them to the snoopy sauce.
Kötü haber, Oğlumu bulamamışlar ve bu özellikle senin için kötü Çünkü artık sana ihtiyacımız yok.
The bad news is, they haven't found my son, and that's especially bad for you because we don't need you anymore.
Bu da sana.
Piece for you.
Hayır, bakın, anne, bu sefer, sana kanıtı kanıtlıyorum Gevşek uçları bağlamak için yardımcılarına ihtiyacınız yok.
No, see, mom, this time, I'm proving to you you don't need your helpers to tie loose ends.
Ve sana garanti ederim, siouxsie hess, Bu okula asla hayatta kalmayacaksın.
And let me assure you, siouxsie hess, you will never leave this school alive.
Bu öğleden sonra o dövüşe çıkmazsın. Karmakarışık bir adam sana gerçek bir kötü şeyler yapmak isteyebilir.
You don't show up to that fight this afternoon, an unhinged man might wanna do something real nasty to you.
Sana söylemek istediğim şeyin bu olduğunu mu sandın?
That's what you think I wanted to tell you?
Bu yüzden seni tuttum. Bu yüzden sana para veriyorum!
That's why I hired you, that's why I pay you!
Sana yemin ederim ki bu durumun ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok.
I promise you, I haven't the foggiest idea what all this is about.
Bu yüzden sana bir vaka veriyorum, Sherlock.
So I'm giving you a case, Sherlock.
Bu arada mekanda yaptıklarını gerçekten beğendim Yani canavar film ışıklandırması ve mis kokan oda kokusu Kimsenin sana çekici olmadığını söylemesine izin verme
I mean the monster movie lighting and the musky air freshener and don't let anyone tell you you're not working that primer because wow, I have never found you more attractive and now that I've been in here for a couple of minutes the stench
Ama ben sana yardım etmeye.... Bu yarışı kaybedersem neler olur biliyor musun? Cruz
I was just trying to.... do you know what happens if I lose this race every mile of this trip was to get me faster than Jackson storm faster.
Evet bu benim son şansım Sana ilk şansını vermek için Cruz Bu şansı iyi kullan
This might be your last chance which makes it my last chance to give you your first chance Cruz this time I want you to take it
Bu öfkeni kullanarak kendini geliştirebilirsin Kızgın değilim dedim sana.
You know, you can use that anger to push through I said I'm not angry.
Cruz, çık oradan! Bu pistlerde sana yer yok Evet, tabi ki var.
You don't belong on this track yes, I don`t.
Bana söylemek için sana 750.000 doları ödemiştim bu muydu?
That's what I paid you $ 750,000 to tell me?
Sana söyledim, bu şehirde kimseye güvenemeyiz. Özellikle şoförünüz.
I told you, we can't trust anyone in this city, especially your driver.
Sana anlamlı gelebilecek tek yolun bu olduğunu düşünüyordum.
I would think that's the only way you could make sense, though.
Bu yüzden sana "Bo" diyeceğim.
I'll call you Bo.
Bak, adını hala bilmiyorum. Bu yüzden sana "Bo" diyeceğim.
OK, Mr.I don't know, I'll call you Bo.
Biz sana geleceğiz. O helikopterde bu şeyi öldürmeye yetecek kadar mühimmat var.
There's enough munitions on that Sea Stallion to kill this thing.
Bu arada telefonun yok, cep lazım sana.
By the way, you don't have a phone, you need a mobile.
Ve bu kadın, yanında yan yatıyor Ve "bir kadın sana sorduğunda," diyor.
And this woman, she saddles up next to him and she says, " when a woman asks you
Bu soruyu sana hemen geri atarım.
I'd just throw that question right back at you.
- Sana söz verdikleri şey bu muydu?
- That's what they promised you?
Bu sayfanın tamamını yazdım Sana söyleyeceklerimi.
I had this entire page written of what I was gonna say to you.
- Bu arada telefon sana.
- Oh, it's for you, by the way.
Eğer kız kardeşimin güvenliği ihlal edildiyse eğer kız kardeşimin asayişi ihlal edildiyse eğer kız kardeşimin tutukluluğu ihlal edildiyse kısacası, eğer kız kardeşimin bu adadan herhangi bir zamanda çıktığına dair bir işaret görürsem, sana yemin ediyorum, sen çıkamayacaksın!
If the safety of my sister is compromised, if the security of my sister is compromised, if the incarceration of my sister is compromised, in short, if I find any indication my sister has left this island at any time, I swear to you, you will not!
Bu enstitünün müdürü olarak sana kesin, net bir şekilde güvenmiştim!
I put my trust in you, my implicit trust, as governor of this institute!
Bacaklarımın arasındaki şeyin bu işte bir rolü olsaydı sana garanti veririm ki bu gemiyi onunla indirebilirdim.
If what's between my legs had a hand on it... I guarantee I could have landed this ship with it.
Sana bu gezegen ve içindeki ışık hakkında öğretmem gereken çok şey var.
There's so much that I need to teach you about this planet... and the light within.
Sana boyunun bu kadar olduğunu söyledik.
We told you it was this big.
bu sana ders olsun 23
bu sana bağlı 53
bu sana kalmış 47
bu sana bir şey ifade ediyor mu 16
sana 1211
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
bu sana bağlı 53
bu sana kalmış 47
bu sana bir şey ifade ediyor mu 16
sana 1211
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana söylüyorum 711